Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Teşkilat Toplantısı'na katıldı.
Erdoğan, AK Parti'nin kurulduğu günden bu güne kadar görev alanların birçoğuyla 1994'ten beri beraber olduklarını anımsatarak, "Bu süre içinde her kademede çeşitli dönemlerde bayrak değişimleri yaşandı. Kimi görev değişikliği, kimi emeklilik kimi vefat kimi yol ayrımı sebebiyle vedalaştığımız yol arkadaşlarımız oldu. Öncelikle ebediyete irtihal eden tüm arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. AK Parti'yi AK Parti yapan değerlerimiz, inancımız, azmimiz, heyecanımız, fedakarlığımız, hizmetlerimiz hep dimdik ayakta kaldı. Türkiye'nin belediyelerde bakacak olursak neredeyse son çeyrek asırlık merkezi hükümette son 16 yıllık dönemine günahıyla sevabıyla hep birlikte imza attık." ifadelerini kullandı.
Bugünlere kolay gelmediklerinin altını çizen Erdoğan, yeri geldiğinde vesayetin kıskacında boğulmaya çalışıldıklarını söyledi.
Erdoğan, hep birlikte yekvücut olarak bu cendereden çıktılarını aktararak, şöyle devam etti:
"Yeri geldi sokaklarda kaos çıkartılarak, yeri geldi çukurlarla ülkemizin birliği tehdit edilerek, yeri geldi emniyet-yargı kumpasıyla, yeri geldi doğrudan darbe girişimiyle yıkılmak istendik. Milletimizle el ele gönül gönüle vererek hepsinin de üstesinden geldik. Yetmedi envai çeşit terör örgütünü sınırlarımız ötesinde üzerimize saldılar. 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dedik. Sözümüzde durduk, teröristleri inlerinde bastık ve imha ettik, imha ediyoruz. En son ekonomi silahını çektiler. Kuru, faizi, enflasyonu kurşun gibi üzerimize yağdırdılar. Ülkemizde 16 yıldır temin ettiğimiz güçlü altyapı ve hızlı bir şekilde aldığımız tedbirler sayesinde bunu da kontrol altına aldık. Bütün bu başarıları sizlerle kuruluşundan beri birlikte yol yürüdüğümüz, değerli dava ve kader arkadaşlarımla beraber başardık. Rabbim hepinizden razı olsun."
Konuşmasının devamında Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'in yaptığı açıklamalara da değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
Erdoğan, yolsuzluğun, yasakların ve yokluğun kendi dönemlerinde olmadığına vurgu yaparak, halkı bunlardan kurtardıklarını anlattı.
AK Parti olarak bugüne kadar 14 milletvekili, belediye başkanlığı ve cumhurbaşkanlığı seçimine ve halk oylamasına katıldıklarını anımsatan Erdoğan, istisnasız hepsinden birinci çıktıklarını söyledi.
Erdoğan, seçimlerin kendileri için milletin karşısında yapılanların hesabının verildiği, yapacaklarının teyidinin alındığı imtihan olduğunu belirterek, şimdi yeni bir imtihan arifesinde olduklarını dile getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ı aday gösterdiklerini anımsatan Erdoğan, "Neden? İstanbul öyle büyük bir şehir ki İstanbul'a da bu noktadan ancak böyle güçlü bir belediye başkan adayı yakışır. Binali Yıldırım kardeşimizi aday gösterdik." dedi.
Erdoğan, AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ı, CHP'de ise böyle bir ufkun olmadığını, ilçe belediye başkanını aday gösterdiğini anlattı.
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'nun kendisinden randevu istediğini belirten Erdoğan, "Ben de arkadaşlara 'hemen randevuyu verin' dedim. Buyursun, gelsin, kapımız açık. Kapımızı asla kapalı tutmayız. Her ne kadar genel başkanları böyle bir şeye çok sıcak bakmıyorsa da kendilerinin bu talebine özel kalemime talimatı verdim, 'buyursun gelsin, çayımızı, kahvemizi içsin' dedim. Niye? Bizim karakterimizde bu var da onun için. Biz hoşgörü sahibiyiz. Biz, gelene 'hayır' demeyiz. Açar, konuşuruz, dertleşiriz." diye konuştu.
Belediye başkan adaylarını dün açıkladıklarını hatırlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geriye dönüp baktıklarında millet ile irtibatı ne kadar sıkı tuttularsa, o derece başarılı olduklarını belirterek, "Bizden önceki partilerin yanlışı, kerameti kendilerinde vehmedip, milletten uzaklaşmaları hatta millete tepeden bakmaya başlamalarıydı. Kendilerini millete değil, içerideki ve dışarıdaki bir takım güçlere karşı sorumlu hissedenlerin hepsi de siyasetten tasfiye oldu, köşelerine çekildi. Sadece millete, milli iradeye ram olan biz ayakta kaldık. Hep ifade ettiğimiz gibi biz milletimize hakim olmaya değil, hadim olmaya çalıştıkça kazandık. Efendi olmayacağız, hizmetkar olacağız." değerlendirmesini yaptı.
