Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu 7'li masa Karadeniz gazı için ne diyordu? 'Hani nerede?' Öyle diyorlar mıydı? Bu 'Bebecan' diye birisi var. O ne diyordu? 'Hani nerede?' Yahu Türkiye'nin bir ucundan, bir ucuna burada denizin altına doğal gaz boruları yerleştirildi. Ya bunu da görmedin mi? Doğal gaz ne zamandan beri Filyos'ta yanıyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziosmanpaşa Meydanı'nda düzenlenen Kentsel Dönüşüm Projeleri Anahtar Teslim ve Temel Atma Töreni'nde yaptığı konuşmada, katılımcıları en kalbi duygularıyla ve muhabbetle selamladığını söyledi.
Vatandaşların Ramazan Bayramı'nı tebrik eden Erdoğan, bugün bayram namazını uzun bir aranın ardından geçen yıllarda yeniden ibadete açtıkları Ayasofya'da kıldıklarını belirtti.
Erdoğan, cuma namazını da 5 yıllık restorasyon çalışmaları biten İstanbul'un bir diğer sembol eseri Sultanahmet Camii'nde eda ettiklerini dile getirdi.
Şimdi de İstanbul için tarihi bir adımın sevincini beraberce yaşamak üzere Gaziosmanpaşa'da bir arada olduklarını ifade eden Erdoğan, "Gaziosmanpaşa deyip geçmeyin, Gaziosmanpaşa'daki kışlayı İstanbul'un en büyük kütüphanesine dönüştürdük mü? Nasıl buldunuz? Güzel olmuş mu? 7/24 açık." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Filyos'ta Karadeniz gazının devreye alınması münasebetiyle doğal gazın konutlarda ilk bir ay tamamen, bir yıl boyunca da mutfak ve su ısıtma amaçlı kısmının ücretsiz olacağının müjdesini milletle paylaşıp erken bir bayram yaşadıklarını belirterek, iftarı da orada yaptıklarını kaydetti.
"Bu 7'li masa Karadeniz gazı için ne diyordu? 'Hani nerede?' Öyle diyorlar mıydı? Bu 'Bebecan' diye birisi var. O ne diyordu? 'Hani nerede?' Yahu Türkiye'nin bir ucundan, bir ucuna burada denizin altına doğal gaz boruları yerleştirildi. Ya bunu da görmedin mi? Doğal gaz ne zamandan beri Filyos'ta yanıyor. Görmedin mi? Bunların gözleri var görmez, kulakları var duymaz. Kalpleri var mühürlü. Ya bunlara biz nasıl oldu da bu masaları teslim ettik? Birisini nasıl başbakan yaptık? Birisini nasıl oldu da devlet bakanı yaptık? Bizden istifa ederken geldi bize neler neler neler söyledi. Öbürü veda konuşmasını yaparken neler neler neler söyledi. Değerli kardeşlerim aynen dediğim gibi. Ama asıl bunlara ihanetlerinin bedelini 14 Mayıs'ta ödetmeye hazır mıyız, bunları siyasi mevta olarak gömmeye hazır mıyız? Öyleyse yapmamız gereken ne? Ana kademe çok çalışacağız. Kadın kolları çok çalışacağız. Gençler çok çalışacağız. Durmak yok."
"Deprem bölgesinde inşa edilen köy konutlarının teslimiyle oradaki kardeşlerimizle iki bayramı bir arada kutlayacağız." diyen Erdoğan, ardından Gaziantep'te vatandaşlarla bir araya geleceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eser ve hizmet şölenleriyle millete yaşattıkları bayramları ilerleyen günlerde de sürdüreceklerini kaydeden Erdoğan, "Bizim gündemimizde bu ülkeye ve millete dair her şey var." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar 3,3 milyon konutu kentsel dönüşümle yenilerken, 1,2 milyon konutu da TOKİ eliyle inşa ettiklerini belirterek, "Özel sektörümüzün de katkılarıyla ülkemizi bu alanda 20 yıl öncesine göre çok iyi bir seviyeye getirdik. Ama bunu yeterli görmüyoruz. İstanbul başta olmak üzere, deprem riski yüksek yerlerdeki kentsel dönüşümü hızlandırıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziosmanpaşa Meydanı'nda düzenlenen "Kentsel Dönüşüm Projeleri Anahtar Teslim ve Temel Atma Töreni"nde yaptığı konuşmada, son günlerde birilerinin sürekli, "Millet kuru soğan alamıyor, et alamıyor. Siz yol açılışı, gemi açılışı yapıyorsunuz." dediğine işaret etti.
