Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Azerbaycan dönüşü önemli mesajlar: İsrail sözünde durmuyor

12:009/11/2025, Pazar
G: 9/11/2025, Pazar
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. İsrail'in ateşkese uymadığını belirten Erdoğan, deprem bölgelerindeki konteynerlerin Gazze'ye sevk edilmesine yönelik hazırlıkların sürdüğünü bildirdi. Katar ve Umman’daki Eurofighter’lardan da alım ihtimali bulunduğunu açıklayan Erdoğan, "F-35 konusunda ABD Başkanı Sayın Trump’la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin" dedi. CHP’nin Suriyeliler ile ilgili söylemlerine tepki gösteren Erdoğan, “Tarihe utançla geçen ırkçı bir kampanya yürüttüler” ifadelerini kullandı. Öte yandan Aile yılına ilişkin önemli mesajlar veren Erdoğan, "Nüfus artış hızında şu anda maalesef 1,7’deyiz. Bu bir intihardır. Bunu çözmemiz lazım" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Kasım Zafer Günü törenine katılmak üzere gittiği Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Uçakta, Yeni Şafak Gazetesi’nden Ayşe Betül Kayahan da yer aldı.

Erdoğan'ın, Azerbaycan ziyaretine ilişkin değerlendirmesi şöyle:

"Zafer sonrasında bölgede barış rüzgarları esiyor"

Bir gazetecinin "Karabağ Savaşı'nın beşinci yılında Türkiye'nin vermiş olduğu desteğin en kritik noktası ve size göre kırılma anı neydi? Bu verilen desteğin Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeler noktasında bir emsal teşkil etmesi söz konusu olacak mı?" sorusu üzerine Erdoğan, Karabağ Zaferi'nin sadece Azerbaycan'ın değil Türk dünyasının da zaferi olduğunu söyledi.

"İki devlet, tek millet" ruhuyla, bu anlayışı sürekli kılacak bir adımı devam ettirdiklerini vurgulayan Erdoğan,
"Biz, o gün dosta düşmana 'Türkiye, sonuna kadar Azerbaycan'ın yanındadır.' dedik, daha ilk adımı atmadan önce biz Azerbaycan'ın yanında olduğumuzu ifade ettik. Türk SİHA'ları, mühendislerimizin alın teriyle üretilen sistemler, Türk aklının, Türk iradesinin, Türk cesaretinin sembolü haline geldi. Zafer sonrasında bölgede barış rüzgarları esiyor ve Türkiye olarak bundan memnuniyet duyuyoruz. Biz de Azerbaycan ile senkronize şekilde Ermenistan ile normalleşme sürecini yürütüyoruz"
şeklinde konuştu.

Azerbaycan'ın haklarına halel getirilmesine asla müsaade edemeyeceklerini muhataplarına söylediklerini vurgulayan Erdoğan, Karabağ'a ilişkin şunları dile getirdi:

"Şu anda İlham Aliyev kardeşimin liderliğinde Karabağ'da devasa bir kalkınma hamlesi söz konusu. Yollar, tüneller, tarım projeleri ve evler, birbiri ardınca Karabağ'ın dört bir yanında yükseliyor. Bu süreçte Azerbaycan'a da gereken katkıyı yapıyoruz. Özellikle altyapı, üstyapı noktasında Azerbaycan, bir değişim, dönüşüm sürecini yaşamakta. Gerek merhum Haydar Aliyev dönemi olmak üzere gerekse İlham Bey'in görevi devralmasından sonra burayı yakından takip eden bir siyasi lider olarak, ne zaman nerede ne oldu, bunları çok çok iyi biliyorum. İlham Bey'in bu başarısını görmezden gelmek kesinlikle mümkün değil. Onun için kendisini ve ekibini kutluyorum."

"Milletimizin emanetlerini Filistinli kardeşlerimize ulaştırmak için yoğun çaba gösteriyoruz"

"Gazze'ye insani yardımların ulaşmasıyla ilgili bazı sıkıntılar yaşanıyor hala. Umudumuz bir an evvel çözülmesi yönünde. Kış geliyor, barınma sorunu çok büyük. Sivil toplum kuruluşlarının kampanyaları var. Devletimizin gerçekleştireceği ülke çapında büyük bir yardım kampanyası gündeme gelir mi?"
sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Gazze'ye en üst düzeyde yardımını sürdürdüğü yanıtını verdi.

