Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, telekonferans yöntemiyle AK Parti İstanbul İl Teşkilatı Toplantısına katıldı. Yarından tezi yok, yeni bir gönül seferberliği başlatılacağını kaydeden Erdoğan, "Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde telefonla ulaşarak, çarşambadan itibaren de bizzat sahaya inerek, milletimize gidecek kendimizi anlatacak, onun da derdini dinleyeceğiz." dedi. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
AK Parti İstanbul İl Teşkilatı toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Maalesef salgın hastalık sebebiyle bu güne kadar hafızalarımızda olandan çok farklı bir Ramazan ayı geçirdik. Bayrama da aynı şekilde alışılagelmiş dışında bir iklimde giriyoruz. İnsanlık dünyanın tamamını etkisi altına alan salgın nedeniyle 5 milyar kişinin evine kapanmak ayrıca 2,7 milyar kişinin de işine ara vermek zorunda kaldığı zorlu bir süreci yaşıyor. Türkiye Salgına karşı hem sağlık hizmetleri hem de temel ihtiyaç malzemelerin temini noktasında hamd olsun örnek bir görüntü ortaya koymuştur. Vakitlice aldığımız ve etkin bir şekilde uyguladığımız önlemler sayesinde salgını hızla kontrol altına aldık hem de normalleşme sürecini güvenli bir şekilde başlatabildik. Her vesileyle ifade ettiğim gibi dünya ve ülkemiz için artık yeni bir normal durumu özellikle gündemde tutmaya mecburuz. Mart ayı öncesindeki hayat düzenimize yeniden dönüşün uzunca bir süre mümkün olmadığı görülüyor. Dünyanın her yerinden salgın tehdidi sona erinceye dek hayatımızı maske kullanımı, fiziki mesafeye dikkat ve temizliğe riayet olarak ifade edebileceğimiz temel kurallara göre düzenlemek mecburiyetindeyiz. Bugüne kadar kararlaştırdığımız her normalleşme adımını bu hassasiyetin altını tekrar tekrar çizerek attık. Salgınla mücadelede elde ettiğimiz kazanımları korumamız ve daha ileriye taşımamız şarttır. Aksi takdirde yeni salgın ataklarına maruz kalabiliriz. Böyle bir durumda ise artık tahammülümüzün olmadığı çok daha ağır sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bunun için hep birlikte önümüzdeki süreci hem sağlıkla ilgili hassasiyetler hem de ekonomik hedeflerimiz hem de küresel siyasi gelişmeler bakımından çok dikkatli yönetmemiz gerekiyor. Hamd olsun şu ana kadar bütün bunları birlikte yapabileceğimiz kapasiteye ve iradeye sahip olduğumuzu gösterdik. Ülkemizin hem salgınla mücadelesi, hem de salgın sonrasına ilişkin vizyonu tüm dünyada dikkatle takip ediliyor ve örnek alınıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde aynı dikkati ve dengeyi sürdürmek suretiyle yolumuza devam edeceğiz” dedi.
“AK Parti Türkiye’nin son 18 yılının mimarı olmasının yanında geleceğinin de umududur” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde tüm farklılıkların ötesinde 83 milyon vatandaşımızın tamamının ortak paydasını teşkil eden değerlerin ve beklentilerin tek temsilcisi AK Parti’dir. Hep söylediğim gibi bu partinin sahibi kuruluşundan bu güne bizatihi milletimizdir. İnşallah hepte öyle kalacaktır. Türk siyasi hayatında kaderi ülkesinin ve milletinin kaderiyle bu kadar bütünleşmiş bir parti örneği bulunamaz. Bu tablo AK Partinin yönetim kadrolarında görev almış olan herkesin sorumluluğunu daha da ağırlaştırmaktadır. İstanbul İl Teşkilatımızın yöneticileri olarak sizlerin her biri şehirde ulaşmadık ve gönlünü kazanmadık kimse bırakmamakla mükellefsiniz. Şayet bu şehirde AK Parti il teşkilatlarımızın hala kapısını çalmadığı elini sıkmadığı, halini hatırını sormadığı tek bir kişi dahi varsa, görevimizi eksik yapmışız demektir. Biz hiçbir zaman milletimize sadece seçimden seçime giden bir parti olmadık. AK Partinin asıl gücü yılın 365 günü, günün 24 saati Hakk’ın rızasını kazanmak ve halka hizmet etmek için çalışan bir yapıya sahip olunmasıdır. Kazançlarımızın da kayıplarımızın da sebebini arayacağımız yer işte burasıdır. Beklediğimizi bulamadığımız durumlarda suçu millete yıkmayacak, faturayı başkalarına kesmeyeceğiz, dönüp kendimize bakacağız, kendimizi sorgulayacağız. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, siyasetin özü insan insana, yüz yüze, kalp kalbe iletişim olarak kalmayı sürdürecektir. Elbette devrin bütün imkanlarını sonuna kadar ve en etkin şekilde kullanacağız. Ama bu asla siyaset yöntemimizin temel ilkesini oluşturan yüz yüze iletişimi koparma pahasına olmayacaktır. Unutmayınız siyasete girmekle talip olduğumuz tek şey milletimizin hizmetkarlığıdır. Konumunu yanlış değerlendirip millete hizmet yerine tahakküme tepeden bakmaya, kayıtsız kalmaya, azarlamaya çalışan hiç kimsenin bu çatının altında yeri yoktur. Diğer partilerde bu tarz siyaset yapan ziyadesiyle kişi vardır. Milletimizin onları nerede tuttuğu ortadadır. Bunun için hemen yarından tezi yok, yeni bir gönül seferberliği başlatıyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde telefonla ulaşarak, çarşambadan itibaren de bizzat sahaya inerek, milletimize gidecek kendimizi anlatacak onun da derdini dinleyeceğiz. 29 Mayıs İstanbul’un fethi gibi önemli yıl dönümlerini bu çalışmaları daha üst seviyelere çıkarmanın vesilesi olarak görmeliyiz” dedi.
Yaslıada’nın açılış tarihiyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “27 Mayısta bu yıl Yaslıada’yı, Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak açıyoruz. Öncelikle 27’sinde dar kapsamlı açılış töreni yapacağız. Ondan sonra inanıyorum ki başta teşkilatımız olmak üzere burayı ziyaret etmek suretiyle orada yapmış olduğumuz yatırımı, mimari çalışmayı yerinde görerek, inanıyorum ki bu ülkede kimin sahip çıktığını, özgürlüklere haklara kimin sahip çıktığını bizzat yerinde görmeliyiz. Bunun için İstanbul il teşkilatımızın üzerindeki görev yüklü. Hiç gecikmeden açılışını yaptıktan sonra teşkilatımız bence Demokrasi ve Özgürlükler Adasına gitmeli, orada yaptığımız mimari çalışmaları olsun, diğer düzenlemeleri olsun yerinde görmeli ve bunu da tüm İstanbul’a değil, tüm ülkemize yurtdışında olanlar varsa onlara da anlatmalı” diye konuştu.