Hem iki ülkenin hak ve menfaatlerinin korunması hem de bölge barışına katkı sağlamak için neler yapılabileceğini değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getiren Akar, "Bu çerçevede önümüzdeki dönemde çok daha önemli, kapsamlı çalışmalar yapabileceğimiz kanaatine sahibim. Bu konuda iki tarafın da iradesinin mevcut olduğunu görüyoruz. Savunma sanayi dahil birçok konuda iş birliğimizi de geliştirmek durumundayız. Önümüzdeki günlerde bu çalışmalarımızın daha da önemli boyutlara ulaşacağını, bu konuda yapacağımız gayretlerimizi artıracağımızı şimdiden söyleyebilirim. Bu yaptığımız çalışmaların, görüşmelerin sadece ülkelerimiz açısından yarar sağlaması değil, aynı zamanda Libya gibi ülkelerdeki son gelişmeler daha da iyi yönde olacak. Oradaki ateşkesin kalıcı bir hale dönüşeceğini ve daha sonra tek Libya'nın ortaya çıkması konusunda her türlü yardımı, desteği sağlayacağımızı, böylece hem Libya'nın güvenliği, rahatı huzuru hem de bölge barışına önemli katkı sağlanacak. Bu konuda iki ülkenin de benzer görüşleri paylaştığını memnuniyetle müşahede ettik" diye konuştu.
Bakan Akar, görüşmede Türkiye'nin Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Ege'deki görüşlerini de bir kez daha tekrarladıklarını belirterek, "Bizim haklı olduğumuzu, uluslararası hukuka, teamüllere, tarihe sürece uygun şekilde neler olduğunu, bu noktaya nasıl gelindiğini kendilerine bir daha ifade ettim. Ayrıca Türkiye'nin her konuda olduğu gibi bu konuda da haklılıktan doğan bir tutumunun olduğunu, bu konuda da bizim hiçbir şekilde diyalogdan kaçmadığımızı, her türlü diyaloğa açık olduğumuzu belirttik" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin söz konusu toplantılardaki yaklaşımına yönelik soru üzerine Akar, şöyle konuştu: "Biz her zaman her yerde diyaloğa hazırız, ön koşulsuz her türlü diyaloğa varız. Bu konuda biz haklıyız, dolayısıyla bütün davamızı anlatmak için diyalogdan yanayız. Bu konuda da Sayın Genel Sekreterin başlattığı bu girişime Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerekli desteği tam olarak sağladık, sağlamaya devam ediyoruz. Temennimiz bu görüşmeler sonucunda iki ülke arasındaki diyalog mekanizmalarının, kazaları ve olayları önlemek için alınması gereken tedbirlerin de belirlenmesinden yanayız. Bundan da umutluyuz. Bu çalışmaları gerçekten destekliyoruz, destekledik. Bu çerçevede askeri heyetlerimiz çalışmalarını sürdürüyor."
Akar, Ermenistan'ın haziran ve temmuz aylarında sivil hedeflere yönelik saldırılarını artırdığını anımsatarak, "Bunların kabul edilebilir bir tarafı yok. Buna karşılık da Azerbaycanlı kardeşlerimiz 'Yeter artık' diyerek kendi ülkelerini, öz topraklarını korumak ve topraklarını işgalden kurtarmak için mücadeleye başlamış bulunuyorlar. Buna hem yetenekleri var hem de muktedirler. Bu konuda azimli ve kararlı mücadelelerini sürdürüyorlar" diye konuştu.
"Bugüne kadar hem BM hem AGİT hem de bu çerçevede kurulan Minsk grubu 30 yıldır ne yaptı? En önemli soru bu. 'Müzakereleri çözelim, siyasi çözüm bulalım, ateşkesi sağlayalım' diye teklifte bulunanlara bizim sorumuz da bu. Dolayısıyla bugüne kadar hiçbir şey yapılmadı, bilakis oradaki zulüm, katliam arttı, işgal derinleşti, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de bu konuda kendi haklarını kullanarak topraklarını işgalden kurtarmaya çalışıyorlar. Sorunun çözülebilmesi için Ermenistan'ın bir an önce işgal ettiği topraklardan çıkması lazım ve oraya getirdiği paralı askerlerini ve teröristleri de bölgeden süratle çıkarması lazım. Böyle olduğu takdirde ateşkesin hemen sağlanacağını söyleyebiliriz. Fakat işgal bitmeden, teröristler, paralı askerler oradan çıkarılmadan herhangi bir şekilde oradaki Azerbaycanlı kardeşlerimizin durmasını beklemeyin."