"Milletimizin günlük hayatında bazı sıkıntılar olabilir, onlar bugünün işi değil. Küresel sağlık krizlerinin, bölgemizdeki savaşların ve bunların dünya ekonomisine etkilerinin elbette bize de yansımaları olabilir." diyen Erdoğan, aldıkları tedbirler ve verdikleri desteklerle bu etkileri en aza indirmenin gayreti içinde olduklarını, yaptıkları işlerin amacının, bu sıkıntıları kökten çözmek olduğunu belirtti.
"Biz İHA, SİHA derken, TCG Anadolu derken, Kızılelma, Milli Muharip Uçak derken, sadece savunma sanayi ürünlerinden bahsetmiyoruz. Bizi asıl sevindiren, bu ürünlerin gerisindeki teknoloji birikimidir. Çünkü teknoloji demek tasarımıyla, yazılımıyla, araştırma-geliştirmesiyle, üretimiyle, ihracatıyla iş demektir, istihdam demektir, gelecek demektir. Yıllarca başkalarının teknolojilerini hayran hayran seyretmek mecburiyetinde bırakıldık. Bir toplu iğne üretemiyordu bu ülke. Şimdi İHA'yı, SİHA'yı, AKINCI'yı, Kızılelma'yı, TCG Anadolu'yu üretiyoruz. Sadece kullanıcı olarak bile sürecin içinde yer almamız, geçmişte çoğu defa sınırlandı. Tasarımından üretimine, her safhasına kendi damgamızı vurduğumuz bu ürünlerle beraber artık dünyada, teknolojide ne oldu? Söz sahibi olduk. Şimdi Togg'umuz var mı? Togg'umuza şu anda üretimde yetiştiremiyoruz."
Gençlere bilgilerini, kabiliyetlerini, enerjilerini başka ülkelerin şirketlerinde değil, kendi vatanlarında kullanabilme imkanı sağladıklarını aktaran Erdoğan, eğitimden sağlığa yapılanlara dikkati çekerek, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi ve Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi'ne işaret etti.
"Ya bundan önce Bay Bay Kemal. Savaş Ay sağ olsaydı da... Hani video çekimleri var ya Savaş Ay'ın. Orada Bay Bay Kemal saf saf duruyor. Ama o hastanelerin hali neydi? Okmeydanı, SSK hastanesinin hali neydi? Eğer hastanede ölüyorsa bir vatandaşımız, orada rehine olarak kalıyordu. Bir ufak broşür hazırlamış. O broşürü şöyle inceledim. Aman ya Rabb'im. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Rezalet. Ya sen önce bunların hesabını ver. Önce hastanelerde, senin döneminde rehine olarak kalanların hesabını ver. Senin gidecek yerin yok ya. Benim vatandaşım, o hastanede ölüp de rehine kalanların varisleri, bunun hesabını ağır sorması lazım."
Sadece bununla kalmadıklarını, ulaşımdan enerjiye her alanda attıkları adımlarla hem insanların hayat kalitesini yükselttiklerini hem yatırımla istihdamla üretimle Türkiye'yi büyüttüklerini vurgulayan Erdoğan, depreminden yangınına, selinden heyelanına pek çok afet riskiyle karşı karşıya olan ülkede, altyapısı ve konutlarıyla hızlı bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Gaziosmanpaşa'da aynı zamanda bunun için bulunduklarını anımsatarak, "Bugüne kadar 3,3 milyon konutu kentsel dönüşümle yenilerken 1,2 milyon konutu da TOKİ eliyle inşa ettik. Özel sektörümüzün de katkılarıyla ülkemizi bu alanda 20 yıl öncesine göre, çok iyi bir seviyeye getirdik. Ama bunu yeterli görmüyoruz. İstanbul başta olmak üzere, deprem riski yüksek yerlerdeki kentsel dönüşümü hızlandırıyoruz. Biraz sonra bu konudaki müjdelerimizi sizinle paylaşacağız." ifadelerini kullandı.
