AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
Bartın'daki büyük acının gölgesinde bu toplantının gerçekleştirildiğini dile getiren Çelik, MKYK toplantısında, Meclis çalışmaları haricinde en önemli vakit ayırdıkları maddenin Bartın'daki maden kazası olduğunu belirtti.
Bu olayla ilgili kapsamlı bir bilgilendirmenin yapıldığını kaydeden Çelik, şu ifadeleri kullandı:
Çelik, 28 Ekim'de, Cumhuriyet Bayramı'ndan bir gün önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından "Türkiye vizyonu" konuşmasının yapılacağını ifade ederek, "Bununla ilgili hazırlıklarımız sürüyor. Bütün vatandaşlarımızı 28 Ekim'de Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yapılacak 'Türkiye vizyonu' konuşmasını dinlemeye davet ediyoruz." dedi.
Terörle mücadele konusunda yürütülen çalışmaların dünya tarafından nasıl takip edildiğini yakından izlediklerini belirten Çelik, bu mücadelenin hukuk içerisinde yürütüldüğünün altını çizdi.
ABD'nin, Ekim 2019'dan bu yana Suriye bağlamında, "Ulusal Acil Durum" başlığıyla raporlar yayımladığını dile getiren Çelik, son raporun ise 12 Ekim 2022'de yayımlandığını aktardı.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
ABD'nin 17 Ekim 2019 tarihli taahhüdüne bağlı olması gerektiğinin altını çizen Çelik, şunları kaydetti:
"Orada, terör mücadele konusundaki açıklamanın hükümlerinin yerine getirilmesi gerekir. Bir kere daha gördük ki Cumhurbaşkanımızın 'Bir gece ansızın gelebiliriz' mottosuyla Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatlarının talimatını vermesi sınırlarımızda bir terör devletinin kurulmasını engellemiş, terör devletçiklerinin kurulmasını sağlamaya çalışan siyasi planlamaları ve birtakım organizasyonları darmadağın etmiştir.
Eğer bu harekatlar olmasaydı Türkiye'nin sınırında PKK terör örgütünün ya da DEAŞ terör örgütünün birtakım sözde siyasi oluşumları söz konusu olacaktı. Bütün bu tablo, ne kadar haklı, ilkeli bir mücadele yürüttüğümüzü net bir şekilde ortaya koymaktadır. Şunu hiç kimse aklından çıkarmamalıdır. Türkiye'nin sınırlarına, insanımıza, devletimize, anayasal düzenimize dönük herhangi bir tehdit gördüğümüzde bedeli ne olursa olsun ve sonu nereye giderse gitsin bunu yok etmeye kararlıyız, buna gereken cevabı vermeye kararlıyız."
AK Parti Sözcüsü Çelik, şimdiye kadar Türkiye'nin, ulusal güvenliği konusunda herhangi bir şekilde şaka yapmadığını, ulusal güvenliğinin gereklerini yerine getirme konusunda hiç kimsenin icazetini duymaya ihtiyacının olmadığını, kim ne derse desin ulusal güvenliğinin gereklerini yerine getirme konusunda açık ve net bir tutum içerisinde olduğunun görüldüğünü belirtti.
Çelik, "Hala bu raporlar vasıtasıyla terör örgütlerine destek veriliyorsa ve bunu müttefiklerimiz yapıyorsa o zaman Türkiye'nin kendi bildiğini yapmaya devam etmekten ve bu terör örgütlerini bulundukları her yerde darmadağın etmekten başka bir seçeneği yoktur. Herhangi bir şekilde ne kara vatanımızda ne mavi vatanımızda herhangi bir mütecaviz yaklaşıma izin vermeyeceğimizi bir kere daha ortaya koymuş oluyoruz." şeklinde konuştu.
Son dönemde en önemli gündem maddelerinden birinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kazakistan ziyaretiyle ilgili olduğunu belirten Çelik, Erdoğan'ın Asya'da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı'na katılmak üzere Kazakistan'a gittiğini ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı'na katıldığını hatırlattı.
Çelik, bütün bölge açısından en kapsamlı barış perspektifine sahip Türkiye'nin gerçek bir diplomasi devleti, sözüne güvenilen bir devlet olduğunu söyledi.
