Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bir dizi incelemede bulunmak ve toplantılara katılmak için deprem bölgesi Hatay'a geldi. İlk olarak, AFAD İl Müdürlüğü'nde katıldığı Koordinasyon Toplantısı'nda yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi alan Bakan Kurum, daha sonra rezerv alanlardaki kentsel dönüşüm inşaat alanlarını ziyaret etti. Kurum, tarihi Ulu Cami şantiyesi ve çevresinde de inceleme yaptı.
İncelemelerinin ardından basın açıklaması yapan Bakan Kurum, göreve geldiği andan itibaren deprem bölgesine öncelik verip, proje alanlarını gezerek incelediklerini belirtti. Kurum, “Vatandaşımızdan gelen hiçbir soruna kulak tıkamadan, onların taleplerini ve ihtiyaçlarını çözecek adımları da yerinde kararları almak suretiyle atmadan, o masadan kalkmıyoruz. Deprem bölgesinde kaybedecek tek bir saniyemiz yok. Bu anlayış ve bilinçle, tüm şantiyelerde çalışan 200 bin ekip arkadaşımla birlikte vatandaşımız için yapılması gereken çalışmaların, gece gündüz sürdüreceğimizin sözünü bir kez daha ifade ediyorum. Bu manada yüksek bir motivasyon içerisindeyiz. Kararlıyız ve vatandaşlarımızın evlerine bir an önce kavuşması için gereken her türlü adımı atmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Malatya'da başlayan ziyaretleri, Kahramanmaraş ve Hatay'da sürdürdüklerini söyleyen Bakan Murat Kurum, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emaneti olan Hatay'da, gün boyunca zarar görmüş alanlar olan Antakya, Defne, Samandağ ve Kırıkhan'da bilfiil incelemeleri yapacak, vatandaşlarımızla görüşecek, istişare edecek ve inşallah süreci de hızlı bir şekilde yürüteceğiz. 11 ilde 276 bin konut ve iş yerinde faaliyetlerimizi yürütüyoruz. 4 bin 500'e yakın köyümüzde de kalkınmayı sağlamak, vatandaşlarımıza evlerini teslim etmek için adımları atıyoruz. Çelik veya betonarme olacak şekilde köy konutlarımızı yerel mimariye uygun şekilde inşasını gerçekleştirmeye gayret gösteriyoruz. Şu ana kadar 76 bin yuvamızı, vatandaşlara teslim ettik. Amacımız, yıl sonuna kadar 200 bin konutun teslimini sağlamak olacak. 2025 yılı sonuna geldiğimizde deprem bölgelerinde evine girmeyen hiçbir vatandaşımız kalmasın istiyoruz. Dolayısıyla Hatay'ımızda, Kahramanmaraş'ımızda yine Adıyaman'ımızda, 11 ilimizde vatandaşlarımız evine girene kadar biz ekibimizle birlikte sahada olacağız” ifadelerini kullandı.
Bakan Kurum, Ulu Cami'den ezanlar yükselene kadar, Habib-i Neccar Camisi'nde vatandaşlar huşu içinde namaz kılana kadar, Asi Nehri kenarında yürüyüş yollarında, bisiklet yollarında Hataylılar huzur içinde gezene kadar sahada olacaklarını belirterek, “İşte burası bize tarihin emaneti. Burası bize ecdadımızın emaneti. Tüm saydığım bu tescilli eserleri de ilgili bakanlıklarımızla birlikte ayağa kaldıracağız. Kurtuluş Caddesi'nde yeniden o tescilli eserlerin içerisinde inşallah yürüyeceğiz ki, onun da kararını aldık. O karar çerçevesinde inşallah Toplu Konut İdaresi Başkanlığımız orada aslında uygun bir şekilde inşaat sürecini yine Hatay'da Kurtuluş Caddesi'nde yapıyor olacak ve bu kapsamda baktığınızda Hatay'ımızda şu ana kadar 10 bin 889 konutumuzu bitirip hak sahibi vatandaşlarımıza teslim ettik ve halen Antakya, Defne, İskenderun, Altınözü, Kırıkhan, Reyhanlı ve Samandağ'daki birçok mahallemizde 156 bin konutumuzun, iş yerimizin yapım ve inşa faaliyetleri de devam etmektedir. Amacımız afetlere karşı dirençli şehirler kurmak” dedi.