"Günlük hayatımızda, yaşadığımız sıkıntılardan kurtulabilmemizin yolunun ülkemizi büyütmekten, üretimi ve istihdamı artırmaktan, ekmeğimizi çoğaltmaktan geçtiğini unutmamalıyız. Şayet enflasyonun yükselmesinde, fiyat artışlarında, ekonomik işleyişin tabii seyri haricinde birilerinin aç gözlülüğünün, hatta alçaklığının payı varsa bunun da peşine düşeriz. Nitekim ilgili tüm kurumlarımıza bu konuda verdiğimiz çok açık talimat var, 'Vatandaşımızın ekmeğine göz dikenin gözünün yaşına bakmayacaksınız.' Evet, söz konusu bu ülkenin ve milletin bekasıysa kimse kusura bakmasın. Gözümüz başka bir şey görmez. Allah'ın izniyle Türkiye'nin önündeki tüm engelleri nasıl birer birer kaldırdıysak, enflasyon meselesini de bu yıl sonuna kadar kontrol altına almış, önümüzdeki yıl tamamen çözmüş olacağız. Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece, faiz yükselemez, faiz devamlı düşecektir. Amerika'da faiz yükselebilir, Avrupa'da yükselebilir ama Türkiye'de faiz düşecek. Ve göreceksiniz enflasyon da faizle beraber düşecek. Türkiye Yüzyılı gibi tarihi bir vizyonu 3-5 karaborsacının hırsının kurbanı etmeyeceğiz. Nitekim, milletim 21 yıldır bize güvendi, inandı, hep arkamızda durdu."
"Aslında bu 7'li masanın etrafındakilerin faiz, enflasyon, bu noktadaki düşünceleri nedir, bununla hiç ilgilenmiyorum. Niye? Çünkü bunların bu konularda herhangi bir tavrı yok. Yani, bu Bebecan şöyle demiş, bilmem öbürü şöyle demiş, hiç bakmayın. Bunlar faizcidir. Bunlar, enflasyonist bir ekonominin önderleridir. Hiç bunlara güvenilmez. Çok enteresan, bakın, beraber Davos'tayız. Kimle? Bu Bebecan'la. Ve o zaman IMF'nin başındaki zat da orada. Onunla konuşuyoruz. Dedim ki 'Siz taksitlerinizi alıyor musunuz? 'Alıyoruz.'. Öyle dediler. Bizim iktidara gelişimizin ilk dönemi 2003 ve 'Biz size bu taksitlerimizi ödeyeceğiz.'. Ve o zaman IMF'ye olan borcumuz -bunu bilmenizi özellikle istiyorum- 23,5 milyar dolardı. Merkez Bankamızın döviz rezervi de 27,5 milyar dolardı. Ve biz 2013'e kadar IMF'ye bu borç taksitlerini ödedik, 2013'te bu işi bitirdik ve ondan sonra bir daha IMF, Türkiye'nin kapısına uğramadı. Kimin kapısına uğradı? CHP'nin sözcüsü ve İP'in sözcüsü, onlar ikisi otel lobilerinde IMF temsilcileriyle görüşme yaptılar. Ne dediler? 'Hükümetin bunlardan borç alması lazım.' Biz ne dedik? 'Hayır almayacağız.' Ve almadık. Ben o zaman IMF'nin başındaki zata ne dedim? 'Türkiye'yi ben idare ederim. Siz buraya müdahale edemezsiniz. Taksitlerinizi alın gidin.' 2013 ödemeler bitti. O günden bugüne bizim artık IMF'yle ilişkimiz kalmadı."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden" kampanyası başlattıklarının müjdesini vererek, "Oturdukları evlerinin riskli yapı tespitini yaptıran vatandaşlarımızın ister yerinde, ister rezerv alanda dönüşüme giren evlerinin maliyetinin yarısını devlet olarak biz karşılayacağız." dedi.
Erdoğan, Gaziosmanpaşa Meydanı'nda düzenlenen Kentsel Dönüşüm Projeleri Anahtar Teslim ve Temel Atma Töreni'nde, Merkez Bankasının döviz rezervinin 27,5 milyar dolardan şu anda 122 milyar dolara kadar çıktığını belirtti.
