'CHP'nin ellerinde belge varsa savcılara versinler'

Yeni Şafak
19:054/12/2017, Pazartesi
G: 4/12/2017, Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv: AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal
Arşiv: AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, MYK sonrası Parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Ünal, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun yarınki grup toplantısında açıklayacağını iddia ettiği belgelere ilişkin, "Eğer ellerinde belge varsa mahkemelere savcılara versinler. Belgeleri ilgili savcılara versinler. Türkiye'nin öncelikleri ve acil bir gündemi var. TBMM iftiraların havada uçuşacağı bir mahkeme değildir" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, MYK sonrası Parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.

Mahir Ünal'ın konuşmasından satır başları:

Uyum yasaları

6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu uyum çalışması üzerine bir düzenleme ve çalışmanın içeriği, niteliği, teknik olarak nasıl yapılması gerektiği konusunda karşılıklı istişareler yapıldı. Cumhurbaşkanlığının herhangi bir nedenle boşalması halinde seçilecek cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar hangi süreçlerin işlemesi gerekiyor, o konuda gerekli değerlendirmeler yapıldı. Aynı anda cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği adaylığının bağdaşırlığı konusu tartışıldı. Cumhurbaşkanının varsa partisiyle ve grubuyla ilişkileri üzerine çalışmalar yürütüldü. 2010 referandumunda gündeme getirdiğimiz, 26 maddelik pakette yasalaşmayan, siyasi partilerin kapatılmasını imkansız hale getiren, siyasi partileri kapatmak yerine, suç işleyen kişilerin cezalandırılması konusunda bir düzenleme üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Uyum komisyonu çalışmalarının bugünkü MYK'ya sunumları bu çerçevede gerçekleşti.

Seçim ittifakı

Toplantıda karşılıklı olarak dörder kişilik gruplarla, hem AK Parti'den dört genel başkan yardımcısı hem de BBP'den beş genel başkan yardımcısı görüşmede hazır bulundular. Sayın Destici bu konudaki önerilerini rapor ve dosyalar halinde bize sundu. Biz bunları alıp, değerlendirip karşılıklı olarak, genel sekreterler düzeyinde öncelikli olarak görüşmeler gerçekleştirilecek.

Doğal ittifaklar, kaçınılmaz olarak teknik çerçevesi belirlenmiş ve prosedürleri belirlenmiş süreçlere bizi taşıyor. Özellikle 15 Temmuz sonrası Türkiye'de milli, yerli ve kendi değerlerine bağlı, tam bağımsız Türkiye'yi savunan unsurlar bu konuda tek tek düşüncelerini, görüşlerini açıklayarak, nihayetinde toplumsal, doğal olan bu süreci, siyasal, seçimlere dönük olan teknik bir sürece evirecektir bu kaçınılmaz olarak. Bu doğal ittifakın teknik olarak konuşulması, şu anda henüz daha gündemde değil.

Doğal ittifakı teknik olarak henüz görüşmesi gündemde değil. Siyasi partilerin kurullarının teknik olarak görüştüğü süreçte değiliz.

(Taşeron Düzenlemesi) Taşeron düzenlemesinde 3 kademeli çalışma var. Tasarının yasalaşmasına yönelik süreç 1 hafta içinde tamamlanacak.

Seçim barajına ilişkin üzerinde çalışıyoruz ama henüz kamuoyuna paylaşacak durumda değiliz.


Toplantıda, Talal Silo'nun AA'ya açıklamaları da değerlendirildi


Bu iki şey bölgede hangi oyunların oynandığını, bölgede 'DEAŞ ile mücadele' adı altında aslında ne yapılmak istendiğini deşifre etmesi açısından son derece dikkate değer.

