MHP Genel Başkanı Bahçeli, genel merkezde partisinin Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve milletvekilleri ortak toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı'nın 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine tam olarak hazır olduğunu belirterek, "Bizim başarımız demek, ‘mazlumların umudu’ demektir. Bizim başarımız, ülkemizin yükselişi demektir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı milli bağımsızlık gücü, varoluşumuzun güvencesi, milli birlik ve kardeşliğimizin güvencesidir. Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi, Türkiye’nin gücüne güç eklemiştir. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli ikiz deprem ülkemize son bir asrın en büyük felaketini yaşatmıştır, acılarımız çok büyük olsa da bu acıları iyileştirecek milli ve manevi dayanışma, göz kamaştıran gönül seferberliği eşliğinde kuvvetten fiile geçmiştir. Felaketin ağır enkazı karşısında Türkiye, Türk milleti tek ses, tek bilek haline gelmiştir. Depremin ilk anından itibaren devlet tüm gücüyle bölgeye intikal etmiş, kanayan yaraların sarılması, çökmüş binaların altında kalan kardeşlerimizin kurtarılması amacıyla geceli gündüzlü bir mücadele başlamış, kısa süre içinde de sonuçlar alınmıştır" diye konuştu.
Bahçeli, Türkiye’nin huzurlu geleceğinin, bundan sonraki yol haritası, altyapı yatırımlarının, hizmet siyasetinin devamlılığının 14 Mayıs seçimlerine yakından bağlı olduğunu kaydederek "Felaketin gölgesinde yapılacak bir seçim için geri sayım başlamıştır. Bir an evvel seçimleri yapıp ülkemizin ana sorunlarının çözülmesine, yeniden inşa edilmeyi bekleyen deprem bölgesine kilitlenmek asıl gayemiz. Türkiye’nin kaybedecek bir saniyesi bile yoktur. Gecikmeye, oyalanmaya, ağırdan almaya hakkımız yok. Bizim derdimiz Türkiye’mizin kısa sürede derlenip toparlanmasıdır. Bizim meselemiz milletimizin beklentilerini karşılamaktır. 14 Mayıs seçimlerinin ülkemize, milletimize ve demokrasimize hayırlı olmasını diliyorum. Yaşadığımız acılar sebebiyle seçim kampanya döneminin sakin, sabırlı, anlayışlı, sağduyulu, kutuplaşmadan uzak, demokratik nezaketle, projelerin rekabeti ile geçmesi başlıca dileğimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi buna hazırdır, siyasi muhataplarımıza çağrımız da bu yöndedir" dedi.
Bahçeli, barajı aşan siyasi partilere her yıl hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirlerinden ödenek belirlendiğini hatırlatarak, "Bu ödenek hazine yardımı yapılacak siyasi partiler arasında, bu partilerin genel seçim sonrasında Yüksek Seçim Kurulu'nca ilan edilen toplam geçerli oy sayıları ile orantılı bölüştürülmek suretiyle her yıl ödenmektedir. Bu ödemelerin o yılki genel bütçe kanununun yürürlüğe girmesini takiben 10 gün içinde tamamlanması da zorunludur. Milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların yüzde 3'ünden fazlasını alan siyasi partilere de hazine yardımı yapılması söz konusudur. Bu yardımdan faydalanabilecek siyasi partilere milletvekili genel seçiminin yapılacağı yıl 3 katı, mahalli idareler seçim yılı için de 2 katı olarak ödeme yapılmaktadır. Geldiğimiz bu aşamada bizim teklifimiz şudur; 14 Mayıs 2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri için siyasi partilere ödenen 3 kat fazla ödeneğin doğrudan depremden etkilenen 11 ilimize ve depremzede vatandaşlarımıza aktarılması mutlak surette düşünülmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi böyle bir feragate gönüllüdür ve hazine yardımı alan diğer siyasi partilerden de aynı hassasiyeti ümit etmektedir. Her yıl ödenen hazine yardımının 3 katı düzeyindeki kısmından mağdur kardeşlerimiz adına vazgeçmeye varız ve herkesi duyarlı olmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
Bahçeli, AYM’nin HDP'nin hazine yardımı ödenen hesaplarına geçici bloke konulmasına dair kararı kaldırmasına ilişkin, "AYM’nin HDP ile ilgili aldığı karar gafilliktir. AYM oy çokluğuyla karar almış ve yine safını belli etmiştir. HDP'nin kapatılması istemiyle AYM nezdinde açılan dava devam ediyorken terör ve bölücülük yatağının alacağı yardıma bloke konmuştu. Bu mahkeme söz konusu blokeyi kaldırmış, HDP'ye hazinenin kasasını açmıştır. Bu, yürek burkan hukuk skandalı olarak anılacak bir karardır. Bu karara oy veren mahkeme üyeleri vicdanlarının sesi değil ihanetin sesini dinlemiştir. Hukukun siyasileştiğini iddia eden, gürültü kirliliği yapan müfterilerin hiçbir eleştirisi duyulmamıştır. İşlerine geldi mi ‘adalet’ derler, gelmedi mi adaletin rafa kaldırıldığını iddia edecek kadar ikiyüzlüdürler" dedi.