"Bebecan, hatırlıyorsun o günleri değil mi? Sen mi yönettin o işi? O işin kararını veren, son imzayı atan kimdi? Sen misin, ben mi? Ben başbakanım. Ama bunlar maalesef dürüst değil. Yalanda bunların üzerine yok. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Ne olacak? Bay bay Kemal'in yanında olanlar ya huyundan kapacak ya suyundan kapacak. Ve şu anda da zaten artık 14 Mayıs onların siyasi mevta olmaya hazırlandıkları dönem."
Dik duruşları sebebiyle hep mücadeleleri kazandıklarını, sayısız tuzağı bozduklarını, yine bu sayede ülkeye asırlık demokrasi ve kalkınma kazanımları sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, "Biraz daha sabır ve 14 Mayıs'ta çok daha güçlü bir destek istiyorum. Buna var mıyız? Bu ülkenin ve insanlarının demokrasiden kalkınmaya tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gaziosmanpaşa'daki bu muhteşem katılımın bir şeyi gösterdiğine" işaret ederek, "Ne diyorlar? 'Sözümüz söz reis. Biz bu yoldan dönmeyiz.' diyorlar. 'Söz yapmak için verilir.' diyorlar. 'Gaziosmanpaşalı doğru adamı sever.' diyorlar. Allah razı olsun. Türkiye Yüzyılı başlıyor mu? Yüzyılın şafağının sökmesine ne kadar kaldı? Az kaldı, öyle mi?" ifadelerini kullandı.
Yaşı yetenlerin kendilerinin hatırlayacağını, yetmeyenlerin büyüklerinden duyduklarını, bundan 24 sene önce 17 Ağustos 1999 gününün ilk saatlerinde Marmara Bölgesi'nin 7,4 büyüklüğünde bir depremle sarsıldığını aktaran Erdoğan, İstanbul'un yanı sıra Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce'de ağır yıkımlar ve sayısı 17 bin 500'ü bulan can kayıpları yaşandığını hatırlattı.
"Ama 6 Şubat'ta ardı ardına yaşadığımız depremler, orada olanların ifadesiyle adeta birer küçük kıyamet gibiydi. Yaklaşık 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu depremlerde 311 bin binadaki 872 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hale geldi. Vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılara şifalar diliyorum. Enkazlar bitiyor inşallah. Öbür taraftan da kalıcı konutların yapımı süratle devam ediyor. Bazı şehir merkezlerimizdeki binaların yüzde 80'ine tekabül eden bu büyük yıkım, bize deprem gerçeğini bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Marmara depreminin ardından ülkedeki dayanıksız yapıların yenilenmesi konusunda milletin güçlü bir talebinin ortaya çıktığını belirterek, "Hükümetlerimiz döneminde bu konuda gerek TOKİ konutlarıyla, kentsel dönüşüm projeleriyle gerek özel sektörün teşvik edilmesiyle geçmişle mukayese edilemeyecek kadar hızlı bir mesafe katettik. Sadece dönüşüm ve sosyal konut projeleriyle 13 milyon insanımızın hayatına dokunduk. Ancak 6 Şubat'ta gördük ki deprem bizim hazırlıklarımızın bitmesini beklemiyor." dedi.
"Diğer yandan da ülke genelinde yeni bir seferberlik başlatıyoruz. Hiç şüphesiz 1999 depreminin acıları hala taze olan İstanbul, nüfus yoğunluğu ve stratejik önemi sebebiyle bu seferberlikte ilk sırada yer alıyor. İstanbul'un 39 ilçesinde 220 bin binadaki 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altındadır. Bizim dönüşümünü tamamladığımız 695 bin konuta çok acil olarak her yıl 300 bin yeni konut ilave etmemiz gerekiyor. Halen sahada dönüşümü süren 98 bin konut var."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce Esenler'de 60 bin konutluk dönüşüm projesinin ilk etabını teslim ettiklerini, pazartesi günü 12 bin 418 konutluk bir proje olan yeni Fikirtepe'de ilk anahtar teslimlerini gerçekleştirdiklerini hatırlattı.