Millete hizmetkar olmayı şereflerin en büyüğü olarak gördükçe başarılarının arttığını vurgulayan Erdoğan, "Seçim kaybeden, oyu düşen, halkla arasındaki iletişimi bozulan her arkadaşımız dönüp, kendini sorgulamalı. Nerede yanlış yaptım? Suçu başkalarına atmak, hele hele millete atmak, sadece züğürt tesellisidir. Şahsen biz bugüne kadar seçimlerde beklediğimiz seviyede destek alamadığımızda hep döndük, kendimizi sorguladık. Eksiklerimizi tespit edip, kendi usulümüze göre tamamladık ve böylece hep dimdik ayakta kaldık. " diye konuştu.
Erdoğan, geçmişte partide bir metal yorgunluğundan bahsettiğini anımsatarak, şöyle konuştu:
"İşte bu metal yorgunluğunun işaretini, 7 Haziran seçimlerinde de almıştık. Hemen gerekenleri yaptık ve partimizi, önce 1 Kasım'daki ardından 16 Nisan'daki ve 24 Haziran'daki neticelere elhamdülillah ulaştırdık, kavuşturduk. Türk siyasi hayatının en uzun süre iktidarda kalma vasfımızı işte bu samimi yaklaşımımıza borçluyuz. 2019 seçimleri öncesinde de her ilçede, her ilde, her teşkilatımızda, her belediyemizde aynısını yapacağız. Kendimizi milletimizin terazisine çekecek, eksiğimizi, fazlamızı görüp ona göre yola devam edeceğiz. AK Parti'nin siyaset anlayışı da siyaset yolu da budur. Aksini düşünenin de aksi yönde davrananın da bu kutlu çatı altında yeri yoktur. Siyaseti vesayetin, darbecilerin, elitlerin elinden kurtarıp, halka hizmet vasıtası haline getirmek için çok çalıştık, çok mücadele ettik. Bunca emeğin, bunca fedakarlığın neticesi olan AK Parti'nin geldiği yeri tehlikeye atmaya kimsenin hakkı yoktur, haddine de değildir. Madem ki biz Türkiyeyiz, madem ki biz milletin bizatihi kendisiyiz, madem ki biz kalbini bize yöneltmiş milyonlarca kardeşimizin umuduyuz, öyleyse bu vasfımıza uygun şekilde davranmalı, çalışmalı, hizmet etmeliyiz."
Bugün karşısında böyle bir kadro gördüğünü dile getiren Erdoğan, tüm ilçelere, salondaki herkesi belediye başkan adayı olarak göndermenin mümkün olmadığını, 39 belediye başkan adayı tespiti ile bu yola çıktıklarını, elediklerini, seçtiklerini ve kararı verdiklerini söyledi.
Meclis listesi hazırlanırken ana kademe, kadın kolları ve gençlik kollarının hepsinin temsil edilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, hatta engellilerin de listede yerini alması, bu şekilde güçlü bir meclis listesinin oluşturulması gerektiğini belirtti.
Erdoğan, halkın baktığın zaman "Şu listeye bak, güçlü bir liste. Bu liste ile burada hizmet olur" demesi gerektiğine işaret ederek, "Ayrıca, halkımızın bazı hassasiyetleri var. 'Bu benim memleketlim'. Öyleyse o da orada kendini görmeli. Buna da dikkat etmeliyiz. Çünkü İstanbul kozmopolit. 81 vilayetin adeta rengini gördüğü veya gösterdiği bir ildir. Böyle bir ilde bu hassasiyetlere de dikkat edeceğiz. Bu hassasiyetlerle meclis listemizi hazırlayacağız. 'Burada da hanımlar fazla oldu' deme hakkımız yok. Bu toplumun yüzde 51'i bayan. Buna bir defa dikkat edeceğiz. Öyleyse bu hassasiyet içinde listelerimizi hazırlayacağız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Biz ne yaptık? 30'dan aldık gençlerin seçilme hakkını 18'e indirdik. Bunu yapan biz olduğumuza göre onlara şimdi biz adeta yerel parlamentoların içinde de yerini vermemiz lazım. Verelim ki gelecekte inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisine de bu tecrübeyle hazırlanmış olsunlar." diye konuştu.