Bahçeli, seçimden sonra Cumhur İttifakı'nın yegane hedeflerinden birinin yeni anayasa olduğunu belirterek, "AYM'nin kuruluş ve yargılama esasları kökten değiştirilmeli, hainlere zeytin dalı uzatan kahredici mevcut yapısı bütünüyle tasfiye edilmelidir. AYM, Türk milletinin mahkemesi değildir. Teröristlere hazine yardımını açan melanet olarak algılıyoruz. HDP kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarmayı hedefliyorsa AYM başkanı arayıp da bulamayacakları özelliklere sahiptir. AYM'nin bölücü terör örgütünün arka bahçesi olması hukuk katlidir. Buna göz yumamayız. Böylesi alçalmayı sineye çekemeyiz. Şehitlerin kemiklerini sızlatan, kahramanlarımızı incitip yok sayan mahkemeyi biz de yok sayarız. Suçlunun masum kabul edilip, masumların suçlandığı Türkiye olamaz. Cumhur İttifakı böylesi kepazeliğe müsaade etmeyecektir. Teröristi aklayan mahkeme yapısına sonuna kadar karşı çıktık. Türk adaletine verilen zararı cübbe giyip karar açıklayan üyeleri nasıl tamir edecektir? Kandil’den 3-5 terörist olsaydı aynı karar aynı şekilde çıkmayacak mıydı? Bu soruların cevabını AYM üyeleri değil aziz milletimiz 14 Mayıs'ta verecek ve hesabını soracaktır" diye konuştu.
"Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır." ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye'mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için Cumhur İttifakı olarak TBMM'de nitelikli çoğunluğa ulaşmamız mecburiyet, parlak bir gelecek için de mükellefiyettir. Bunu milletimizle birlikte yapacağız, elbette başaracağız. Önemle altını çiziyorum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci beş yıllık dönemi muazzam icraat ve atılımların hayalden gerçeğe dönüşmesine sahne olmuştur. Türkiye, aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulmuştur."
Türk milletinin tarihiyle, kültürüyle, kimliğiyle, sosyolojisiyle uyumlu muazzam bir yönetim sistemini tercih ettiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişle geleceği buluşturan dinamik bir etaba geçtiğini aktaran Bahçeli, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, 'tek adam yönetimi' diyenler yalancıdır, yıkım failleridir, yozlaşmış zihniyetlerdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'istibdat, şahsım rejimi' diyenler, utanmadan, sıkılmadan diktatörlük lekesi sürenler damgalı müfteridir. Türkiye, siyasi müflislerin havsalasının dahi alamayacağı bir seviyeye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile tırmanmıştır. Hakikat gün gibi ortadadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni hazırlayan Cumhur İttifakı, kabul edip onaylayan aziz Türk milletidir. Millet ne diyorsa boynumuz kıldan incedir. Milletin seçimini karalayanlar demokrasiyi ağızlarına alamaz, adaleti diline dolayamaz, ahlaktan da bahsedemez."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye'nin dış politikada altın yıllarını yaşamaya başladığını ifade eden Bahçeli, siyasi ve ekonomik ablukaların birer birer kırıldığını, Orta Doğu'da, Uzak Doğu'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da, Afrika'da, Balkanlar'da, Ege ve Doğu Akdeniz'de söz geçiren, söz dinleten, egemenlik haklarından bir milim taviz vermeyen bir Türkiye gerçeğinin ortaya çıktığını kaydetti.
Bahçeli, otobanların, kara ve demir yollarının, havalimanlarının, köprülerin, tünellerin ve tüp geçitlerin yapıldığını, ülkenin dev bir şantiyeye dönüştüğünü, dünyayı mahvı perişan eden salgınla en tesirli mücadeleyi Türkiye'nin yaptığını, insan onuru ile insan ve toplum sağlığının esas alındığını söyledi. Bahçeli, dar ve sabit gelirli insanların enflasyon canavarına ezdirilmemesi amacıyla transfer harcamaların, mali ve sosyal desteklerin artan ölçeklerde sağlandığını, Türkiye'de hiç kimsenin aç ve açıkta bırakılmadığını, Türk Devletleri Teşkilatı kurularak Türk birliğinin ümitlerinin yeşerdiğini vurguladı.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta iki tarafla aynı anda görüşen, barışın ve kalıcı çözümün müdafisi tek ülkenin Türkiye olduğunu, İstanbul Anlaşması ile Karadeniz Tahıl Koridoru'nun açıldığını, mağdur ve mazlum toplumlara el uzatıldığını, vicdan diplomasisiyle yardım köprülerinin inşa edildiğini dile getiren Bahçeli, bu kapsamda "doğruya doğru, yanlışa yanlış" diyen siyasi bir iradenin tecelli ve temerküz ettiğini belirtti.
