Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen "Uluslararası Yerel Yönetimlerde 6. Kadın Şurası"nda katılımcılara hitap etti. Katılımcılara teşrifleri için teşekkür eden Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanlığınca düzenlenen şuranın hayırlara vesile olmasını diledi.
AK Parti'nin 5 milyon üyesiyle dünyanın en büyük kadın teşkilatlarından biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk kadınlarının 1934'te seçme ve seçilme hakkını kazanmasına rağmen bu konudaki asıl büyük atılımı son 17 yılda gerçekleştirdiğini söyledi.
Siyaset kurumunda kadınların temsil oranının yüzde 4,5 seviyesinden TBMM'de yüzde 17'nin üzerine çıkartılmasını kendi dönemlerinde başardıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kadınlara seçme hakkının verildiği 5 Aralık tarihini sadece kadın hakları günü olarak kutlamakla kalmayacak, icraata da dönüştüreceğiz. Geldiğimiz seviye elbette yeterli değildir ama katedilen mesafenin önemini de gözden kaçırmamalıyız." dedi.
Erdoğan, 31 Mart yerel seçimlerinde belediye meclis üyeliklerinde kadınlara en az üçte bir oranında yer verilmesini istediklerini, ancak bu orana ulaşılamamışsa da eskisinden çok daha fazla kadının belediye meclislerinde sorumluluk üstlendiğini ifade etti.
Erdoğan, "Bundan sonraki seçimlerde, kadınlarımızın daha yüksek oranlarla hem aday listelerinde hem de belediye meclislerinde yer bulabilmesi için çalışacağız. Şura oturumlarında ülkemizden ve dünyanın farklı yerlerinden kadınların yerel yönetimlerdeki temsili, şehir sorunlarına bakışı, projeleri ve çözüm yolları gibi konular ele alınacak. Böylece benzer görevlere talip olacak kadınlarla hem tecrübe paylaşımı yapılmış hem de başarı örnekleri gösterilmiş oluyor" diye konuştu.
Şuraya Afganistan, Somali ve Irak gibi zor coğrafyalardan gelen kadın yerel yöneticilerin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu tür örnekler, şartlar ne olursa olsun azmedildiği ve gayret gösterildiği zaman başarıya ulaşılabileceğinin işaretidir. Tabii biz bu tür görevlere kota veya zorlama yoluyla gelinmesini de doğru bulmuyoruz. Mücadeleyle değil de bahşedilerek, lütfedilerek, zorlamayla verilen hakların kalıcı olması pek mümkün değildir. Ama insanın dişiyle tırnağıyla yüreğiyle azmiyle kabiliyetiyle elde ettiği hakları kimse ondan alamaz. Bu bakımdan tüm kadınlarımızdan siyasetin her kademesinde daha aktif şekilde yer almalarını bekliyorum. Böylece bizim bu yoldaki gayretimizin fiili neticeye dönüştürülmesi de kolaylaşacaktır. İnşallah bugünkü şuramız bu bakımdan önemli bir milat olacaktır."
"Siz mücadele edeceksiniz, biz de destek vereceğiz"
AK Parti 7'nci Büyük Kongresi sürecinde belde, ilçe, il teşkilatları ve genel merkez yönetiminde yer almak için verecekleri mücadelede tüm kadınların yanında olacağını özellikle belirten Erdoğan, "Siz isteyeceksiniz, çalışacaksınız, mücadele edeceksiniz, biz de destek vereceğiz ve inşallah istediğimiz sonuca ulaşacağız. Hayatın her alanında başarılı olan kadınlarımızın siyasette de hedeflediğimiz yere geleceklerine yürekten inanıyorum." dedi.
AK Parti'nin başarısındaki sırlarından sadece birinin belki de en önemlisinin kadınlara ulaşmayı, onların gönlüne girebilmeyi başarmış olmasından kaynaklandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu neticeye yılın 365 günü ev ev dolaşan, her kadınımıza ulaşmak için çaba gösteren, onların dertleriyle hüzünlenip, sevinçleriyle mutlu olan dava arkadaşlarımızın çabalarıyla ulaştık. Birileri yıllarca kadının ismini, sıkıntısını, beklentisini istismar ederek, kendine siyasi rant sağlamanın peşine düşerken biz her meselelerinde onların yanında yer aldık. Çünkü bize göre kadını dışlayan bir toplum gücünün ve potansiyelinin yarısından vazgeçmiş demektir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim inancımızda Hazreti Adem ile Hazreti Havva'dan beri erkek ile kadın birlikte yaşamış, birlikte kulluk etmiş, birlikte çoğalmış, birlikte dünyayı mamur etmiştir. Kendi tarihimiz de kadınların başarıları ve fedakarlıklarıyla örülmüştür. Anadolu'yu, alperenler ve bacılar birlikte medeniyetimizle, kültürümüzle, değerlerimizle yoğurmuş, ebedi vatanımız yapmıştır. Hayatın her alanında var olan kadınlarımızın yetiştirdiği kişiliğini kazandırdığı, temel eğitimini verdiği çocuklarımızla geleceğimizi inşa ettik. Hatta savaş meydanlarında dahi kadınlarımızın fedakarlığıyla zafere kavuştuk."