Türk milletinin bu konuda çok hassas olduğunun altını çizen Erdoğan, 17. "İyilik Gemisi"nin El-Ariş'e ulaştığını ancak yardım koridorlarının kasıtlı olarak tıkandığını, insani yardımların bölgeye ulaşmasının engellendiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Günlük 600 tır insani yardım girişine izin verilecekti fakat bu söz bile, ki onlar verdi bu sözü, yerine getirilmiyor. Biz, milletimizin emanetlerini Filistinli kardeşlerimize ulaştırmak için yoğun çaba gösteriyoruz. Dostlarımız ve kardeşlerimizle de temaslarımızda bu konuya yönelik planlamaları konuşuyoruz ve geliştiriyoruz. Gazze'nin acil ihtiyacı olan malzemelerin bölgeye sevki bizim için çok çok önemli. Bu mesele sadece bir yardım konusu değil aynı zamanda bir insanlık meselesidir. Bunu yakın takipte sürdürüyoruz. Özellikle de gıda, ilaç, barınma malzemeleri, sağlık ekipmanları, giyim eşyaları, hijyen için kullanılan ürünler bugüne kadar sevk edildi ve bu gayretimiz devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de bunların sevkini yapacağız"

Suriye'deki geri dönüşlere ilişkin soru üzerine Erdoğan, sığınmacılar mevzusunun Türkiye'nin en fazla istismar edilen konularından biri olduğunu belirtti.

Özellikle CHP'nin bu konuyu çok istismar ettiğini dile getiren Erdoğan,
"Geçtiğimiz seçimde CHP ve Cumhurbaşkanı adayı tarihe utançla geçen ırkçı bir kampanya yürüttü. Bu ırkçı kampanyanın neticesinde de sonuç malum. Belki de bu zatın gidiş sebebi bu da olabilir. Çünkü bu konuyu çok istismar etti ve bu insanların ahını aldı. Ülkemize sığınan Suriyeli mazlumları düşmanlaştırdılar, hedef gösterdiler, 3-5 oy uğruna buradan netice çıkaracaklarını sandılar ama istedikleri sonucu da alamadılar. Biz ise bu meselede hep vicdanın, insanlığın, kardeşliğin ne demek olduğunu anlattık. Ne dedik? 'Biz ensarız, onlar muhacir.' Dolayısıyla 'Ensar olarak biz bu muhacirlerimizi kapı dışarı etmeyiz, edemeyiz' dedik ve sözümüzde de sonuna kadar durduk. Bugün de olsa yine dururuz"
diye konuştu.

Suriye'nin kuzeyinde konut yapımlarına başlandığını bildiren Erdoğan, bunların devam ettiğini, Suriye birlik ve beraberliğini huzur ve istikrarı tahkim ettikçe dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış sığınmacıların dönüşünün de hızlandığını söyledi.

"Bakın şimdi nereye geldik? Suriye'ye yaptırımlar kaldırıldı mı? Kaldırıldı. Ne oldu? Ne olacaktı? Siyasette mesele ufuk meselesidir, ufuk… Varsa ufkunuz, sorun çözersiniz ama ufkunuz yoksa, hiçbir şeyi halledemezsiniz"
diyen Erdoğan, 2016'dan itibaren Suriye'ye dönenlerin sayısının 1 milyon 290 bine ulaştığını ve bu sayının her geçen gün arttığını vurguladı.
Bunların kendileri için sevindirici, güzel neticeler olduğunu ifade eden Erdoğan,
"Deprem bölgesinden bahsettiniz. Bu bölgedeki konteynerlerin de özellikle Gazze'ye sevk edilmesiyle ilgili hazırlığımız devam ediyor. Bunu ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu konteynerler ile bölgeye inşallah en üst düzeyde bir imkan sağlayacağız. Filistinlilerin yaşamaya devam edeceği yeni Gazze'nin inşa edilmesi sürecinde bu konteynerleri, kardeşlerimize inşallah vereceğiz"
şeklinde konuştu.

