Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya'da yayın yapan Zeit Online gazetesinden Michael Thumann'ın sorularına cevap vererek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin'deki terör örgütlerine yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekatı sorusuna "Hedef, tehlikeyi ortadan kaldırmaktır. Tehlike son olarak Afrin’den gelmekteydi. Afrin’den Türkiye’ye yaklaşık 700 civarında roket atıldı. Çok sayıda sivil kaybımız var. Bunlardan bazıları, Türkiye’de yaşayan Suriyelilerdi; bazıları ise Türklerdi. Başka seçeneğimiz yoktu. PKK ve YPG’den kaynaklanan tehlikeyi ortadan kaldırmak istiyoruz." ifadeleriyle cevap verdi.
Bakan Çavuşoğlu, Münbiç sorusuna ise " Evet, Münbiç tarafından da saldırıya uğradık. Fakat bu saldırı sona erdi. Şimdi Amerikalılarla, Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki kentlerin istikrara kavuşturulması yönünde mutabık kaldık. Bunun için çalışma grupları kurduk. 19 Mart’ta Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’la görüşeceğim." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Zeit Online gazetesinden Michael Thumann'ın sorularına verdiği cevaplar şu şekilde:
Soru: Sayın Dışişleri Bakanı, Sigmar Gabriel’in Goslar’da size ikram ettiği çayın tadı nasıldı?
Çavuşoğlu: Tas yerine, bardakta olsaydı belki daha iyi olurdu. Tadı, çok sert olmasa da iyiydi. Çaydanlık iyiydi. Bir Türk çaydanlığı. Ancak, konu çaydan fazlasıydı. Onun evindeki misafirperverlikle ilgiliydi. Eşi ve kızıyla tanıştım. Türkiye’de aynı geleneğe sahibiz. Evimize misafir geldiğinde çay, kahve ve yiyeceği biz ikram ederiz. Bu bağlamda, ilişkilerimizde yeni bir fasıl başlamıştır: Çay diplomasisi.
Soru: Donmuş durumda olan Alman-Türk ilişkilerini harekete geçiren neydi?
Çavuşoğlu: Tarihimizde, Almanya'yla ilgili sorunumuz olmadı. Son zamanda ise, talihsiz bir retorik yaşandı. Bu gelişmeyi tersine çevirmek zorunda olduğumuzu anladık. Konu, yalnızca bir gazeteciyle ilgili değil.
Soru: Şubat ayında serbest bırakılan Die Welt muhabiri Deniz Yücel’i kastediyorsunuz...
Çavuşoğlu: Sigmar Gabriel ile, sorunları çözme konusunda mutabakat sağladık. Bunun için, iyi bir atmosfer önem arz etmektedir. Yeni hükümet göreve başladığında, daha fazla karşılıklı ziyaret ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan’la daha fazla buluşma ve angajmana ihtiyacımız olacak
Soru: Şansölye, Türkiye’yi ziyaret etmeli mi?
Çavuşoğlu: Evet, buna inanıyorum. Karşılıklı ziyaretler olmalı. Cumhurbaşkanımız eskiden daha sık Almanya’yı, Şansölye de daha sık Türkiye’yi ziyaret ederdi. Bu yönde irade mevcut, bunu uygulamaya hazırız. Gerçekçi olmaya devam ediyorum, ancak iyimserim de.
Soru: Deniz Yücel’in serbest bırakılması, dönüm noktası mıydı?
Çavuşoğlu: Hayır, bu bizim için tali bir konuydu. Yücel’i Türkiye’de hiç kimse tanımıyordu, hapishaneye girdikten sonra tanındı.
Soru: Yücel’in serbest bırakılması, diğer gazetecilerin de hapishaneden çıkarılması için bir başlangıç olabilir mi?
Çavuşoğlu: Bu, tamamen yargıya bağlıdır. Duruşma ve ifade verme zamanı geldiğinde, mahkemeler kararını verecektir.
Soru: Yücel’in serbest bırakıldığı gün, diğer tanınmış gazeteciler müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yeni eğilim, bu yönde mi?
Çavuşoğlu: İddianamelerde, darbeye katılma ve FETÖ örgütüne üyelik ya da PKK terör örgütüne destek yer alıyor. Bunlar, çok ciddi ithamlar. Gazeteciler ile sözde gazeteciler arasında bir fark olmalıdır.
Zeit Online: Türkiye’de Afrin’deki savaşı protesto eden vatandaşlar ve Türk Hekimler Odası üyeleri tutuklandı. Savaşa karşı protesto bir suç mudur?
Çavuşoğlu: Hayır, düşünce özgürlüğü olabilir. Fakat bu bağlamda kullanılan dil ve duygular önemlidir. Savaşa hayır diyebilirsiniz. Fakat Türk Ordusu’nu masum insanları öldürmekle suçlamak başka bir şeydir. Bu yanlıştır. Teröristlere karşı savaşan askerleri masum insanları öldürmekle suçlayamazsınız.
