Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan '2020-2021 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuştu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
İnşallah mümkün olan en kısa sürede yükseköğretimde de yüz yüze eğitim öğretimi başlatmayı hedefliyoruz.
Koronavirüs salgını sebebiyle bir hayli zor şartlarda yürütülüyor olsa da akademik öğretimin kesintisiz devam etmesi çok önemlidir. Uzaktan eğitim tecrübesi elbette değerlidir ancak örgün öğretimin yerine tutmayacağı açıktır. Yeni akademik yılda hocalarımıza ve öğrencilerimize başarılar temenni ediyorum.
Türkiye uzun yıllar boyunca eğitim her kademesiyle birlikte, yükseköğretimde sıkıntılar yaşamıştır. Gençlerimiz ve ailelerimiz belli şehirlerde bulunan üniversitelere ulaşabilmek için büyük fedakarlıklara katlanıyordu. Belki gafletten belki kasıttan üniversitelerin yaygınlaştırılmasına engel olunuyordu. Hatta mesleki eğitimin önü kesilerek bu çarpıklık daha aşağı kademelere doğru genişletiliyordu. Her şehirde üniversite kurma sözü verdik. Buna birilerinin nasıl tepki verdiğini hatırlıyorum. Milletimizin desteği ve meclisimiz gayretleriyle 81 ilin tamamında üniversite kurulmasını sağladık. Bugün toplan 207 kamu ve vakıf üniversitemiz 8 milyon 267 bin öğrencimize öğretim veriyor.
Ücretsiz eğitim hayalini gerçeğe dönüştürdük. Hiçbir evladımızın maddi imkansızlıklar nedeniyle yükseköğretimden mahrum kalmaması için yurtların kapasitesini artırmakta geç kalmadık, burs ve kredi verme yeniliğine imza attık. Daha önce aylık 45 lira olan lisans öğrencisi burs/kredi ödemesini 550 liraya çıkardık, yüksek lisansta 1110 lira, doktora öğrencisinde 1650 liradır. Artık rekabet herhangi bir üniversiteye girmekte yaşanmıyor. Asıl üzerinde durulması gereken husus isteyen her gencimize yükseköğretim yolunun açılmış olması.
Tüm gücümüzü ve imkanlarımızı keyfiyet noktasına haslettik. İhtisaslaşma başta olmak üzere, üniversitelerimizi marka yapmak için birçok programı hayata geçirdik. Araştırma üniversiteleri, bölgesel kalkınma üniversiteleri gibi geliştirmeye çalışıyoruz. İllerimizdeki üniversitelerimiz tek tip eğitim yerine farklı alanlarda gelişen bir yapıya kavuşma konusunda ilerlemeye başladı. 2006 yılından sonra kurulmuş üniversiteler arasında dünyada ilk 800'e giren üniversiteler olduğunu görüyoruz.
Artık her alanda küresel bir güç haline gelen bir Türkiye var. Bu Türkiye'nin en büyük ihtiyacı da yetişmiş insan gücüdür. Kalkınmamızda kritik öneme sahip teknolojilerin gelişmesi ve kullanılması konusunda ciddi açığımız bulunuyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın, MEB'in, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın çeşitli çalışmaları bulunuyor. Ancak arzu ettiğimiz yere gelebilmiş değiliz. Hangi evladımızın hangi alanda yürümesi gerektiğini tespit ederek, kendisine gereken imkanı sağlamalıyız. Anasınıflarına kadar sağlam, etkin, işler bir sistem kurmalıyız. Toplum olarak hep birlikte seferberlik anlayışı ile çalışmamız gerekiyor.
Gözden asla kaçırmamız gereken hayati bir husus var. Çocuklarımızı geleceğe hazırlamak için onların gönül dünyalarını da zenginleştirmeliyiz. Dünyada maddi zenginlikte çok ileri gittiği halde manevi çöküşte olan toplumlar var. Türkiye'yi böyle bir tehlikeyle yüz yüze bırakmayacağız. Maziden atiye kurduğumuz köprünün zenginliklerinin tamamına sahip çıkacağız. Bu topraklarda doğup büyüyen her evladımız tarihini, kültürünü en iyi şekilde bilmeli ve uygulamalıdır.
Hedeflerimize ancak bilimin ve teknolojinin tüm dallarında en ileri seviyeye ulaşmak için çalışan ve tarihinin, kültürünün temel bilgilerine vakıf nesillerle ulaşabiliriz. Ruhsuz bir beden ceset, maneviyattan yoksun bir zihin de robottur. Biz insani kamili yetiştirmenin peşinde olmalıyız. Bunun yolu da kendi varlığından başlayarak her şeyi sorgulayan, araştıran nesiller yetiştirmekten geçiyor. Hem aile eğitimi, hem mektep eğitimi bağlamında bu konuda ciddi eksiklilerimiz olduğuna inanıyorum. Öncelikli çözmemiz gereken yolumuzun başında bu husus geliyor. Üniversitelerimizden öncülük ve destek bekliyoruz.
Yargı ilk derece mahkemelerinden en yüksek organlarına kadar adaletin tesisine hizmet veriyor. Geçmişte adı darbelerle ve cuntalarla anılan ordumuz sınırlarımız boyunca ve ötesinde destanlar yazıyor. Zulme sessiz kalamayız. Suriye'de, Somali'de, Azerbaycan'da zulüm var seyir mi edelim, biz duramayız... Ecdadımızın bize yıktığı bir mesuliyet var. Türkiye işte bu güzel tablodan aldığı güçle bölgesel ve küresel düzeyde hak ettiği yere gelmenin gayreti içindedir. Miletlin huzurunu bozacak hiçbir beyanı iyi niyetle bağdaştırmak mümkün değildir.
Son günlerde bu çerçevede ortaya çıkan tatsız tartışmaları üzüntüyle karşılıyorum. Biz önümüze bakmaya, hedeflerimize ulaşmak için ilerlemeye devam edeceğiz. 2023 yılında büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda önemli bir aşamayı da geride bırakmış olacağız. Cumartesi günü sondaj gemimizle birlikte yapılan çalışmaları gemide ben de takip edeceğim. Yeni müjdeleri tespit eder ve açıklarız. Türkiye demokraside ve ekonomide ilerledikçe bu tür meseleler küçülecek ve tümüyle gündemimizden çıkacaktır.