Bu ruhu diri tutalım

Fazlı Şahan
Fazlı Şahan
04:0015/07/2025, Salı
G: 15/07/2025, Salı
Yeni Şafak
Görsel: Arşiv
Görsel: Arşiv

15 Temmuz 2016 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi ve toplumsal tarihinde bir dönüm noktası olmuş; Türk milleti ve devleti tarihinin en karanlık sınavlarından birini başarıyla vermiştir. Ancak bu sınav, sadece bir savunma değil; aynı zamanda tarihî bir yeniden doğuşun, özgürlüğe sadakatin ve birlikte yaşama iradesinin ilanıdır.

“Milletin üstünde güç tanımayız” diyen milyonlar sadece bir darbeyi değil, umutsuzluğu, korkuyu ve teslimiyeti paramparça ettiği gibi Türk milletine giydirilmek istenen kefeni de yırtıp attı. Çünkü milletin yüreği bir kez kabardı mı, onun önünde hiçbir güç duramaz.

15 Temmuz gecesi gördük ki bu aziz millet yüceliği, bu topraklar özgürlüğü sadece geçmişte değil, bugün ve yarın da bedel ödeyerek elde etmiştir.

Karanlık başlayan gece sabaha karşı şafakla birlikte Türk milletinin en parlak direnişlerinden birine dönüşürken, o gece tanklara, uçaklara ve silahlara direnen kahramanlar yalnızca demokrasi için değil, onuru, özgürlüğü ve geleceği için göğsünü siper etmişti.

O gece, anayasal düzeni hedef alan hain darbe girişimi; halkımızın vatan sevgisi, kararlı duruşu ve demokrasiye olan sarsılmaz inancıyla akamete uğratılmıştır. Yaşananlar ve azgın darbecilerin, FETÖ’cülerin yaptıkları gün yüzüne çıktığında o gün sadece darbeye karşı direnmediğini, bir milletin adeta varlık mücadelesine giriştiğini görüyoruz.

Milletimizin geleceğinin hedef alındığı o gece, Türk milleti topyekûn bir duruş sergileyerek, siyasi görüşü, yaşam tarzı ya da kökeni ne olursa olsun her vatandaş, “Söz ve karar milletindir” demiş ve hak ettiği bir zaferi elde etmiştir.

Devletin kurumları işgal edilmeye çalışılırken, Meclis bombalanırken, sokaklar işgal altındayken milletimizin fertleri korkmadan, tereddüt etmeden birlik oldu.

Siyasî partiler bir araya geldi. Meclis bombalansa da bir arada durdu. Vatandaşlar şehir şehir, sokak sokak demokrasiyi savunmak için birleşti. Televizyonlar karartılmak istendi ama gerçekleri anlatanlar susmadı. Güçlü olanlar değil, haklı olanlar ve tabii ki inananlar kazandı.

Anneler çocuklarını dualarla uğurladı, gençler “Ya istiklal ya ölüm” diyerek meydanlara koştu. Şehirler uyanık kaldı, kalpler birbirine kenetlendi.

Milletin canıyla, kanıyla sokakta elde ettiği zafer, devletine, hukukuna ve halk iradesine bağlı yargı mensupları, emniyet güçleri, medya organları ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte daha da perçinlenmiştir. Milletin her kademesinin birlikte gösterdiği direnç, demokrasimizin en güçlü teminatı olmuştur.

O gece, üniforma giymiş ihanet odaklarının karşısında sadece asker değil; yüreği imanla dolu bir halk vardı. Ellerinde silah değil, bayrak vardı. Göğüslerinde zırh değil, inanç vardı. Her biri bu topraklara, bu bayrağa, bu millete olan sadakatini kendi canıyla gösterdi.

Şehitler verdik. En sevdiklerini toprağa veren analar, öksüz ya da yetim kalan çocuklar oldu. Ama onlar, vatan için verilen her canın ölümsüzleştiğini, bu milletin her ferdinin yürekten birer nöbetçi olduğunu tüm dünyaya gösterdi. 15 Temmuz’un sabahı, sadece yeni bir gün değil; yeniden doğuşun simgesi oldu.

15 Temmuz, sadece geçmişte yaşanmış bir kalkışma değil; bugün hâlâ hatırlanması gereken bir uyarıdır. Demokrasi, sahip çıkıldıkça yaşar. Birlik, hatırlandıkça güçlenir. Millet olmak, bir gecelik değil; bir ömür boyu sürdürülecek bir bilinçtir.

Bugün bizlere düşen görev; 15 Temmuz ruhunu unutmamak, unutturmamak ve her daim uyanık olmaktır. Çünkü tehdit sadece o geceyle sınırlı değildir. Bu ruhu diri tutmak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğudur.

#15 Temmuz
#ruh
#Fazlı Şahan