Bugün de Gaziosmanpaşa, Esenler ve Başakşehir ilçelerindeki 2 bin 410 konutun ve 49 dükkanın anahtarlarını hak sahiplerine verdiklerini, 2 bin 158 konutun ve 152 dükkanın da temelini attıklarını belirten Erdoğan, ayrıca Esenler'deki kuzey rezerv alanında da 2 bin 67 konutun ve 83 dükkanın inşasını başlattıklarını söyledi.
Böylece açılış ve temel atmalarla yerinde ve rezerv alanlarda toplam 6 bin 635 konut ve 201 dükkandan oluşan bir dönüşüm projesini hayata geçirdiklerini aktaran Erdoğan, konutların ve dükkanların hak sahiplerine hayırlı olmasını diledi.
"Amacımız, İstanbul'da her biri 500'er bin konuttan oluşan 3 ayrı projeyi hızla hayata geçirmektir. Birincisi, Avrupa Yakası'ndaki rezerv alanlarımızda 500 bin konut yapmaktır. İkincisi, Asya Yakası'ndaki rezerv alanlarımızda 500 bin konut yapmaktır. Üçüncüsü, buralara taşıyacağımız nüfusla epeyce seyrelteceğimiz mevcut yerleşim yerlerinde 500 bin konutu yerinde dönüştürmektir. Böylece 1,5 milyon yeni konut ile en az 6 milyon İstanbulluyu güvenli yuvalara kavuşturmuş olacağız. Bina yoğunluğunu seyrelteceğimiz yerlerde yeni yeşil alan, sosyal birimler, toplanma alanları yapacak, şehrin trafiğini de rahatlatacağız. Temelini attığımız Esenler projesi, rezerv alanlarımızdaki 100 bin konutluk dönüşümün ilk adımıdır. Bugünü, İstanbul'da yüzyılın dönüşümünün başlangıç tarihi, miladı olarak görüyoruz. İstanbul'daki tüm vatandaşlarımızı bu büyük dönüşüme dahil olmaya, katkı sağlamaya davet ediyorum. Buna hazır mıyız? Sadece bu davetle kalmıyor, iki önemli adımla konutlarını dönüştürecek İstanbullu kardeşlerimize de destek oluyoruz."
"İlk müjdemizin adı 'Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden' kampanyasıdır. Oturdukları evlerinin riskli yapı tespitini yaptıran vatandaşlarımızın ister yerinde, ister rezerv alanda dönüşüme giren evlerinin maliyetinin yarısını devlet olarak biz karşılayacağız. Mesela, diyelim ki 100 metrekare büyüklüğünde 2 oda, 1 salon evini yeniden yapmak isteyen vatandaşımızın önüne 1,5 milyon lira bir maliyet çıktı. Bunun 750 bin lirasını biz hibe olarak vereceğiz. Kalan 750 bin lirasını vatandaşımız kendisi koyacak ve böylece hemen evini yenileyebilecek. Devletin karşılayacağı kısım 120 metrekare büyüklüğündeki 3 oda, 1 salon ev için ise 1 milyon 800 bin liranın yarısına tekabül eden 900 bin liraya çıkacak."