Zeit Online: Türkiye’nin Suriye’deki operasyonunun durdurulması istenebilir mi?
Çavuşoğlu: Evet, bunu yapabilirsiniz; pek çoğu da bunu yapıyor. Şayet yalnızca savaşın sonu hakkında bir ifade kullanıyorsanız, bu düşünce özgürlüğüdür. Aradaki farkı, kullanılan dil oluşturur.
Zeit Online: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonu, Afrin’de hangi stratejik hedefi izliyor?
Çavuşoğlu: Hedef, tehlikeyi ortadan kaldırmaktır. Tehlike son olarak Afrin’den gelmekteydi. Afrin’den Türkiye’ye yaklaşık 700 civarında roket atıldı. Çok sayıda sivil kaybımız var. Bunlardan bazıları, Türkiye’de yaşayan Suriyelilerdi; bazıları ise Türklerdi. Başka seçeneğimiz yoktu. PKK ve YPG’den kaynaklanan tehlikeyi ortadan kaldırmak istiyoruz.
Zeit Online: Suriyeli Kürt milis YPG, ABD tarafından da destekleniyor. Türkiye Cumhurbaşkanı haftalar öncesinde, YPG’liler ve ABD’li askerlerin konuşlandığı Münbiç’e saldırmaktan söz etmişti.
Çavuşoğlu: Evet, Münbiç tarafından da saldırıya uğradık. Fakat bu saldırı sona erdi. Şimdi Amerikalılarla, Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki kentlerin istikrara kavuşturulması yönünde mutabık kaldık. Bunun için çalışma grupları kurduk. 19 Mart’ta Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’la görüşeceğim. ABD’nin terör örgütlerine destek vermekten vazgeçeceğini ümit ediyoruz. Bunlar ülkenin yüzde 25’ini kontrol altında tutuyor, fakat şehirlerde yaşayan halkın çoğunluğu Arap’tır. Örneğin Rakka. Bu kenti kim kontrol ediyor? YPG. YPG’nin sürdüğü 350.000 civarında Suriyeli Kürt, Türkiye’de yaşıyor.
Zeit Online: ABD Kongresi’nde senatörler, Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını tartışıyorlar. Bu yönde bir karara nasıl karşılık verirdiniz?
Çavuşoğlu: Elbette ABD’nin bunu yapmamasını tercih ederiz. Ancak ABD, Türkiye’yi yaptırımlarla cezalandırmak istiyorsa, Türkiye, Rusya veya diğer ülkelerden farklı bir tepki gösterir. Buna yanıt veririz. ABD bizi tehdit etmemeli. Biz NATO müttefikiyiz. ABD, birçok ülkeye yönelik tehditte bulunarak, bu veya şu ülkede doğalgaz alma diyor. Böyle olmaz. Güçlü olmak haklı olmak değildir.
Zeit Online: ABD’de bazıları, müttefik olarak Ankara’ya şüpheyle yaklaşıyor. Türkiye’nin NATO üyeliği tehlikede mi?
Çavuşoğlu: Biz NATO’nun kurucu üyesi olup, ittifaka birçok katkılar sağladık. Afganistan ve başka ülkelerde etkiniz. Biz, kilit müttefiklerden biriyiz. Bu, bizim stratejik tercihimizdir. Hiç kimse bizi NATO’dan çıkaramaz, bu teknik açıdan mümkün değildir. Burada, Türkiye karşıtı duygular sözkonusudur. Ancak NATO üyeliğimizin sorgulanmasına izin vermiyoruz. NATO bizim evimizdir. Birisi gelip, NATO’nun evimiz olmadığını kim söyleyebilir? Bazı Batı ülkeleri, Türkiye gibi ülkelere karşı nasıl davranıldığını maalesef halen bilmiyorlar. Artık Türkiye’ye 20 yıl öncesi gibi muamele edilemez. Türk milleti bunu reddediyor. ABD ve AB, Türkiye’nin eşit ortak olduğunu anlamalıdır.
Zeit Online: Türkiye neden Rusya’dan NATO sistemleriyle uyumlu olmayan S-400 füze savunma sistemini aldı?
Çavuşoğlu: Kendi füze savunma sistemimiz olmaması nedeniyle, buna acilen ihtiyacımız vardı. Kongrenin çekincesi nedeniyle, ABD’den basit tüfek almakta dahi zorluk çektik. Birisinden almak zorundaydık. ABD yönetimi, Kongre’nin bunu onaylayacağına dair güvence verirse, onların Patriot sistemlerini alırız.
Zeit Online: O zaman Rus füze savunma sistemi kurmayacak mısınız?