Nene Hatun'dan Nezahat Onbaşı'ya, Şerife Bacı'dan Kara Fatma'ya kadar kadın kahramanların mücadelesi sayesinde istiklalin kurtarıldığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Terör örgütü tarafından haince katledilen Aybüke öğretmen ve daha yeni defnettiğimiz Esma astsubay sınırlarımız içinde ve dışında alçakça katledilen yüzlerce kadın bu mücadelenin günümüzdeki bayraktarlarıdır.
Esma astsubayımızla ilgili komutanlarımız ve İçişleri Bakanımın şu tespitleri çok ilginçti. Özellikle bomba imha olaylarında bir kadın olarak onun kadar cesur, onun kadar maharetli olan hemen hemen yok gibiydi.
Nitekim bomba imha olayını yaparken şehit oldu.
Rabbim makamını cennet eylesin. Şehitlerimiz için söyleyeceğimiz pek bir şey yok onlar, Peygamber Efendimizin komşuları, onların makamı çok yüce. Onlar gerek sizlere gerekse bizlere birer örnek, onlar birer rehber, kılavuz."
'Bunları neyle izah edeceksiniz?'
Suriye'deki ve sınır içindeki terörle mücadele harekatlarında, çatışma bölgelerinin ortasında görevlerini yerine getiren kadın sağlık görevlilerini kahramanlıkları için tebrik eden Erdoğan, "Parlamentonun içerisinde terör örgütlerinin desteğiyle bulunan ve şu anda bizim bu hanım şehitlerimizi görmemezlikten gelen ve şehit edilen yavrularımızı görmemezlikten gelen bu terör sevicilerini neyle izah edeceğiz, neyle anlatacağız?
Lafa geldiği zaman parlamentoda ve dışarıda hep öldürülen çocuklardan bahsederler.
Van'daki katliamlardan, Bingöl'deki katliamlardan hiç bahsetmezler, İstanbul'da stadyumun hemen yanında 41 şehidimizden hiç bahsetmezler. Vezneciler'deki bütün o polis ve sivil kardeşlerimizin, şehitlerimizin oradaki o şehadetinden hiç bahsetmezler. Onların ne günahı vardı? İşine giderken, okulundan çıkmış evine dönerken şehit olan bu yavrularımızın ne günahı vardı? Bunları neyle izah edeceksiniz?
" ifadelerini kullandı.
"Annelerin fendi eli kanlı teröristleri yenmiştir"
"Adınızın parti olması bunu izaha yetmez. Er veya geç bunun hesabını işte sandıklarda, şurada, burada vereceksiniz." ifadesini kullanan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ağızlarını her açtıklarında insan haklarından söz edenlerin terör örgütünün istismar ettiği, iğfal ettiği, infaz ettiği, hayallerini ve geleceklerini söndürdüğü çocukları ve kadınları görmezden geldiğini de unutmadık. Diyarbakır'da bölücü örgüt tarafından gasbedilen evlatlarını kurtarmak için sıcağa soğuğa aldırmadan nöbet tutan annelerin fendi eli kanlı teröristleri yenmiştir. İşte görüyorsunuz 100 günü geride bıraktık ve 100 günü geride kalan bu duruş dimdik devam ediyor. İşte bu annelerden bir tanesinin yavrusu kendisine kavuştu. İnşallah diğerleri için de aynı durum söz konusu olur. Tüm dünyayı Diyarbakır'daki annelerin bu haklı ve onurlu duruşuna destek vermeye davet ettik ama bak gelmiyorlar. Niye? İşlerine gelmiyor."
"Vampirler topluluğunun oluştuğunu ortaya koymaktadır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir Nobel skandalı yaşandı bugünlerde" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nobel skandalıyla ilgili Bakir İzzetbegoviç kardeşimizin teşekkürüne ben de tabii ki bir teşekkürle Türkiye'den cevap veriyorum ve bu onurlu duruşa destek veren tüm siyasi liderlere şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.
Medeni bir dünya için Nobel'in böyle bir ödülü Handke denilen bu vampir aydınlar grubunun temsilcisine vermesi adeta bir vampirler topluluğunun oluştuğunu ortaya koymaktadır.