"Örneğin, bu vatandaşımız yüzde 0,79 faizle 10 yıl vadeli kredi kullanabilecek veya yüzde 10'u peşin, kalanı 10 yıl vadeli olarak ÜFE/TEFE memur maaş artış oranlarından düşük olanını aşmayacak düzeyde güncellenecek rakamlarla borcunu ödeyebilecek. Bu yöntemle yüzde 10'u peşin ödenen 750 bin liralık borçlanma için aylık taksit 5 bin 625 lira, 900 bin liralık borçlanma için aylık taksit 6 bin 750 lira düzeyinde gerçekleşecek. Dolayısıyla cebinde hiç birikmiş parası olmayan vatandaşımız bile devletin vereceği katkıyla ve kendi payına düşen kısmı uygun şartlarda borçlanarak güvenli bir yuva sahibi olabilecek. Tüm bu dönüşümleri TOKİ güvencesi ve kalitesiyle gerçekleştirerek, herhangi bir istismara veya tereddüde yer bırakmayacağız. Ayrıca, evini parsel bazında kendisi dönüştürmek isteyenlere de yine 0,74 faiz oranıyla 1 milyon 250 bin lira kredi kullanma imkanı sağlıyoruz. Böylece vatandaşımız bilecek ki riskli binasını sağlam bir şekilde yeniden yapmak istiyorsa devleti hibesiyle, kredisiyle yanındadır. En ağır sonuçlar doğurabilecek deprem riski burada olduğu için kampanyayı İstanbul'dan başlatıyoruz. Amacımız, bu şekilde İstanbul'da dönüşüm ihtiyacı olan 1,5 milyon konuttan durumu acil olan 300 binini, 200 bini yerinde, 100 bini rezerv alanlarda olacak şekilde 1 yılda tamamlamaktır. Takip eden yıllarda da aynı dönüşüm rakamını yakalayarak İstanbul'da 5 yıl içinde depreme dayanıksız bina bırakmamakta kararlıyız. Önümüzdeki çarşamba günü başvuruları başlayacak kampanyanın detaylarını Bakanlığımız ilan edecek."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da kira yardım tutarını 3 bin 500 liradan 5 bin 250 liraya yükselttiklerini belirterek "Kampanyamıza katılan vatandaşlarımız ister kira yardımından yararlanabilir, isterse uygun şartlı kredi kullanarak evini hızla yenileyebilir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziosmanpaşa Meydanı'nda düzenlenen "Kentsel Dönüşüm Projeleri Anahtar Teslim ve Temel Atma Töreni"nde yaptığı konuşmada, "Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden" kampanyasının ülkeye, İstanbul'a ve bundan faydalanacak vatandaşlara hayırlı olmasını diledi.
İkinci müjdenin kira yardımlarıyla ilgili olduğunu vurgulayan Erdoğan, "İstanbul'da kira yardım tutarını 3 bin 500 liradan 5 bin 250 liraya yükseltiyoruz. Kampanyamıza katılan vatandaşlarımız ister kira yardımından yararlanabilir, isterse uygun şartlı kredi kullanarak evini hızla yenileyebilir. Yeni kira yardımı rakamının da hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum." şeklinde konuştu.
Ayrıca kura çekimleri devam eden İlk Evim kapsamındaki 50 bin konutun ve İlk Arsam kapsamındaki 50 bin arsanın da şimdiden hak sahiplerine hayırlı olmasını temenni eden Erdoğan, "Kardeşlerim, hep söylediğim gibi bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Biz sadece eserlerimizle, yatırımlarımızla, başarılarımızla konuşuruz." dedi.
"Kimsenin kökenine, inancına, meşrebine bakmadan herkesi Türkiye Cumhuriyeti devletinin birinci sınıf vatandaşı olarak görür ve buna da böyle hizmet ederiz. Milletimizi köken vurgusuyla bölmek, mezhep vurgusuyla ayrıştırmak, yalan ve iftira dolu hezeyanlarla kamplaştırmak isteyenlere bir bakın. Bugüne kadar ülkemize ne kattıklarına bir bakın. Mesela Kılıçdaroğlu'nun, başında bulunduğu SSK'yı batırmak, genel başkanı olduğu partiye her seçimde kaybettirmek dışında bir vasfı var mı? Hadi geçmişte bir şey yapamadı diyelim. Bundan sonrasına dair vizyonuna bakın.
Kılıçdaroğlu'nun ülkenin ve milletin geleceğine ilişkin gerçekten emek mahsulü, çalışılmış, altı dolu herhangi bir projesi var mı? O da yok. Çünkü bunların öyle bir dertleri, böyle bir gayeleri yok. 7 kişi bir masanın etrafında bir yıl boyunca toplantı üstüne toplantı yaptılar. Sonuçta oradan kavga, kıyamet dışında bir şey çıktı mı? Kılıçdaroğlu'nun aday olacağı bir yıl önce de belliydi. Öyleyse bunca tiyatro niye oynandı? Çünkü orada kimsenin kimseye güveni yoktur. Daha birbirlerine güvenemeyenler milletin kendilerine güvenmesini ve ülkeyi teslim etmesini istiyor. Birbirlerine saç baş girdikleri yetmediği gibi bir de PKK'dan FETÖ'ye tüm terör örgütlerinin ülkemizle ilgili iştahlarını kabarttılar."
