‘Yenidoğan Çetesi’ davasında tutuksuz sanıkların yargılanmasına 8. gününde de devam edildi. Eski CHP'li Meclis Üyesi ve Beylikdüzü Medilife Hastanesi Başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz savunmasını yaptı. Yılmaz “Bizi savunacak avukat bulamadık. Dosyanın adı nedeniyle avukat bulmakta zorlandık” dedi.
Özel hastanelerde yaşanan bebek ölümlerine sebebiyet verdikleri ve haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle suçlanan ‘Yenidoğan Çetesi’ sanıklarının yargılanmasına 8. gününde de devam edildi. 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı davada tutuksuz sanıklar savunmalarını yaptı. Sanık hemşire Ceren Hatice Kırım, 12 senedir yenidoğan yoğun bakımda çalıştığını söyledi. Maaşını hastaneden aldığını iddia eden Kırım, “Bana Medisense'den gönderilen bir ücret vardı. Bunu mesai ödemesi olarak alıyordum. Beşte biten mesaimden 10 gibi çıkıyordum. Bu emeğin karşılığı olarak düşünüyorum” diye konuştu. Kırım, “Sana şirketten gelen paraları kendin mi alıyordun yoksa dağıtıyor muydun?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Fırat Sarı'nın sekreteri istifa etmişti. Kendisinin istediği kişilere paraları gönderdim. Gelen her paranın çıkışı oldu.”
SUÇLAMALARI REDDETTİ
Tutuksuz sanıklardan Medilife Beylikdüzü Hastanesi Başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz ise suçlamaları reddetti. Eski CHP'li Meclis Üyesi ve İBB Sağlık ve Salgın Hastalıklar Komisyonu Başkanı da olan Yılmaz, “Emekli olduktan sonra da Beylikdüzü Medilife Hastanesi'nde genel cerrah ve başhekim olarak başladım. Kamuyu bilerek ve isteyerek dolandırmam bence hayatın olağan akışına aykırı” dedi. Tutuksuz sanık Yılmaz, “Biz bu süreçte avukat bulmakta çok zorlandık. Davanın adı yüzünden kimse bizim avukatlığımızı yapmak istemedi. Burada sanık avukatlarına çok teşekkür ederim” dedi.
BUNLARDA VİCDAN YOK
Tutuksuz sanık Dr. Seyhmus Çelik savunmasında, “Bu olayın ortaya çıkmasında emeği olanlara, savcıya teşekkür ederim. Hakan Doğukan hasta ailelerine ve 112'ye kendisini Dr. Şeyhmus olarak tanıtmış, bebekleri alıp para karşılığı başka hastaneye sevk etmiş” dedi. Sanık Çelik, “Serdarova, Birinci Hastanesi’nde bebek kardiyolojisi olmadığı bilinmesine rağmen sevk edilmiş. Bebek Türkmenistanlıydı. Hakan Doğukan aileden para almış. İşte bunlarda böyle vicdan yok. Ameliyat olması lazımdı bebeğin. Ailenin durumu yoktu. Bebek orada uzun süre kaldı, kimse almadı. Aile de almadı, parası yoktu nereye götürecek? Çocuğa ilaç veriliyordu ameliyat oluncaya kadar. Bu ilacı biri kestirmiş. Soralım ilacı kimin kestiğini” dedi.
Gece hastanede doktor olmuyordu
Hemşirelerden Gizem Büyükköleş savunmasında, Opara bebeğin hayatını kaybettikten sonra ilk defa Fırat Sarı’yı gördüğünü belirtti. Hiçbir suçu olmadığını söyleyen sanık, “Bu mesleği öğrenmek için girdiğim ve ilk kez çalıştığım yerde başıma bu geldiği için çok üzgünüm” dedi. Yoğun bakımda bir bebek kötüleştiğinde ilk olarak herkesin Hakan Doğukan Taşçı’yı aradığını anlatan sanık, “Ben onun da doktoru aradığını düşünüyordum ama aramıyormuş. Ben çalıştığım süre boyunca gece hastanede çocuk doktoru görmedim” dedi. Tutuklu sanıklardan doktor Şehmus Çelik’in gündüzleri arada hastaneye geldiğini söyleyen sanık, “Bebeklerle çok ilgilendiğini de görmedim, gece hiç geldiğini görmedim” dedi.