Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 7. Toplantısı'na katılmak üzere Katar'a yapacağı resmi ziyaretinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Asgari ücret konusundaki son durum nedir? Bu hafta da görüşmeler gerçekleşecek. Sizin gönlünüzden geçen rakam nedir? 'Çok büyük bir artış olacak.' demiştiniz." sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in heyetiyle birlikte gerek işçi, gerekse işveren kesimiyle bugün ve perşembe günü bu tür görüşmeleri yapacaklarını, bu görüşmelerle birlikte de bir yere varacaklarını söyledi.
Yurt dışı ziyaretinden dönünce, bu görüşmelerde ne yaptılar, tarafların teklifleri nedir, bunları göreceklerini ifade eden Erdoğan, "Biz kesinlikle bu noktada işçimizi zora sokmayacağız. Asgari ücret noktasında da inşallah en uygununu, en ideal olanını gerek brüt gerek net, masaya yatırarak nihai kararımızı vereceğiz. Bu nihai kararla birlikte de temenni ediyorum ki sadece işçi kesiminin buradaki memnuniyeti değil, iş verenin de bu alınan kararla memnun olması lazım. Çünkü hep söylüyoruz ya yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme... Şimdi bizim burada hem işçinin emeğine, iş verenin de bu noktadaki yatırım gücüne ihtiyacımız var. Bu iki gücün ayakta durması bizim için büyük önem arz ediyor. İnşallah sadece bu dönemde alınacak karar değil, bir de önümüzdeki yıl seçim öncesi alınacak olan karar da var. Bütün bunları düşünerek bir karar vereceğiz. Bu kararla beraber yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fahiş fiyat konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin soru üzerine, en çok rahatsızlık duyduğu konunun stokçuluk olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: "Stokçuluk biliyorsunuz, Diyanet İşleri Başkanımın yanında bunu konuşmak bana düşmez ama bizim dinimizde de haramdır. Böyle bir şeye gidemezsiniz. Fakat görüyoruz ki stokçuluk yapanlar var, her alanda. Son zamanlarda otomotiv sektöründe bile stokçuluk var. Birçok kapalı otoparklara sıfır otomobiller depolanmak suretiyle onun da stokçuluğunu yapıyorlar. Hele hele gıdada stokçuluk yenilir, yutulur bir şey değil. Onun için şu andaki cezai müeyyide çok düşük.
Ben Mehmet Bey'e de söyledim, hazırlıklarınızı yapın, bu müeyyideyi onları rahatsız edici bir noktaya çıkaralım. Ondan sonra yine yapabiliyorsa yapsın bakalım stokçuluğu. Bu işin başka çıkar yolu yok. Bedelini ağır ödeyecekler. Sen mi stokçuluk yapıyorsun? Bunun bedelini ağır ödeyeceksin. Çünkü vatandaşımıza, hele hele gıdada bu tür zulmü yapanlara biz 'Buyur yoluna devam et' diyemeyiz. Ne gerekiyorsa, başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere gerekli adımları atacağız, üzerine üzerine de gideceğiz bu işin."
Terör örgütlerine yönelik gerçekleştirilen operasyonlara ilişkin soru üzerine Erdoğan, bugüne kadar güvenlik güçleri ile MİT, bu operasyonları yoğun şekilde sürdürdüyse bundan sonraki süreçte de bu operasyonlara devam edeceklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradan taviz vermelerinin mümkün olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Her ne kadar Bay Kemal, eğer fırsat bulur da göreve gelirse Kandil'i onların başına yıkmayı vaat ediyorsa, buradan bir beklentisi varsa ki yapacağı herhangi bir şey söz konusu değil zaten, onun ne denli bu noktalarda pozisyon aldığını gayet iyi biliriz. Bir taraftan terör örgütünün temsilcileriyle yürüyüşler yapacaksın, öbür taraftan az önce ismini verdiğiniz terörist başının alkışını alacaksınız, 'Bu yaptığınız iş doğrudur, iyi yolda ilerliyorsunuz' diyecek terörist başı, Kandil'den Bay Kemal'e selam verecek, 'Başarılısınız, iyi gidiyorsunuz' diyecek, ondan sonra da Kandil'i yakıp, yıkmaktan bahsedecek. Bunlara güven olmaz. Bunlarla bir yere de varılmaz. Bu işin hakkından nasıl biz mağaraları, Kandil'i bunların başına geçirdiysek, en son biliyorsunuz 9 teröristi mağarada sıkıştırmak suretiyle orada bizim bir binbaşımız o bölgede şehit edilmişti, binbaşımızı şehit edenleri o mağaradaki olayda, oraya gömdük. 9 teröristi oradan o şekilde çıkarmış olduk. Bu işin ispati bizdedir. Biz bu işin ispatını yapıyoruz, lafını değil. Bundan sonraki süreçte de nasıl şu anda Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestlerderesi'nde bütün bunları aştıysak, bundan sonraki süreçte de aşmaya devam edeceğiz. Şehitlerimiz var, evelallah bu şehitlerimizin kanını da yerde bırakmadan yola devam."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde Larnaka Büyük Camisi’ne yapılan saldırıya ilişkin şunları söyledi: "Larnaka'da, Güney Kıbrıs'ta, maalesef camilerimize yönelik bir operasyon yapıldı. Tabii Güney Kıbrıs'taki bu operasyon karşılıksız kalmayacak. Bununla ilgili parti sözcüsü arkadaşımızın Ömer Bey'in net açıklamaları var. Biz de gerek Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar Bey'in yapmış olduğu açıklamayla birlikte aynı şekilde biz de Güney Kıbrıs'a şunu söylüyoruz: Mabetlerimizin üzerinde bu tür sabotajlara gitmeyiniz. Bu tür sabotajlara gitmenizin bedelini çok ağır olarak ödersiniz. Bunun arkasında kimlerin olduğu noktasında da her türlü arayışın içerisindeyiz. 6 tane bizim Güney Kıbrıs'ta camimiz var. Bu camilerimizin güvencesi Güney Kıbrıs'ın yönetimidir. Biz nasıl ki bütün onların kutsallarına, kiliselerine karşı bir güvenceysek, aynı şekilde aynı güvenceyi de onların vermesinin gerektiğini her zaman söylüyorum, yine bu vesileyle söylemiş oluyorum."