Onun için de bizim indimizde Nobel diye bir örgüt artık gerçekten adil, hakkaniyet içerisinde ödüller veren bir örgüt olarak değerlendirilemez. Tamamıyla siyasallaşmış bir örgüttür, tamamıyla terör örgütlerinin yanında yer alan bir örgüttür ve sizin verdiğiniz bu ödüller kimseyi kusura bakmayın ikna etmez. Yani bu verdiğiniz ödül bir Aziz Sancar Hocamıza verilen ödül değildir, bir Orhan Pamuk'a verilmiş ödül değildir. Kimseyi aldatamazsınız ve aldatamayacaksınız."
"Kadınların istihdam oranı oldukça yüksek seviyelere çıkmıştır"
Bu duruşlarını her zaman olduğu gibi kararlı şekilde sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, "Hayatın her alanında kadınlarımızın giderek yükselen etkinliğini ve hissedilen gücünü yakından izliyoruz." dedi.
Kadınların işgücüne katılım oranı 2002 yılında yüzde 28'i bulmuyorken bugün bu oranın yüzde 35'e ulaştığını bildiren Erdoğan, "Eğitim, finans, sağlık, yargı, akademi alanları başta olmak üzere pek çok sektörde kadınların istihdam oranı oldukça yüksek seviyelere çıkmıştır. Üniversitelerimizde eğitim-öğretim gören evlatlarımız arasındaki cinsiyet dağılımının neredeyse eşit olması kadın istihdamındaki artışın süreceğine işaret ediyor. Biz bu tablodan ancak gurur duyarız." diye konuştu.
Kadına yönelik şiddet başta olmak üzere mücadeleye devam etmeleri gereken sorunların bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Ancak istisnai birtakım olayları büyüterek bu güzel fotoğrafı gölgelemeye çalışanlara izin veremeyiz. Kadın meselesinin her şeyden önce bir insan meselesi olduğunu kabul ettiğimizde pek çok şey yerli yerine oturacaktır. Kardeşlerim, yaratılmışların en şereflisi olan insana bu kutlu sıfatına uygun şekilde muamele edildiğinde dünya hepimiz için çok daha güzel hale gelecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, "Kadın insan içinde ayrıca istisna bir makamı olan varlıktır, nedir? Annedir, anne" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Sevgili Peygamberimiz şu hadis-i şeriflerinde 'Elcennetu tahte akdamil ummehat' buyuruyor, yani 'Cennet annelerin ayakları altındadır' buyuruyor. Bakın babaların ayakları altındadır demiyor, 'annelerin ayakları altındadır' diyor, burası çok önemli. Onun için annelerin ayaklarının altı öpülür, orada cennet var. Orası koklanır, ben öptüm, o kokuyu aldım, tavsiye ederim siz de öpün. Anne bambaşka bir varlık, onun için o tadı tatmak lazım, o kokuyu almak lazım. İşte bu anlayışla hep birlikte kadına yönelik haksızlıkları, adaletsizlikleri, zorbalıkları, yanlış veya eksik algı ve uygulamaları ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Bu çerçevede, kararında ve doğru şekilde atılan her adım kadının statüsünü güçlendireceği gibi yanlış adımlar da inanıyorum ki çabaların boşa çıkmasına sebep olur."
İfrat ve tefrit hatasına düşmeden kadınların haklarını sonuna kadar savunacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Ülkemizde ve dünyada mağduriyete uğratılmış, adaletsizliğe maruz kalmış, hele hele canı yanmış tek bir kadın kalmayana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Türkiye'nin geleceğini kadınlarımızla birlikte inşa edeceğiz. İnşallah dünyanın geleceği de böyle şekillenecektir." diye konuştu.
"Siyaset de eğitim de çalışmak da kariyer de kadının aile içindeki önemini ortadan kaldırmaz"
Kadının konuşulduğu yerde aileden söz edilmemesinin mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, kadının ailenin direği olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Şayet kadının Allah vergisi o kucaklayıcılığı, kollayıcılığı, şefkati, merhameti, dirayeti olmasa aile kurumunun ayakta kalabilmesi mümkün değildir. Bu yaklaşımın kadına çok büyük bir sorumluluk yüklediğinin elbette farkındayız. Ama kadınlar bu yükü kaldırabilecek donanıma ve azme sahiptir" diye konuştu.
Bugün gelişmiş ülkelerin en büyük sorununun aile kurumunun kimi yönleriyle tamamen, kimi yönleriyle kısmen yıkılması olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye gibi en üst gelişmişlik düzeyine yaklaşan ülkeleri bekleyen en büyük tehlike de aile kurumunun sarsılmasıdır. Kadını aileden koparmaya yönelik her hamle bizatihi insanlığın kendisini hedef alıyor demektir ve aile ile kadını, kadın ile erkeği, kadın ile çocuğu birbirinden ayırmaya, hele hele birbirine rakip haline getirmeye yönelik zihniyet asla bize ait değildir, iyi niyetli hiç değildir."