Dünyanın dikkatini çeken ve çok tartışılan konunun, Putin'in Avrupa'ya gazın Türkiye üzerinden gitmesi yaklaşımı olduğunu ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
Sadece Rusya meselesi değil Asya'daki başka aktörler de Türkiye'nin güvenilir enerji üssü ve güvenilir bir ortak olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin gaz dağıtım merkezi, enerji üssü olması, en güvenli, en verimli ülke olduğu konusunda herkes hem fikir. Dolayısıyla önümüzde tahıl koridorunun gerçekleşmesi gibi yine Türkiye'nin merkezde olduğu, Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü inisiyatif vasıtasıyla bir gaz koridorunun gerçekleşmesi de söz konusu olabilecektir. Herkesi bu konuya sağduyulu bir şekilde yaklaşmaya, ve Türkiye'ye destek vermeye davet ediyoruz."
Çelik, Cezayir'in ev sahipliğinde Filistinli grupların Filistin Ulusal Uzlaşı Konferansı'nda bir araya geldiğini belirterek, konferansın başarıya ulaşmasını, alınan kararların uygulanmasını ve etkili bir şekilde hayata geçirilmesini desteklediklerini vurguladı.
AK Parti teşkilat başkanlığının şehir buluşmaları ve toplantılarını sürdürdüğünü ifade eden Çelik, bu buluşmaların vatandaşlarla bir araya gelmek açısından son derece verimli sonuçlar doğurduğunu belirtti.
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Çelik, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyareti, 6'lı masanın cumhurbaşkanı adayı için icazet ziyareti olarak yorumlanmıştı. Ziyaret sonrasını ve özellikle gizemli 8 saati nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu şöyle cevapladı:
Çelik, bir gazetecinin "Anayasa değişikliğiyle ilgili teklifte 24. ve 41. maddelerle ilgili çalışmaların bittiğine dair açıklamalar yapıldı. CHP tarafından, Anayasa'ya başörtüsü dışında kategorik olarak karşı çıkacaklarına dair sinyaller geliyor. Hem CHP'nin tutumunu değerlendirmenizi hem de 41. maddede nasıl bir formülasyon getirdiğinizi öğrenmek istiyorum." sözleri üzerine, "Anayasa ile ilgili çalışma Cumhurbaşkanımıza arz edilecek, 24. ve 41 maddeler bağlamında. O son şekli verildikten sonra bu ortaya koyulacak." ifadelerini kullandı.
CHP'nin, AK Parti tarafından büyük bir mücadele verilerek çözülmüş bir meselenin ardından kanun teklifini getirdiğini aktaran Çelik, Kılıçdaroğlu'nun açıklamasında, "Bu konuda böyle bir adım atacağız, geçmişte yaptığımız yanlışı düzelteceğiz." dediğini söyledi.
Geçmişte yapılanın yanlış olduğunun vurgulanmasının önemine işaret eden Çelik, "Ama burada bir soru var. Orada sizin ortaya koyduğunuz bu tavırlar ya da yaptığınız açıklamaların oluşturduğu o karanlık atmosfer yüzünden 1 nesil, 2 nesil kadınlar geleceklerini kaybetti. Şimdi bunu 'Ben sizinle helalleştim' diyerek tek taraflı şekilde kapatmaya çalışırsanız burada samimiyet problemi, samimiyet konusunda büyük bir cari açık ortaya çıkar. Dolayısıyla bu insanlarla nasıl helalleşeceksiniz, kayıp yıllarını nasıl vereceksiniz?" diye konuştu.
"Biz iktidara gelirsek" diye başörtüsü, türban ayrımı şeklindeki çirkin, siyasi manipülasyonu, siyasi tuzağı yeniden kurmaya çalışanlar olduğunu ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"Bakanlık yapmış bir CHP'li çıktı o siyasi tuzağı yeniden diriltmeye çalışarak, başörtüsü meselesi demedi ama 'Ben ve benim gibiler iktidara gelirsek biz türbanla uğraşmaya devam edeceğiz' dedi. Şimdi biz bu siyasi tuzakların ne manaya geldiğini biliyoruz. Burada mutfakta biri mi var' diye sormamıza gerek yok. Mutfakta ne olduğunu biliyoruz. Bu çirkinliğin karşısında peki Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi nasıl bir tutum almıştır? Hiçbir şey söylememişlerdir."