"Yaşananlar insanlığın vicdanını kanatıyor"

"Sudan, yaklaşık iki yıldır bir iç savaşın içinde kıvranıyor. Türkiye'nin Sudan'daki gelişmelere yaklaşımı nedir?"
sorusuna plansız davranmanın mümkün olmadığına dikkati çeken Erdoğan,
"Önce plan, sonra proje. Bunları yapacağız. Kaldı ki Sudan her an Türkiye'nin kendisine nasıl el uzatacağını bekleyen bir ülke. Orada yaşanan her acı, her kıyım, her dram bizim yüreğimizi parçalıyor. Kaldı ki onların da bizden beklentileri var. Bu beklentiler karşısında biz de arkadaşlarımızla değerlendirmelerimizi yapıp, ne gibi destek verebiliriz, bunların çalışmalarını sürdürüyoruz"
dedi.

Erdoğan, Sudan'da yaklaşık 2 yıldır binlerce insanın hayatını kaybettiğini, milyonların yerinden edildiğini, sürgüne gönderildiğini, çocukların açlıkla, hastalıkla mücadele ettiğini söyledi.

Sudan'daki anlaşmazlığın çözümünü ve akan kardeş kanının durmasını temenni ettiklerini anlatan Erdoğan,
"Yaşananlar aynı zamanda insanlığın vicdanını da kanatıyor. Bu ihtilafın bir an önce sona ermesi ve diyalog yoluyla sorunlara çözüm bulunması gerektiğine de inanıyoruz. Bu konuda da yükümüzün ağır olduğunu çok çok iyi biliyoruz. Türkiye olarak burada yaşananları uzaktan izleyemeyiz. Sudan'ın huzur ve güvenliğinin sağlanması için diplomatik gayretlerimizi sürdüreceğiz. Sudan halkı emin olsun, Türkiye onların yanındadır"
değerlendirmesinde bulundu.

"F-35'lerle inşallah güçlü bir imkana sahip olalım"

Erdoğan,
"F-16 ve F-35 başlığını sormak istiyorum. En son Eurofighter uçağı ile ilgili anlaşma tamamlandı. Türkiye, hava envanterini git gide güçlendiriyor, önemli gelişmeler… En son Wahsington seyahatinizde F-16 ve F-35 konusu da gündeme gelmişti. O ziyaret sonrası acaba bir ilerleme sağlanmış mıdır?"
sorusuna, Eurofighter ile ilgili olarak işlerin yolunda gittiği yanıtını verdi.

Gerek İngiltere gerek Almanya ile Eurofighter konusunda olumlu adımlar attıklarını ama bunun yanında bir de Katar ve Umman ile de bazı görüşmeler olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Belki onların ellerindeki Eurofighter'lardan da alma durumumuz söz konusu olabilir. Bu anlaşmaları inşallah sonuçlandırabilirsek, ülkemiz için güzel gelişmeler ortaya çıkmış olacak. Bunların yanı sıra ülkemizde attığımız savunma sanayii adımlarıyla birlikte Türkiye, büyük imkanları yakalayacak. Teknik düzeyde yapılacak görüşmeler ve alınacak mesafeler önemli. Tabii bir de F-16 ile F-35 konusu var. F-35 konusunda da ABD Başkanı Sayın Trump'la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin ve F-35'lerle inşallah güçlü bir imkana sahip olalım"

"Aramızda herhangi bir sıkıntı söz konusu değil"

"Cumhur İttifakı'nda sorun olmadığını ve Sayın MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüşmelerin her an olabileceğini belirtmiştiniz. Öncelikle bu görüşme ne zaman olacak? sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Tarih vermeyeyim ama bu hafta inşallah Ankara'ya dönüşümüzle birlikte Sayın Genel Başkan ile irtibatları kurup randevulaşmamız halinde, ya ben kendilerine bir ziyaret yaparım ya da kendilerini davet ederim, onların bizi ziyaretini temin ederiz. Aramızda zaten herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Malum pazartesi günü 10 Kasım, Ankara'dayız. Döner dönmez de irtibatlarımızı kurar, adımı atarız."