Geçen günlerde İslam İşbirliği Teşkilatı Sosyal Gelişim Bakanları Toplantısı'nda tüm bu konuların enine boyuna konuşulduğunu, tartışıldığını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Geleceğimize güvenle bakabilmek için maddi gelişmişlik düzeyimizin artışı ile aile kurumu arasında güçlü bir bağ kurmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde akıbetimiz diğerleriyle aynı olacaktır. Batıda yükselen yabancı düşmanlığının gerisindeki sebeplerden biri de aile yapısının yıkılması sebebiyle nüfuslarının azalıyor olmasından kaynaklanan endişedir. Ne kadar zengin olursanız olun şayet toplum olarak varlığınızı devam ettirecek sosyal doku, yani güçlü bir aile kurumu yoksa yok oluşunuz mukadderdir. Türkiye olarak bu hale düşmemek için gereken tedbirleri almaya çalışıyoruz, dostlarımıza da aynı şekilde davranmalarını tavsiye ediyoruz.
Aile kurumunun direği olan kadınların bu konuda gösterecekleri irade, sorunun çözümünün anahtarıdır. Siyaset de eğitim de çalışmak da kariyer de kadının aile içindeki önemini ortadan kaldırmaz. Tam tersine bu şekilde donanımı artan, ufku genişleyen kadınlar, ailelerine çok daha güçlü bir şekilde sarılacaklardır. İnşallah kadınlarımız bu yükün altından başarıyla kalkacaklar ve geleceğimize güvenle bakmamızı sağlayacaklardır."
"Yerel yönetimleri hizmet birimi haline getiren AK Parti"dir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel yönetimlerin kadınların en aktif olması gereken alanların başında geldiğinin altını çizerek, "İstanbul gibi şehrin belediye başkanlığını yapmış kardeşiniz olarak bunun ne anlama geldiğini gayet iyi biliyorum." dedi.
Yerel yönetimlerin faaliyetlerinin doğrudan insan hayatına dokunan, fert fert, her gün, herkesin içinde olduğu çalışmalar olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kırsal kesimde insanlar hayatlarını belki bir şekilde kendileri devam ettirebilir ancak şehirde mutlaka yerel yönetimlerin desteğine, altyapısına, hizmetlerine ihtiyaç vardır. Nüfusun önemli bir bölümünün şehirlerde yaşamaya başladığı günümüzde, belediyelerin oynadığı rol giderek artıyor. Türkiye'de yerel yönetimleri gerçek anlamda birer hizmet birimi haline getiren partimiz, AK Parti'dir. Belediyeleri ve il özel idarelerini, kaynak, yetki ve inisiyatif bakımından güçlendirerek, bugünkü düzeylerine biz kavuşturduk. Büyükşehir uygulaması ile şehirlerimize temel altyapı hizmetlerinin bütüncül bir anlayışla verilebilmesini sağladık. Yerel yönetimler alanındaki reformlarımızı, önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Gerek geldiğimiz seviye gerekse hedeflediğimiz yer bakımından, yerel yönetimlerle ilgili her konuda kadınlarımızın daha güçlü desteğine ihtiyacımız bulunuyor."
Belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, il genel meclis üyeliği ve muhtarlık gibi görevlerde kadınlar ne kadar etkin olursa sorunların çözümünün de o derece kolaylaşacağını ifade eden Erdoğan, siyasetin ve çalışma hayatının diğer alanları gibi yerel yönetimlerde de kadın elinin ve zarafetinin değdiği her konuda çok daha güzel hizmetler ortaya çıkacağını anlattı.
Erdoğan, esasen bunun dünyanın her yerinde görülebilen bir gerçek olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Az önce işte Endonezya'dan Belediye Başkanımızı dinledik. Nitekim bugün aramızda bulunan diğer ülkelerden gelmiş olan yerel yöneticilerimiz bunun ispatıdır. Sizlerin öncülüğü, liderliği ve yol göstericiliği sayesinde yerel yönetimlerde görev üstlenen kadın sayısının giderek artacağına inanıyorum.
Kadın yerel yöneticiler olarak aranızda geliştireceğiniz iş birliği, özellikle bu gücünüze güç katacaktır. Nitekim, Gaziantep Büyükşehir Belediyemiz ile Endonezya Surabaya Belediyesi arasındaki kardeşlik Antlaşması'nı örnek bir iş birliği adımı olarak görüyorum ve 'hayırlı olsun' diyorum, tebrik ediyorum."
Erdoğan, toplantının hayırlara vesile olmasını diledi ve katkı veren herkese teşekkür etti.