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'de doğal gaz merkezi kurulması önerisinin bazı kesimler tarafından iç siyasete bağlandığının ve "Putin seçimleri AK Parti kazansın istiyor" yorumlarına neden olduğunun hatırlatılması üzerine Çelik, "Bazı arkadaşlar seçimi karşı ittifakın kazanacağına o kadar angaje olmuşlar ki baktıkları her olayda, buradan AK Parti kazanacak diye bir şey görüyorlar." dedi.
Çelik, Putin'in açıklamasının hassas şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye, barıştan yana bir devlet olarak her halükarda bu süren savaşın tansiyonunun azaltılması, ateşkese gidilmesi, daha sonra barış anlaşması yapılması gibi bir tutumu güçlü şekilde sürdürürken bir yandan da bu savaşın insanlık için maliyetinin azaltılmasına uğraşıyor. Tahıl koridoru da budur, Cumhurbaşkanımızın gaz meselesindeki iradesi de budur. Dolayısıyla ona bakıp da birilerinin çıkıp Putin, 'AK Parti seçimi kazansın diye çalışıyor' şeklinde yaklaşımda bulunmaları biraz fazla takıntılı bir şey olmuş. Çok sağlıklı görmüyorum bunu." diye konuştu.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in Avrupa'yı güzel bir bahçeye, dünyanın geri kalanını ise ormana benzettiği söylemine ilişkin değerlendirmeleri sorulan Çelik, "Herhalde sömürgecilik nasıl savunulur diye bir paragraf yazılması istenseydi Borrell'inki birincilik alırdı. Böylesine sömürgeci bir tavrı, insanlığı Avrupalı olan ve olmayan diye ayıran, Avrupa'yı bir bahçe sayıp, dünyanın geri kalanını vahşi bir 'cangıl' sayan bir anlayış, Avrupa merkezciliği ortaya koyarken insan merkezci olmadığını gösteriyor." dedi.
Çelik, Borrell'in bu açıklamayı kendisinden önceki AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini'nin başında olduğu diplomasi okulunda, yeni diplomatlara ders verirken yaptığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
Çelik, alınan kararlar öncesinde Alevi Bektaşilerin taleplerinin toplandığını hatırlatarak, "Bu konuda atılmış bu adım bence birliğimizi, dirliğimizi büyütme, pekiştirme anlamında çok büyük bir adımdır. Oradaki dostlarla, canlarla, dedelerle konuştuğumuzda da herkesin bundan duyduğu memnuniyeti gördük." dedi.
Atılan adımların eksi ve artılarının değerlendirilmesinin doğal olduğunu söyleyen Çelik, "Ama birilerinin 'Bizim kurumlarımız bizden çıkıyor' ya da bu bahsettiğiniz HDP kesiminden gelmişti, 'Buraya kayyum atanıyor' gibisinden yaklaşımlar şunu gösteriyor, bunlar herhangi bir şekilde meselelerin çözümünden, birlikten, dirlikten beslenen yaklaşımlar değil. Çözümsüzlükten, kaostan, çatışmadan beslenen bir yaklaşım ortaya koyuyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulacak Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Alevi kurumlarının geliştirilmesinin destekleneceğini ifade ederek, "Onun ötesinde bir yaklaşım söz konusu olmaz ama kendi siyasi zihniyetlerine farklı örgütlerin kayyum atadığı kesimler maalesef bunu topyekun reddediyor." dedi.
Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros'un Sakız Adası'nı ziyaretine ve oradaki açıklamalarına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Çelik, şunları kaydetti:
Ömer Çelik, gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılmasının sözleşmelere aykırı olduğunun ve Yunanistan'ın sözleşmeleri ihlal ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı düşmanca tavır takındığını söyleyen Çelik, anlaşmazlıkların çözümünde diplomasi yolu tercih edildiğinde Türkiye'den daha verimli ve güvenilir bir muhatap bulunamayacağını söyledi.