Türk Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğü Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunu satın alıp Cemal Kaşıkçı Müzesi haline getirmek için çalıştıklarını söyledi.
Kaşıkçı'nın ailesi ve yakın dostları ise cesedin kendilerine teslim edilerek dini vecibeler yerine getirilip vasiyeti üzerin Medine'de toprağa verilmesini bekliyor.
Merhum Kaşıkçı'nın Türkiye'deki en yakın dostu olan ve cinayet gününden itibaren yaptığı açıklamalarla Suudi Arabistan ve bazı Arap medya tarafından da hedef haline getirilen Tük Arap Medya Derneği Başkanı gazeteci Turan Kışlakçı, tanıdığı Cemal Kaşıkçı'yı ve Kaşıkçı'nın kaybolmasından sonra yaşadığı süreci anlattı.
Kışlakçı, Orta Doğu'da birçok entelektüel ve aydınla tanışmasına Kaşıkçı'nın vesile olduğunu dile getirerek, "Beraber birçok uluslararası seminerlerde bulunduk. Onun çalıştığı kurumlara benim desteğim oldu. Benim Arap medyası ile ilgili çalıştığım kurumlarda onun desteği olmuştu. Türkiye'ye geldiğinde beni ziyaret ederdi. Ben de Suudi Arabistan'a gittiğimde onu ziyaret ederdim" diye konuştu
Kaşıkçı'nın Orta Doğu'yu iyi bilen naif bir kişiliğe sahip önemli bir gazeteci olduğunu ifade eden Kışlakçı, onun Orta Doğu'nun sevilen en önemli yazarlarından biri olduğunu kaydetti.
Kışlakçı, yakın dostu olan Cemal Kaşıkçı için nişanlısı Hatice Cengiz'i babasından istemeye kendisinin gittiğini anlatarak, şöyle konuştu:
Turan Kışlakçı, olay günü 2 ekim 2018'de saat 16.30-17.00 sıralarında Hatice Cengiz'in kendisini arayarak "Cemal, Londra'dan geldi. Biz öğlen konsolosluğa geldik ama saatlerdir buradayım, Cemal'den haber yok. Lütfen Ankara'ya da bunu bildir." dediğini aktardı.
O gün Kaşıkçı'nın Londra'dan geldiğinden haberinin olmadığını belirten Kışlakçı, bunun üzerine gereken yerlere haber verdiğini ve ardından takip işlerinin başlandığını söyledi.
Kaşıkçı'nın akıbeti ile ilgili baştan beri endişelerinin olduğuna işaret eden Kışlakçı, "Endişelerimiz vardı. Çünkü Orta Doğu rejimlerini çok iyi bilirim. Bu rejimlerde bir adam bir yere gittiyse ve 5-6 saat içerisinde çıkmadıysa kesin öldürülmüş veya fidye için tutulmuştur demektir. Bir devlet de fidye için tutmayacağına göre o endişe ile belki bulunur, belki çıkar, Türkiye içinde bunu yapamazlar diye düşünüyordum" dedi.
Turan Kışlakçı, olaydan iki hafta sonra kendilerine ulaşan bütün verilerde, Cemal Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürülüp vücudunun paramparça edildiği yönünde olduğunu söyledi.
Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından bazı medya kuruluşları ne kadar sessiz kalmış olsa bile uluslararası medyanın ve dünya vicdanının bu olaya gerekli oranda büyük ilgi gösterdiğini düşündüğünü anlatan Turan Kışlakçı, şunları kaydetti:
Kışlakçı, cinayete ilişkin Avrupa ülkelerinin tavrını eleştirerek, "Belli açıklamalar oldu ama hepsi ikiyüzlü davranıp Suudi Arabistan'dan para araklama peşindeydi. Amerika bunun başını çekti. Bu işin sorumluları hala doğru dürüst yargılanamıyor." dedi.
Türkiye'nin bu konuda üzerine düşen her şeyi yaptığına dikkati çeken Kışlakçı, "Türkiye, olayı ortaya çıkararak bütün dünyaya duyurdu. Bizde ana sebep, olayın Türkiye içinde ama Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda olayın gerçekleşmesiydi. Türkiye orayı deşifre etti çünkü olay Suudi Arabistan topraklarında oluyor. Türkiye bütün olayı dünyaya duyurdu." değerlendirmesinde bulundu.
Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı, Türkiye'nin bu olayı kamuoyuna çok profesyonel bir şekilde aktardığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:
Kışlakçı, dünya medyasının konuya hala yakın ilgi gösterdiğini belirterek, şu anda 40'a yakın ülkeden basın mensuplarının cinayetin yıl dönümü için Türkiye'de bulunduğunu söyledi.
Kışlakçı, cinayete ilişkin uluslararası soruşturma için Türkiye'ye gelerek çalışmalar yapan BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard tarafından açıklanan raporun olumlu olduğunu anlatarak, "Maalesef BM hantal bir kurum haline gelmiş durumda. Bütün hazırladıkları şeyler raporlarda kalıyor. Bu, büyük sıkıntılardan bir tanesi. Umarım Birleşmiş Milletler bu hazırlanan raporun gereğini yapar" diye konuştu.
Suudi Arabistan'ın olayın başında cinayeti inkar ettiğini, Veliaht Prens ve diğer yetkililerin farklı zamanlarda çeşitli açıklamalar yaptığını anlatan Kışlakçı, bu durumun bir ülke için ağır bir sorumluluk olduğunu aktardı.
Kışlakçı, cinayetin ardından kendisinin yaptığı her açıklamanın, BAE ve Suudi Arabistan medyası ile bunlara bağlı bazı sosyal medya hesapları tarafından "yalan olduğu ve Kaşıkçı'nın öldürülmediği" şeklinde propagandaların yapıldığını anlattı.
Olayın ardından geçen bir aylık sürede aleyhlerine çok fazla haberler yapılıp tehditlerde bulunulduğunu belirten Kışlakçı, olayın bütün yönleriyle deşifre olmasıyla rahat bir nefes aldıklarını ifade etti.
Turan Kışlakçı, hunharca katledilen arkadaşı Cemal Kaşıkçı'nın isminin yaşatılması için çeşitli çalışmalarının olduğunun dile getirerek, "Biz bunu 2 Ekim'de duyuracağız. Bunlardan biri Cemal Kaşıkçı Müzesi kurmak istiyoruz. Bunun için de Cemal'in şehit edildiği Başkonsolosluk binasını da alma girişimimiz devam ediyor. Biz almak için uğraşıyoruz" ifadelerini kullandı.