Bence bu noktada birilerinin ısrarla 'cambaza bak' stratejisiyle Newyork'ta devam eden bir dava üzerinden ısrarla oluşturmak istediği tartışmaların bu iki temel stratejik konuyu göz ardı etmemesi gerektiği de dikkatlere sunuldu. Çünkü aslında uzunca bir zamandan beri bölgede oynanan oyunun bu iki olay adeta deşifresi mahiyetindeydi. Uzunca bir süre sistematik olarak içeride CHP ve HDP eliyle Türkiye'yi DEAŞ'ı desteklemekle suçlayanların aslında DEAŞ ile iş birliği yaptıkları ortaya çıktı. PYD ve YPG'yi bir terör örgütü olarak ısrarla görmeyen yine Cumhuriyet Halk Partisi'nin, 'PYD de partilerden bir partidir CHP ve HDP gibi' açıklamasının aslında Talal Silo tarafından nasıl çürütüldüğü ve PKK ile SDG'nin ilişkisi açık şekilde deşifre oldu.


Stratejilerinin ikinci adımını da hem grup başkanvekilleri hem parti sözcüleri açıkladı. Yine salı günü birtakım belgeler açıklayacağız.' tarzında bir ifade kullandılar. Şunu söylemek istiyorum. Burada AK Parti iktidarı, AK Parti siyaseti bir devlet yönetme sorumluluğunu üzerine almış ve devletin yönetimi, iktidarın sorumlulukları, Türkiye'nin öncelikleri, Türkiye'nin sınır güvenliğinden Türkiye'nin hava savunma sisteminin kurulmasına, ekonomisinden taşeron yasasını bekleyen vatandaşımıza kadar Türkiye'nin önemli öncelikleri varken ısrarla Cumhuriyet Halk Partisi bir stratejiyle Türkiye'nin gündemini, siyasetin gündemini adeta yalanlarla, iftiralarla, ithamlarla rehin almaktadır. Bu yapılanların neye ve hangi amaca hizmet ettiği son derece açıktır. Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin açıklayacağı belgelerin hiçbir şekilde bizim siyasetimizde yer almayacağını ve bu son olayda olduğu gibi alay-ı vala ile 'açıkladık', 'açıklıyoruz' dediler. Salı ortaya attıkları iddialarla ilgisi olmayan, ortaya artıkları iddiayı ispat eder nitelikte olmayan bazı belgeler paylaştılar. Bizde dedik ki bu belgelerin yeri mahkemedir. Anayasa 39, size ispat hakkı veriyor, siz birtakım hakaret ve iftiralarda bulundunuz, bundan dolayı sizin hakkınızda hakaret ve tazminat davası açıldı. İddialarınıza eğer bir ispat yeri arıyorsanız Anayasa size bu ispat hakkını veriyor, gidin bu belgeleri mahkemeye sunun dedik. Bugün bildiğim kadarıyla gittiler, belgeleri mahkemeye sundular. Eğer ellerinde belge varsa mahkemeler orada, savcılık orada, gitsinler ellerindeki belgeleri ilgili savcılığa sunsunlar. TBMM mahkeme değildir.

"Türkiye'nin gündeminde daha fazla yer almamaya davet ediyoruz"

Türk siyaseti birtakım iftiraların, ithamların, hakaretlerin havada uçuşacağı ve seviyenin bu kadar yerlere düşeceği bir siyaset biçimi değildir. Türkiye'nin daha acil bir gündemi var. Dolayısıyla ne siyasetin gündemini ne de Türkiye'nin gündemini Cumhuriyet Halk Partisi lütfen daha fazla bu tür iftiralarla, ithamlarla, hakaretlerle işgal etmesin. Bundan sonra da açıklayacağı belgelerle ilgili gitsinler mahkemeye başvursunlar. Stratejilerini biliyoruz. Stratejileri, her zaman olduğu gibi kafa karıştırmak, nefretten beslenmek, hakaret etmek ve kendi tabanlarını ve kendi pozisyonlarını tahkim etmek. Uluslararası alanda Türkiye'ye dönük oynanan oyunların içerideki maalesef kuklası ve oyuncağı durumunda kalmak. Bu hoş bir durum değil. Cumhuriyet Halk Partisi'ni bu tutumundan vazgeçmeye, vazgeçmeyecekse de artık bizim gündemimizde, Türkiye'nin gündeminde daha fazla yer almamaya davet ediyoruz.


#Mahir Ünal
#AK Parti