"Bu dil, ne devlet geleneğimize ne de milletimizin vakarına yakışıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Özgür Özel son günlerde bir kez daha sert, tehdit ve hatta hakaret içeren ifadelerle, söylemlerle kamuoyunun karşısına çıkıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ana muhalefet, siyaseti seviyeli bir zeminde yürütemiyor da mı tehditlere ve hakaret söylemine başvuruyor?"
şeklindeki soru üzerine şu değerlendirmede bulundu:
"Biliyorsunuz bizde güzel bir söz var. 'Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızar.' Özgür Özel'in yaptığına karşı açtığımız davayı herhalde duydunuz. Şu anda dava açıldı. Avukatlarım da sağ olsun işlerini iyi takip ediyorlar. En son yine bu ara bir 200 bin lira davadan tazminat kazanmıştık. O da yerini bulacak. O da vakıflara gidecek. İnşallah bu 500 bini de kazanırsak çok daha güzel olur. Yorulmadan, usanmadan bu davaları kazanmak hakikaten isabetli oluyor. Şunu da ifade etmek isterim ki; CHP Genel Başkanı'nın söylediği sözler, kurduğu cümleler, yaptığı suçlamalar aslında kendi durumlarını tariften ibarettir. Krizden beslenme, kaostan medet umma, kavga çıkararak gündem olma alışkanlığının devamıdır. Bu dil, ne devlet geleneğimize ne de milletimizin vakarına yakışıyor. Biz, asla CHP'nin bizi çekmeye çalıştığı bu seviyeye inmeyiz, inemeyiz. Bu düzeye inmeyi kendimize asla yakıştıramayız, milletimize de izah edemeyiz."

"Aile kurumu güçlü olan kuvvet kazanır"

"Aile Yılı açılış programında ve farklı vesilelerle nüfus artış hızımızın eksiye yöneldiğini, öbür taraftan LGBT üzerinden aile müessesesinin yıpratılmaya çalışıldığını açıklamıştınız. Yıl boyunca 81 ilde 10 binden fazla farklı faaliyetler gösterildi. Hatta geçen cuma hutbenin konusu da aileydi. Diğer taraftan evliliği ve çocuk sahibi olmayı teşvik edecek önemli düzenlemeler yapıldı. Netice itibarıyla Aile Yılı'nın sonuna yaklaşıyoruz. Geldiğimiz noktada aileyle ilgili tehdit noktasında ne durumdayız?" sorusunu Erdoğan, şöyle cevapladı:

"Aile, bizim medeniyetimizin köküdür, değerlerimizin taşıyıcısıdır, bizi biz yapan en kutsal müessesedir. Aile meselesi bizim için çok önemli bir konudur. Nasıl ülkemizin güvenliği için savunma sanayisini geliştiriyor, siber güvenlik konusunda tedbirler alıyorsak yeni nesil saldırılar için de ailelerimizi korumak zorundayız. Aile Yılı içerisinde bizim için en önemli husus ailenin Türkiye'deki işlevini korumak. Bunun için de biz LGBT gibi sapkınlıklara asla imkan vermeyiz. Aile kurumu güçlü olan kuvvet kazanır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de aile kurumlarının güçlü olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Öyleyse geleceğe de biz çok daha güçlü adımlarla yürüyeceğiz. Buradan savrulma olmaz ve böyle bir savrulmaya da müsaade edemeyiz. Nüfus artış hızında şu anda maalesef 1,7'deyiz. Bu bir intihardır. Bunu çözmemiz lazım. Türkiye'nin nüfus artış hızının böyle bir konuma gelmesi hazmedilemez. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Niye en az 4 çocuk olmasın, 5 olmasın? Bunu hızlandıralım ve ülkemiz inşallah nüfusumuzun artış hızının yükselmesiyle geleceğe çok daha güçlü bir şekilde ilerleyecektir."

"Doha'da başlayan süreci, Ankara'da bir neticeye kavuşturacaklar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pakistan ile Afganistan arasındaki gerilimde Türkiye arabulucu rolü üstlendi. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile görüştünüz. Bu konu gündeme geldi mi?" sorusunu şu şekilde cevaplandırdı:

"Gelmez olur mu? Şu anda bizim devreye girişimiz de olumlu bir istikamette gelişiyor. İnşallah netice hayır olacak ve büyük ihtimalle de bu hafta içerisinde Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler ve MİT Başkanımız İbrahim Kalın, üçlü olarak bir Pakistan ziyareti yapacaklar. Bu konuları da orada görüşmek suretiyle bir an önce inşallah Doha'da başlayan süreci, Ankara'da bir neticeye kavuşturacaklar. Biz kalıcı ateşkes ve barışın sağlanmasını umut ediyoruz ve taraflara da itidal tavsiyemizi sürdürüyoruz."


#Azerbaycan
#Recep Tayyip Erdoğan
#cumhurbaşkanı