Çatışın TIR’ları vermeyin

FETÖ bilinenin aksine 7 Şubat’tan sonra ilk operasyonu 28 Mayıs 2013’te düzenledi. Adana Emniyeti içerisindeki FETÖ’cüler, bazı adreslere yapılan baskınlarda ele geçirilen bir kimyasal maddeyi “El Nusra’ya gönderilmesi planlanan sarin gazı” olarak basına servis etti. Yapılan incelemelerin ardından sarin gazı diye servis edilen maddenin ‘antifriz’ olduğu anlaşıldı. Ancak sarin gazı yalanı Türkiye’nin peşini hiç bırakmadı. Aynı tezgah 7 Kasım 2013’te de denendi. Konya’dan yola çıkan bir TIR’da ele geçirilen sondaj mili ve borusu, FETÖ’nün yayın organlarında roket başlığı olarak sunuldu.

***

İki operasyonda da hedefine ulaşamayan FETÖ eli daha da yükseltti. Suriye’deki Türkmenlere yardım götüren MİT TIR’ları, 1 Ocak 2014 günü dönemin Kırıkhan Başsavcısı Yaşar Kavalcıoğlu’nun talimatıyla jandarma tarafından durduruldu. TIR’da inceleme yapmak için olay yerine giden savcı, dönemin Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’e takıldı. Lekesiz’in talimatıyla Hatay Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi ekipleri olay yerine giderek savcı ve jandarmaya müdahale edince TIR yoluna devam etti. TIR’da arama yapamayan Kavalcıoğlu, dönemin Adana özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman’ı arayıp durumu bildirdi. MİT TIR’ları davasında yargılanan Kavalcıoğlu 15 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Savcı Şişman yazılı bir emirle Adana Emniyeti’nden özellikle istediği TEM şube polisleriyle Kırıkhan’a gitti. TIR’ı bu kez yanında bulunan FETÖ’cü polis ve jandarma ekipleriyle Savcı Şişman durdurdu. Olayın duyulması üzerine harekete geçen Emniyet Genel Müdürlüğü, Adana İl Emniyet Müdürü Yardımcısına ulaşarak, Özcan Şişman’ın TIR’dan uzaklaştırılması gerektiğini söyledi. Dönemin Adana İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Şişman’ın yanındaki komiseri arayıp net şekilde “Savcının yanından ayrılın, zor çıkarırsa savcıyı araçtan indirin, siz geri dönün” dedi. Polislerin geri döneceğini anlayan Şişman, polislerle birlikte geri dönmek zorunda kaldı ve MİT TIR’ı arama yapılamadan yoluna devam etti. Bu olaydan sonra Gaziantep’e tayinini isteyen Şişman’ın ByLock kulandığı ortaya çıkmış ve MİT TIR’ları davasında 17 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Hatay’da durdurulan MİT TIR’ında arama yaptıramayan FETÖ, bu kez 11 Ocak 2014 günü yeni bir oyun sahneye koydu. İki otobüse düzenlenen operasyonda silah kaçakçılarına ait mühimmatlar Özel Harekat Şube Müdürlüğü bahçesine getirildi. “Basına görüntü verilmemesi” emrine rağmen, emniyet içindeki FETÖ’cüler çektikleri görüntüleri “El-Nusra’ya mühimmat yardımı yapılıyor” diyerek basına servis etti. Otobüs şoförlerine zorla “Silahlar MİT’e ait” ifadesi verdiren FETÖ’cülerin oyununu, durumu fark eden emniyet müdürü bozdu.

Ve 19 Ocak...

Kumpaslara devam eden FETÖ, 19 Ocak 2014 günü Adana’da yine MİT TIR’larını hedef aldı. Jandarma’daki FETÖ yapılanmasına bağlı istihbarat üsteğmen, sabahın ilk saatlerinde kendi yazdığı arama emrini imzalatmak için cumhuriyet savcısının evine gitti. Karar imzalandıktan sonra Suriye’deki Türkmenlere insani yardım malzemesi taşıyan 3 MİT TIR’ı Sirkeli’de durduruldu. TIR’daki MİT personeli yere yatırılarak ters kelepçe yapıldı. Durumu haber alan Adana İl Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, büyükelçiler konferansında bulunan emniyet müdürünü arayarak tarihe geçen emri verdi: “Gidin o TIR’ları alın. Gerekirse çatışın ama ellerinden alın.”

Harekete geçen emniyet müdürü, tamamı FETÖ’cülerin elinde olan TEM şubeye haber vermeden yanına aldığı 15 özel özel harekat polisi ile TIR’ların durdurulduğu yere doğru yola çıktı. Dönemin Ceyhan İlçe Emniyet Müdürü’nden de uzun namlulu silahlı polis desteği alan emniyet müdürü talimat vererek özel harekat polislerine TIR’ların etrafını çevirtti. Paniğe kapılan dönemin özel yetkili cumhuriyet savcısı Aziz Takçı, jandarma istihbarat askerlerine olay yeri inceleme kıyafeti giydirerek inceleme yaptırmaya başladı. TIR dorselerine çıkan polis ekipleri, arama yapan ve bir yandan da görüntü alan jandarma ekiplerine müdahele etti.

Jandarma ekiplerini TIR’ın dorsesinden indirip arama yapılması ve görüntü alınmasını önleyen polis ekipleri, savcı Takçı’yı da TIR’dan inmesi için uyardı. Direnen Takçı, “Ben savcıyım inmem” dedi. Bunun üzerine FETÖ’cü savcı yaka paça TIR’dan indirildi. Bu esnada yerden kaldırılıp plastik kelepçeleri çözülen MİT personeli, polis ekiplerine “Üçüncü TIR’ımızı Adana’ya doğru kaçırdılar” dedi. Zırhlı araçla bir tim özel harekat polisini yola çıkaran emniyet müdürü, “Bulduğunuz yerde gerekirse çatışmaya girin, TIR’ı alın” emrini verdi. Bütün bunlar yaşanırken olay yerinde bulunan jandarma ekiplerinden bir yarbay telsizle anons geçerek TIR’ın uygun bir kavşakta durup beklemesini söyledi. Bir terslik olduğunu anlayan FETÖ’cüler, duran TIR’ın dorsesine çıkıp arama ve görüntü almaya başladı. Ancak hızlı hareket eden özel harekat polisleri, jandarma ekiplerini TIR’dan uzaklaştırdı.

TIR’ın önüne atladı

FETÖ’cülerden teslim alınan üçüncü TIR da diğer iki TIR’ın bulunduğu yere getirildi. TIR’larda arama yapılmasını engelleyen, jandarmanın çektiği görüntüleri de sildiren emniyet müdürü, TIR’ları teslim etmesi için savcı Takçı’ya ikazda bulundu. Tutanak tutarak TIR’ları teslim etmeye razı olan savcı Takçı’ya, dönemin Adana alay komutanı Özkan Çokay, “Ben bu şartlarda teslim ettirmem. TIR’ların içindeki her şeyi tek tek sayıp öyle teslim edeceğim” dedi. Savcı Takçı’nın bir kez daha “Tutanakla teslim edeceğim” demesi üzerine tutanaklar hazırlandı. Polis ekipleri eşliğinde TIR’lar hareket edecekken Albay Çokay “TIR’ları alamazsınız, bu şekilde vermem” diyerek kendisini TIR’ların önüne attı. Ancak “Gerekirse ez geç” talimatı olan şoför gaza basınca Çokay kaçmak zorunda kaldı ve TIR’lar bölgeden ayrıldı. Savcı Aziz Takçı, MİT TIR’ları davasında 26 yıl, Albay Özkan Çokay ise 20 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.