Hatay'ın sıradan bir şehir değil, bir medeniyet hazinesi ve insanlık tarihi olduğunu vurgulayan Bakan Kurum, “Ne yazık ki, işte bugüne geldiğimizde bu tarihi eserlerimizin, tescilli binalarımızın 6 Şubat depremi sebebiyle yıkıldığını görüyoruz. İnşallah bu tarihi eserlerle birlikte ayağa kaldıracağız. Birlikte inşa edeceğiz ve amacımız, önceliğimiz önümüzdeki yıl şubat ayında inşallah Atatürk Caddesi'nde, Fatih Caddesi'nde burada dükkanlarımızın, oradaki hak sahiplerine teslim edildiği, burada konutlarımızın yine yükseldiği, orada vatandaşlarımıza teslim süreçlerinin başlatıldığı ve depremin yıl dönümünü orada vatandaşlarımızla birlikte inşallah onların gülen yüzünü görerek, onların duasını alarak yine yad etmek istiyoruz. Asi Nehri kenarında inşallah Büyükşehir Belediye Başkanlığımızla da birlikte burada yürüyüş yollarıyla, bisiklet yollarıyla tarihi meclis binamıza bakacağımız, arkada Ulu Cami'yi seyredeceğimiz ve burada bu caddelerde gezerken inşallah vatandaşımızın huzur bulacağı Hatay'ı hep birlikte inşa edeceğiz. Tabii burada bunları yaparken etrafta bulunan tüm camilerimizi, Ulu Cami'mizi, Habib-i Neccar Cami'mizi buradaki kiliselerimizi, havralarımızı da inşallah Kültür Bakanlığımızla, hayırseverlerimizle birlikte inşa etmek ve aslında uygun bir şekilde ayağa kaldırmak önceliğimizdir” ifadelerini kullandı.
Bakan Murat Kurum, rezerv alanlarla ilgili de bilgi vererek, “Şunun altını özellikle çizmek istiyorum, rezerv alanda yaptığımız, şehrin merkezinde yaptığımız projelerde, burada oturan vatandaşımızın dışında hiçbir vatandaşımızı bu alanlara almayacağız. Burada kim yaşıyorsa, burada kim komşuysa yine komşuluk ilişkilerini aynı mahallesinde sürdürsün, istiyoruz. Dolayısıyla rezerv alanda herhangi bir ilçeden, herhangi bir mahalleden bu alanlara hiçbir vatandaşımız gelmeyecek. Herkes oturduğu yere en yakın yerde, oturduğu şerefiyeye en yakın şerefiyede dairesini alacak. İstiyoruz ki, burada eski demografik yapı devam etsin. Burada, Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Alevi'siyle vatandaşlarımız Hataylı kardeşlerimiz o kardeşlik hukukunu yine devam ettirsinler, istiyoruz. Dolayısıyla bunun dışındaki hiçbir söze, hiçbir söyleme vatandaş itibar etmesinler ve burada yaşayan, rezerv alanda yaşayan vatandaşlarımız kimse yine onlar yaşayacak. Yine Ayşe teyzemiz, Mehmet amcamız sahada çıktığında karşılaşacak. Apartmandan çıktığında orada aynı esnafımızla yine karşı karşıya gelecek. Bu anlayışla yapacağız. Bu anlayışla ne il dışından, ne ilçe dışından hiçbir vatandaşlarımız bu bölgelere gelme durumu söz konusu değildir” diye konuştu.
“Konutları verirken de zaten yerindeki değer tespitleri çerçevesinde, vatandaşların evi yıkılmışsa arsa değeri, eğer evi yıkılmamış, az hasar almışsa, evinin değerini de dahil etmek suretiyle, bugünkü hakları neyse bu hakları koruyacak, yeni projelerde yapacağımız yine projelerin değerlemelerinden düşmüş olacağız. Burada işte AFAD'da hak sahibi olan vatandaşlarımıza ne yapıyorsak kentsel dönüşüm alanlarında da rezerv dönüşüm alanlarında da aynısını vatandaşlarımıza sunacağız. Hiçbir fark olmayacak. Burada aslolan milletimizin burada mağdur olmaması adına, atılmış adımlar, alınmış kararlardır. Dolayısıyla AFAD'dan hak sahibi olanla rezerv alanda hak sahibi olan vatandaşımız arasında inşallah hiçbir ayrım olmayacaktır. Bunun da altını özellikle ifade etmek istiyorum. Biz millet olarak yüzyıllardır bu coğrafyada büyük sıkıntılar çektik. Allah'ın izniyle bu zorluğun sürecin de üstesinden hep birlikte geleceğiz.”