"Siz kendinizin ve evladınızın geleceğini bu 7'li kavga masasına emanet eder misiniz? Buradan hangi partiye gönül vermiş olursa olsun milletimin tamamına sesleniyorum. Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini kendi deyimleriyle, bu kumar masasına emanet eder misiniz? Hanımlar, bakkala ekmek almak için göndermeye bile güvenemeyeceğiniz birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Beyler; dükkanınızı, atölyenizi, tezgahınızı, 5 dakikalığına bırakamayacağınız birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Gençler, dersinize yardım etse verdiği bilgilerin doğruluğuna şüpheyle bakacağınız birine kendi geleceğinizi teslim edebilir misiniz? Çiftçi kardeşim, önüne 3 keçi katsanız akşama hepsini de kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceğini teslim edebilir misiniz? İşveren kardeşim, kendi müessesenizde vasıfsız eleman olarak çalıştırmayacağız birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz? Emekli kardeşim, oturduğun apartmana yönetici olarak seçmeyeceğin birisine ülkenin geleceğini emanet edebilir misin? Öyleyse gelin 14 Mayıs'ta tercihimizi, tüm tereddütlerimizi bir kenara bırakıp aklımızın ve vicdanımızın sesini dinleyerek yapalım. Emin olun bu ses size Cumhur İttifakı diyecektir. Tayyip Erdoğan diyecektir. Kandil'le işbirliği yapan bay bay Kemal'e bu ülkeyi teslim edebilir misiniz?"
Yarın deprem bölgesindeki kardeşleriyle hem bayramlaşacağını hem de biten ilk köy evlerinin teslimini yapacağını dile getiren Erdoğan, 319 bini bir yılda teslim edilmek üzere toplamda 650 bin yeni ev yaparak depremden etkilenen şehirleri ayağa kaldıracaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bu depremde gösterdiği dayanışmanın Türkiye Yüzyılı vizyonu için kendilerine umut ve şevk verdiğini ifade ederek İstanbul başta olmak üzere deprem riski altındaki tüm yerleşim yerlerini yeniden inşa ederek ülkeyi tüm tehditten kurtarmayı, yeni dönemdeki önceliklerinin en başına yerleştirdiklerini söyledi.
"TCG Anadolu'yu gezdiniz mi? Bir gezenleri göreyim şöyle, maşallah. Daha gitmeyenler var. Şimdi diyoruz ki; sizinle bir oylama yapayım. Son hafta TCG Anadolu'yu İzmir'e göndersek nasıl olur? İyi olur değil mi? İzmir de istiyor inşallah. TCG Anadolu nasıl ses getirdiyse, İHA'larımız nasıl ses getirdiyse, SİHA'larımız nasıl ses getirdiyse, Akıncı'mız nasıl ses getirdiyse, Kızılelma nasıl ses getirdiyse, Togg nasıl ses getirdiyse artık attığımız her adımda bunlar hopluyorlar. Karadeniz gazını hazmedemiyorlar. Niye? Şimdi ücretsiz vereceğiz ya rahatsız oldular. Şu kalan 3 haftada, tekrar soruyorum ana kademe yeri yerinden oynatacak mısınız? Kadın kolları oynatacak mısınız? Gençler oynatacak mısınız? Bu işi Allah'ın izniyle bitirdiniz. Sağ olun, var olun. Yeni tehditler ve saldırılarla değil, gümbür gümbür sandıkları patlatmaya yürüyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, kentsel dönüşüm projesiyle evlerine kavuşan hak sahiplerine anahtarlarını teslim etti.
Kentsel dönüşüm projelerinin uygulandığı İstanbul’un 7 farklı noktasına canlı bağlantı gerçekleştiren Erdoğan, yıkımı tamamlanan binaların temelini attı. Erdoğan, "bismillah" diyerek beraberindekilerle butona bastı ve temele ilk harcı döktü.
Erdoğan törende, AK Parti İstanbul 2. Bölge milletvekili adaylarını da tanıttı.
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ve Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Usta'nın da konuşma yaptığı törene AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve AK Parti İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe de katıldı.