Seçim gecesi zaferlerini milletle paylaşarak, üstlendikleri misyonu daha ileriye taşımak için yeni bir heyecanla, yeni bir şevkle daha çok çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Erdoğan, "Şunu unutmayın, demokrasi tabanda, yani yerelde başlar. Yerelde eğer demokrasiyi güçlü tutarsak Ankara'yı da güçlü tutarız. Buna çok dikkat edeceğiz. Bu hassasiyetimizi asla unutmayacağız." ifadelerini kullandı.
İstanbul'un sadece ekonomisiyle, ticaretiyle, kültürüyle, sanatıyla, sporuyla değil insanıyla ve onunla mana bulan siyasetiyle de Türkiye'nin en renkli, en zengin, en kapsayıcı ve en büyük şehri olduğunu aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
İstanbul'da belediye yönetimini devraldıkları dönemi hatırlatan Erdoğan, "İstanbul'u öylesine harap, öylesine perişan, öylesine ihmal edilmiş şekilde devralmıştık ki yaptığımız her hizmeti gösterme, her yatırımı anlatma imkanı bulduk ama az önce söylediği gibi Beylikdüzü adayımız o zaman 10 yaşındaydı. Nereden nereye?" diye konuştu.
"Bu şehirde bizim belediyeyi devraldığımızda ilkokula başlayan çocuklar şimdi 30 yaşına bastılar. Dolayısıyla eski İstanbul'u ve o dönemin sıkıntılarını hatırlayan insanların sayısı giderek azalıyor." ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
Bu konuda gençlere sorumluluk düştüğünü aktaran Erdoğan, "Genç arkadaşlara bütün bunları anlatmanız lazım. O çöp yığınlarını anlatmanız lazım. O havayı soluyamadığımız günleri anlatmamız lazım. Gazeteler maske dağıtıyordu, maske. Bunları anlatmanız lazım. Susuzluğu anlatmanız lazım. Herhalde ekranlarda da bunları zaman zaman izliyorsunuz. Eski Türkiye'yi bizzat yaşamamış olanlara anlatmayı bunları devam edeceğiz ama biz öyle bir Türkiye'den geldik ki yaşamadan bilinmesi mümkün değildi. Biz onu yaşadık. Bunun için yeni nesillere eski Türkiye'yi anlatmak yanında asıl onlara nasıl bir gelecek inşa ettiğimizi de göstermeliyiz." değerlendirmesini yaptı.
Bilginin, birikimin, tecrübenin, ekip ruhunun önemini asla unutmadan yeni nesillerin beklentilerine cevap verebilecek yeni bir siyaset dili ve tarzı geliştirmeleri gerektiğini, İstanbul'un siyasetlerinin yeni açılımı için ideal olduğunu aktaran Erdoğan, "Burada başarırsak her yerde başarırız." dedi.
Büyükşehir ve ilçe adaylarının kampanyalarının odağında bu kesimin olması gerektiğini aktaran Erdoğan, "31 Mart seçimleri bu bakımdan önemli bir fırsattır. Ben sizlere güveniyorum. İnşallah ülkemizin geçmişi gibi geleceğine de damga vuracağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Necip Fazıl Kısakürek'in, "İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal./Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,/Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;/Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan." dizelerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Allah'a, ülkeye ve millete hizmet davası işte böyle bir davadır. Bu davanın sonunda mal, mülk, şan, şöhret bekleyen veya bunların peşine düşen yanılır hem de nasıl yanılır. Siyaseti millete hizmet aracı olmaktan çıkartıp şahsi çıkarlarının vasıtası haline dönüştüren hem bu dünyasını hem öteki dünyasını bedbaht eder. Genel Başkanlıktan, belde başkanlığına, milletvekilliğinden belediye başkanlığına kadar tüm makamlara bu anlayışla talip olan ve hizmet veren her arkadaşım inanıyorum ki milletin takdirini, Rabbimizin de rızasını kazanma şerefine nail olmuştur."
Milletin "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz" diye tarif ettiği tiplerin var olduğunu hatırlatan Erdoğan, her yerde olduğu gibi siyasette de en tehlikeli kişilerin bunlar olduğunu, kendilerinin bir görevlerinin de ülkeyi ve milleti "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz" diye tarif edilen zihniyetin mensuplarından korumak olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
Seçimlerde AK Parti'yi ve Cumhur İttifakı'nı temsil edeceklere başarılar dileyen Erdoğan, konuşmasını, "Hizmet yarışında bayrağı devredecek arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Burada gönül kayması, gönül kırıklığı diye birşeyi asla düşünmüyorum. Çünkü siz değerli arkadaşlarım görevi ilk devraldığınız gün hangi heyecandaysanız bugün de yine görevi devrederken aynı heyecanda ve bundan sonraki süreç içerisinde de aynı şekilde koşmaya devam edeceğinize, desteğinizi vermeye devam edeceğinize inanıyorum. Sizlere sevgilerimi saygılarımı sunuyorum." diye tamamladı.