Çavuşoğlu: Hayır, anlaşma imzalandı bile. Ancak gelecekte ürün almaya devam edeceğiz. Savunma sektöründe ortak yatırımlar ve teknoloji transferi yapılmasını umut ediyoruz. Bu nedenle, İtalyan ve Fransız konsorsiyumu Eurosam’la uzun menzilli füze savunma sistemi konusunda anlaşma imzaladık. Kaliteli olması nedeniyle Almanlardan da almak isterdik. Ancak müttefiklerimizden hiçbir şey alamazsak, başkalarından almamız gerekecek.
Zeit Online: Kısa bir süre önce Yunan askerleri, Türk topraklarına girmiş ve tutuklanmıştır. Yunanistan’a ne zaman geri dönebilecekler?
Çavuşoğlu: Bilmiyorum, yasadışı bir şekilde sınırdan geçtiler. Bu konu, şimdi olayın arkasında neyin olabileceğini öğrenmesi gereken savcı ve mahkemelere bağlıdır. Bu, bir hata mı yoksa kasıt mıydı? Bu konuda emin olmak istiyorlar.
Zeit Online: Yunan askerlerini, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra Yunanistan’a iltica başvurusunda bulunan helikopter pilotlarıyla takas mı edeceksiniz?
Çavuşoğlu: Hayır, böyle bir pazarlık istemiyoruz. Sonuçta Yunan askerlerini, Yunanistan’da değil, Türk topraklarında tutukladık. Sözkonusu pilotların iadesini, bundan uzun zaman önce Yunanistan’dan resmi olarak talep ettik.
Zeit Online: Rusya, Suriye’de rejimin yanında ve Guta ile İdlib’te sivilleri bombalamaktadır. Siz ise, muhalefete arka çıkmaktasınız. Moskova sizin açınızdan bir müttefik mi, karşıt mı?
Çavuşoğlu: Guta ya da İdlib’te yaşananlar, prensiplerimizi ve Astana ile Soçi’de varılan anlaşmaları ihlal etmektedir. Rusya’yla bir buçuk yıldır siyasi bir çözüm bulmak için ateşkes ve gerginliği azaltma bölgeleri konusunda ilerleme kaydettik. Bu nedenle Rusya ve İran’dan, bu anlaşmaların ihlal edilmesine son vermelerini bekliyoruz. Guta’da yaşananlar suç teşkil etmektedir. Birçok sivil, gaz kullanılmak suretiyle öldürülmüştür. Bunlar, Suriye rejiminin savaş suçlarıdır. Rejimin hangi kimyasal silahlar kullandığına dair soruşturma yapılmaktadır.
Zeit Online: 2041 sayılı son BM kararı, savaştaki tüm taraflara, düşmanlıkları sona erdirme çağrısında bulunmaktadır. Siz bunu ne zaman yapacaksınız?
Çavuşoğlu: Sözkonusu kararın, adı geçmeyen Afrin’le alakası yoktur. Guta ve İdlib’ten söz edilmektedir. Sözkonusu olan rejim ile muhalefet arasındaki çatışmadır, terör örgütlerine karşı mücadele değildir. Teröristler, bu kararın dışında tutulmaktadır. PKK, terör örgütü olarak tanınmaktadır. Terör örgütünün adının PKK veya YPG olmasının önemi yoktur, zira bunlar aynı örgüttür. Askeri harekatımız, bir terör örgütünü hedef almaktadır. Bu nedenle, sözkonusu terör örgütünü yok etmeliyiz.
Zeit Online: Kürt örgütleri, Türkiye’yi, insan haklarını ihlal etmekle suçlamaktadır.
Çavuşoğlu: Sivillere, tüm diğer ülkelerden daha fazla dikkat ediyoruz. Bu nedenle Suriye ve Irak’tan 3,7 milyon mülteci kabul ettik. Bu nedenle Türk yardım kuruluşları, doktor ve hemşireler Suriye’de çalışmaktadır. Bu nedenle teröristlerden kurtardığımız bölgelerde sığınma merkezleri oluşturduk. Bu nedenle uluslararası örgütlerle birlikte çalışıyoruz ve 100.000 Suriyeli, Türkiye’den kurtarılan bölgelere dönmüş ve Suriye’nin diğer bölgelerinden 150.000’den fazla yerlerinden edilmiş kişiler bu bölgelere gitmiştir. Çünkü onlara bakıyoruz. Hiçbir ülke, terörle mücadele bağlamında Türkiye kadar dikkatli değildir.
Zeit Online: Askeri harekat ne zaman sona erecektir?
Çavuşoğlu: Harekatın zor kısmı sona ermiştir, zira önümüzde dağ ve tepeler vardı. Şimdi, Afrin şehrine yönelmekteyiz. Orada, teröristlerle, şehirde mücadele etme konusunda tecrübeli olan başka güçlerimizle başka bir stratejimiz var. Sözkonusu güçler, Türkiye’nin Diyarbakır gibi şehirlerinde tecrübe kazanmıştır. Bu şehirleri, PKK’lı teröristlerden temizlemişlerdir. Suriye’de birçok insan, geldiğimiz için mutlu ve kendilerini güvende hissetmektedir.”