Bahçeli, "Başkent Ankara" vizyonuyla dünyayı Türkçe okuma kararlılığının hayat bulduğunun altını çizerek "İhtilafları törpüleyen, işgallere direnen, darbelere göğsünü geren, hakkını yedirmeyen, hukukunu çiğnetmeyen, milli duruşunu incittirmeyen, onca sataşmaya, onca tuzağa, onca kara kampanyaya rağmen sağlam duruşunu bozmayan bir Türkiye görkemi hamdolsun vasat ve varlık bulmuştur. Kıbrıs Türklüğünü dünyaya anlatan, tanınması için geceyi gündüze katan, KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı'nın gözlemci üyesi olmasına ortam hazırlayan, Karabağ'ın azatlık mücadelesinde Azerbaycan ile kol kola giren bir Türkiye hepimizin haklı gururu haline gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin faiz, kur ve enflasyon sacayağında yıkımını düşleyenlerin, yönetilemeyen bir ülke olmasının hesabını yapanların, sokakları karıştırmak suretiyle demokrasi dışı arayışları teşvik edenlerin alçakça kurgularına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ve cumhurun iradesiyle aşılmaz bir sur çekilmiş, bütün oyunlar bozulmuştur.
Silik parayla yazı tura atanlara hiç aldırış etmiyoruz. Geçmişi masalda, geleceği falda görenleri ciddiye almıyoruz. Sahte demokratları, sanal özgürlük taraftarlarını elimizin tersiyle itiyor, önümüze bakıyoruz. Çıra gibi olup da isleri ışıklarından çok olanlarla meşgul olmuyoruz. Bundan sonra da olmama niyet ve kararındayız. Ayı olmayan, yıldızı kaybolan sansür edilmiş bir geceye değil, pırıl pırıl parlayan bir gündüzün güneşi olmaya talibiz, bunu da hak ediyor, layık olduğumuzu düşünüyoruz. Biz Cumhur İttifakı çatısı altında, cumhurun muazzez irade ve itibarıyla Türk ve Türkiye Yüzyılı'nı gerçekleştirme, aynı zamanda lider ülke Türkiye'ye ulaşmaya söz veren, yemin eden vatan ve millet sevdalılarıyız."
Bu hissiyat, bu heves ve hedefler sınırlarında ses hızıyla değil, ışık hızıyla çalışmayı sürdürdüklerini kaydeden Bahçeli, "Deprem felaketini yaşadığımız zaman dilimini hariç tutarsak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine bütün imkan ve inancımızla hazırlık yaptık. Gerekli ve yeterli zihni ve siyasi demlenme sürecini ziyadesiyle yaşadık. Karşımızda utanç duvarı gibi duruş gösterenlerin çalımını bozmak, onlara yenilgi üstüne yenilgiyi tattırmak için milletimizle tek yürek olduk." diye konuştu.
Bahçeli, 2021'de yaptıkları bölge toplantıları ile "Adım Adım 2023, İl İl Anadolu" temalı toplantılar başta olmak üzere partinin diğer çalışmalarına değinerek "Durmayacağız, bundan sonra da çalışmaya, bire bir temasa, her insanımızla buluşmaya devam edeceğiz. 14 Mayıs seçimlerini riske atmayacağız ve 'aziz milletim sıra sende' diyeceğiz. Üzerimize ne düşüyorsa, gücümüz neye yetiyorsa yapacağız, elhak nefes alır gibi çalışmayı sürdüreceğiz." dedi.
Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı'nın ulaşacağı sonucun, büyük bir adanmışlıkla yürütülen çalışmaların, gece gündüz demeden harcanan emeklerin, hane hane gezilerek yapılan görüşmelerin, sokaklarda, meydanlarda, çarşılarda, tarlalarda, fabrikalarda dökülen alın terlerinin ve göz nurlarının muhterem eseri olacağını belirtti.
Partilerine verilecek her destek ve her oyun kendileri için siyasi namuslarının bir belgesi olduğunu ifade eden Bahçeli, MHP ile Cumhur İttifakı'na verilecek her desteğin Türkiye'yi kanatlandıracağının ve milli hedeflere ulaşma azmini kamçılayacağının altını çizdi.
Bahçeli, 14 Mayıs'ta kazananın millet, Türkiye, Cumhur İttifakı ve istikbal olacağını söyledi.
MHP ve Cumhur İttifakı'nın her siyasal hamlesini sonuç odaklı planlayıp uyguladığını belirten Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: