Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TRT Haber'de gerçekleştirilen canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gelecek hafta düzenlenecek Antalya Diplomasi Forumu'na (ADF) değinen Çavuşoğlu, ilk olarak geçen sene gündeme gelen ADF'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bu yıla ertelendiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Diplomasi, gelecek, sorunlar ve fırsatlarla ilgili tüm konular artık Türkiye'de de konuşulsun istedik." ifadesini kullandı.
ADF'ye çok fazla ilgi olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"10'dan fazla hükümet ve devlet başkanı katılımını teyit etti. Bir o kadar da eski hükümet ve devlet başkanı katılıyor. (Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Joseph) Borrell ve 2 AB Komiseri ile 47 bakan katılımını teyit etti. Ayrıca uluslararası örgütlerin genel sekreterleri, temsilcileri, eski bakanlar, eski genel sekreterler ve çok sayıda uluslararası tanınırlığı olan kişiler, akademisyenler, öğrenci kardeşlerimizi davet ettik."
Çavuşoğlu, ADF'ye Türkiye'deki siyasi parti genel başkan ve dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcıları yanında parlamenterlerin de davet edildiğini kaydederek, "Başka ülkelerden de parlamenterler var. Parlamenterler diplomasinin önemini vurgulayan bir oturumumuz da olacak." dedi.
Gelecek hafta yapılacak NATO zirvesine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çavuşoğlu, "Biz Cumhurbaşkanımızın, ABD'nin yeni başkanı Joe Biden'la görüşmesini ön plana çıkarıyoruz ama bu zirvenin kendisi çok önemli çünkü NATO'nun 2030 vizyonu belgesi görüşülecek." diye konuştu.
Bu belgenin hazırlanmasında Türk Büyükelçi Tacan İldem'in de yer aldığını aktaran Çavuşoğlu, son Paris ziyaretinde Fransız mevkidaşının Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un da zirve kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşme talebini ilettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Onun da saati ayarlanıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve diğer liderlerle görüşmeler olacak." ifadesini kullandı.
Erdoğan-Biden görüşmesinde, ABD'nin yeni yönetimiyle ilişkiler konusunda hangi adımların atılacağı konusunun gündeme geleceğini kaydeden Çavuşoğlu, ABD'nin eski başkanları Barack Obama ve Donald Trump dönemi sorunları ile Biden yönetimi döneminde ortaya çıkan sorunlara değindi.
ABD'nin Türkiye karşıtı yaptırımlarına, YPG'ye verdiği desteğine, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilgili tutumuna ve S-400 konusundaki anlaşmazlıklara işaret eden Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"ABD'nin Türkiye'yle birçok stratejik alanda çalışma arzusu olduğunu görüyoruz. Bunu Dışişleri Bakanı Antony Blinken'da da gördük diğer muhataplarımızda da gördük. Tüm muhataplarımızda bunu görüyoruz, Biden'ın kendisinde de var. Bir taraftan bu sorunları nasıl çözeceğiz, diğer taraftan geleceğe yönelik ilişkileri tamir ederken bu iş birliğini güçlendirebilecek miyiz? Trump döneminde 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmi hedefi vardı. Bu hedeflere ulaşmak için neler yapmamız lazım?"
Çavuşoğlu, Blinken'a bir görüşmede var olan sorunların çözümü ve stratejik ilişkilerin gerçek anlamda stratejik ilişkiye dönüştürmek için yapılacakların yazıldığı bir vizyon belgesi verdiklerini söyleyerek, "En son telefon görüşmemizde Blinken, bu kağıt üzerinde çalıştıklarını ve bize döneceklerini söyledi. Birçok bölgesel konuda da daha yakın çalışmak arzusunda olduğunu görüyoruz. Bunları yapabiliriz ama bizim de beklentilerimizin karşılanması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin Türkiye'yle ortak çalışma arzusunda olduğu noktalara dikkati çeken Çavuşoğlu, "Örneğin Suriye konusunda ABD bizimle bu dönemde daha iyi bir şekilde çalışmak istiyor. Bir ara Suriye'den tamamen kopmuştu, sadece kuzeydoğu Suriye ile ilgileniyordu. Trump döneminde 'Burada petrol var onun için kalacağız' diyordu. Libya'yla hiç ilgilenmiyordu ABD, şimdi daha yakından ilgileniyor." diye konuştu.
Türkiye'nin bölgesine yönelik yeni yönetimde bir ilgi olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Sadece Libya ve Suriye meselesinde değil Akdeniz'den Karadeniz'e ve Kafkasya'ya kadar birçok alanda bizimle iş birliği yapmak arzusunda olduğunu görüyoruz." dedi.
ABD'nin FETÖ'ye yönelik tutumuna ilişkin açıklamalar yapan Çavuşoğlu, "Beklentimiz var ama o beklentimizi karşılayacak henüz bir sinyal aldınız mı derseniz hayır almadık." dedi.
Çavuşoğlu, Erdoğan-Biden görüşmesinin bu konu açısından da önemli olduğunu vurgulayarak, "Bir taraftan ABD içinde FETÖ faaliyetlerine karşı soruşturma başlatan ve FETÖ'nün arkasında olan FBI var, diğer taraftan ABD'de bulunan FETÖ'cüler konusunda beklentilerimizi karşılamayan ve bu konularda henüz istediğimiz adımları atmayan, bize destek vermeyen bir ABD yönetimi var. Trump yönetiminde de böyleydi Obama yönetiminde de." diye konuştu.
Türkiye'nin avukatlarının ABD'de FETÖ'ye yönelik çalışmalar yürüttüğüne dikkati çeken Çavuşoğlu, "'FETÖ'nün karanlık yüzünü görmeye başladık' diyen FBI'ın soruşturmaları var bize de yer yer bilgi veriyorlar. Sonuçta bir ikilem var. Kendi iç güvenliği için tedbir alıyor ama müttefikinin beklentilerini karşılamak için bir adım atmıyor." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, yaptığı özel görüşmelerde muhataplarının ve FBI'ın, FETÖ konusunda "Karanlık yüzünü gördük. Teknoloji ve insanı çok iyi kullanıyorlar. ABD içinde vize kaçakçılığından tutun da kara para aklama gibi birçok alanda bunları illegal faaliyetlerini gördük." dediğini aktardı.
Çavuşoğlu, ABD ile yaşanan S-400 hava savunma sistemi gerginliğiyle ilgili "İki ülke rekabet ediyor. 'Benim karşı olduğum ülkeden sen savunma sistemi alamazsın' diye dayatıyor. NATO, bu konuda hassas değil mi? NATO Genel Sekreteri, 'Müttefiklerimiz istedikleri savunma sanayi ürünün istediği yerden alabilir' demedi mi?" diye konuştu.
ABD'nin S-400'leri NATO sistemine aykırı olduğu için kabul etmediğini belirten Çavuşoğlu, "Biz, teknik komite teklifinde bulunduk kabul etmediler. Çünkü iddiaların doğru olmadığını onlar da biliyor." dedi.
Sorunun teknik olarak çözülemeyecekse siyasi olarak çözülmesi gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "ABD'nin şunu kabul etmesi lazım; Türkiye Cumhuriyeti bir savunma sistemini bir başka ülkeden bir kere satın aldı. Bu bitmiştir. Bundan sonra Türkiye'nin kendi hava savunma sistemini üretmeye başladığı güne kadar bizim ihtiyacımız var. Bundan sonraki satın alacağımız ürünlerle ilgili bizimle iş birliği yapması ve garanti vermesi lazım." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, ABD'nin Patriot hava savunma sisteminin daha pahalı olmasına rağmen müttefiklerden almanın tercih edildiğini de vurguladı.
Avrupa'dan da benzeri hava savunma sistemi alma girişimleri olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Macron'un Türkiye'ye hava savunma sistemi SAMP/T göndermek istediğini ancak Barış Pınarı Harekatı sonrası bu karardan vazgeçtiğini belirtti.
Çavuşoğlu, Fransız mevkidaşıyla da bu konuyu konuştuklarını söyledi. Geçmişte Eurosam şirketiyle yapılan ön mutabakata değinen Çavuşoğlu, "Türkiye olarak Eurosam'la satın alma ve ortak üretim konusunda niyet mektubu imzalamıştık geçmişte. Bunu da canlandırabiliriz. İlla Patriot olması şart değil. ABD, Patriot konusunda garanti vermiyorsa diğer müttefiklerimizden de pek ala hava savunma sistemi alabiliriz." ifadelerini kullandı.
Fransa'nın Türk firmalarına bazı ürünlerin ihracat lisansı vermediğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Bu tür konuların Türkiye-Fransa ilişkilerinin gündeminden kalkması gerektiğini söyledik." dedi.
Türkiye ile Fransa'nın arasında görüş ayrılığı olan konular olsa da istişarelerin başladığını kaydeden Çavuşoğlu, "Fransa, bizimle artık Afrika konusunda da istişareler yapmak istiyor. Bu da iyi bir şey. Biz kimseyi rakip olarak görmüyoruz, kimseyle rekabet etmiyoruz Afrika'da. Türkiye'nin oradaki konumunun güçlenmesi ve önemli bir aktör olduğunun görünmesi de önemli. İstişare alanlarını geliştiriyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Çavuşoğlu, temas ve diyalog oldukça görüş ayrılığı bulunan konuların azaldığını dile getirdi.
Afganistan'ın başkenti Kabil'deki havalimanının Türkiye'nin işletmesi konusunda uluslararası basındaki haberlere değinen Çavuşoğlu, bu havalimanının herkesi ilgilendiren bir konu olduğunu söyledi.
NATO ve müttefik ülkelerle bu konunun görüşüldüğünü belirten Çavuşoğlu, "Afganistan'da kalmak tek başına bir ülkenin destek olmadan üstlenebileceği bir sorumluluk değil. Bunun güvenlik riski de var aynı zamanda da ciddi bir külfet boyutu var. Bunun paylaşılması gerekiyor." dedi.
Afganistan'ın da bu konuda bir talebinin olması gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Kararlı Destek Misyonu çekilirken Afganistan'a nasıl bir destek vereceğiz, bu havaalanının güvenliği ve işletilmesiyle ilgili Türkiye tek başına mı yoksa başka ülkelerle mi olacak? Bunları müttefiklerle, ABD'yle, diğer ülkelerle ve NATO'yla görüşüyoruz. Türkiye'nin önerisi, NATO çatısı altında olmasa bile NATO ve önemli ülkelerin desteğiyle bazı ülkeler bu sorumluluğu üstlenebilir. Ama burada Afganistan tarafının iş birliği hayati derecede önemli."