Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan seçim mesajı: Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün 'Yeter' diyecektir

13:1618/01/2023, Çarşamba
G: 19/01/2023, Perşembe
AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'deki AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, ''Türkiye öyle bir yol ayrımında ki böyle fırsatlar milletlerin önüne asırda bir gelir. Yatırımlarıyla, istihdamıyla, üretimiyle, cari açığı kontrol ederek büyümesiyle, her başlıkta bu gerçeği ispatlayan bir ülke olduk. Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. En büyük sorunumuz enflasyondu, işte o da düşüşe geçti. Enflasyonu inşallah önümüzdeki aylarda yüzde 30'lara doğru hızla düştüğünü hep birlikte göreceğiz'' açıklamasında bulundu. Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmenin heyecanıyla hazırlanıyoruz' diyen Erdoğan, '' 2023 seçimlerine ise bir yandan son dönemde dünyada yaşanan krizlerin ülkemize etkileriyle mücadele ederek girdik. Yeter söz de karar da milletindir diyerek 2023'te milletin desteğine talibiz. Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün 6'lı masaya yanıtını verecek'' ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2023, bizim için hem 20 yıllık eser ve hizmet siyasetimizin sembolüdür hem de yeni vizyonumuz Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcıdır. Önümüzdeki aylarda yaşanacak seçimi önemli ve tarihi kılan da işte budur" dedi.


Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ikinci haftası geride kalan 2023 yılbaşının, kendileri için herhangi bir yılbaşı olmadığını söyledi.


Uzun yıllardır hayallerini, hedeflerini 2023 menziline göre belirlemiş ve buna göre yol almış bir parti ve hükümet olduklarını belirten Erdoğan, "Cumhuriyet'imizin 100. yılında ülkemizi ulaştırmak, milletimizi kavuşturmak istediğimiz hedeflere hamdolsun büyük ölçüde kavuştuk" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 10 yıldır maruz kaldığı ağır saldırılar ve küresel krizlerin, bazı alanlarda gecikmeye yol açsa da kazanımlarının büyüklüğüne halel getirecek hususlar olmadığına işaret ederek, "2023, bizim için hem 20 yıllık eser ve hizmet siyasetimizin sembolüdür hem de yeni vizyonumuz Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcıdır. Önümüzdeki aylarda yaşanacak seçimi önemli ve tarihi kılan da işte budur. Bizim hayatımızda hiçbir seçim kolay olmadı. Her seçime büyük mücadeleyle, azimle, gayretle hazırlandık, girdik. Allah'a şükür her seçimde de sandıktan zaferle çıkmayı başardık" değerlendirmesinde bulundu.


"Bu seçimi diğerlerinden farklı kılan nedir?" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Mesela 2002 seçimlerine, kuruluşunun üzerinden henüz 15 ay geçmiş bir parti olarak siyasete yeni bir ses, yeni bir soluk getirerek adım atmıştık. 2007 seçimlerine, vesayetin, akıl ve ahlak dışı oyunlarıyla uğraşarak girmiştik. 2011 seçimlerini, milletimize 2023 hedeflerimizin sözünü vermenin coşkusuyla tamamlamıştık. 2015 seçimleri sürecini, FETÖ, PKK, DEAŞ terör örgütlerinin ağır saldırıları altında yaşamıştık. 2018 seçimlerini yeni yönetim sisteminin beraberinde getirdiği tereddütleri göğüsleyerek geçirmiştik. 2023 seçimlerine ise bir yandan son dönemde dünyada yaşanan krizlerin ülkemize etkileriyle mücadele ederek girdik diğer yandan karşımızda oluşturulan ucube ittifakın hezeyanlarıyla uğraşarak, beri yandan milletimize verdiğimiz sözleri yetiştirebilmenin tatlı telaşını yaşayarak, hepsinin ötesinde 20 yılda kurduğumuz demokrasi ve kalkınma altyapısının üzerinde Türkiye Yüzyılı vizyonunu inşa etmenin heyecanıyla hazırlanıyoruz. Türkiye bugün hem dünyadaki gelişmelerin etkisiyle hem kendi serencamının tabii bir neticesi olarak öyle bir yol ayrımında ki böyle fırsatlar milletlerin önüne asırda bir gelir."


"İstihdamı 31,6 milyonla tarihimizin en yüksek seviyesine çıkardık"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardı ardında nükseden küresel krizlerin, dünyanın siyasi ve ekonomik ağırlık merkezlerinde köklü değişikliklerin başlamasına yol açtığını belirterek, geçmişte kendi krizleri içinde boğulan bir Türkiye olduğunu; bu defa Türkiye'nin, sahip olduğu güçlü eser ve hizmet altyapısı sayesinde küresel sarsıntıları kendi atılımlarının dayanağı haline dönüştürebildiğini söyledi.


Erdoğan, "Yatırımlarıyla, istihdamıyla, üretimiyle, ihracatıyla, cari açığı elhamdülillah kontrol ederek büyümesiyle, her başlıkta bu gerçeği ispatlayan bir ülke oldu. Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var ama bunların hiçbiri üstesinden gelinemeyecek, bizi asıl hedeflerimizden, asıl atılımlarımızdan uzaklaştıracak hususlar değildir." diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin en büyük sorunu olan enflasyonun düşüşe geçtiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:


"2022'yi yüzde 64 ile kapattığımız enflasyonun inşallah önümüzdeki aylarda yüzde 50'lere, yüzde 40'lara, yüzde 30'lara doğru hızla düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Çünkü enflasyona sebep olan tuzakları bozduk, oyunları boşa çıkardık, hesapları altüst ettik, tedbirlerimizi aldık, mekanizmalarımızı kurduk. Artık hem dışarda hem içerde herkes Türkiye'nin faiz-kur-enflasyon şer üçgeniyle teslim alınamayacağını gördü. Yaşanan sıkıntılı sürecin çalışanlarımızdan esnaf ve sanatkarlarımıza kadar milletimizin farklı kesimlerine ödettiği bedellerin telafisini de süratle yaptık, yapıyoruz. Bu amaçla asgari ücrette, memur ve emekli maaşlarında yüksek oranlı artışlara gittik, ek gösterge düzenlemesini tamamladık, sözleşmelilere kadro verdik, emeklilik için yaşı bekleyenlerin taleplerini karşıladık, sosyal yardım yelpazesini genişlettik, vatandaşlarımızı uygun şartlarda ev sahibi yapmaya yönelik konut kampanyaları düzenledik, sanayicimizi, ihracatçımızı, esnaf ve sanatkarımızı, çiftçimizi, velhasıl üreten herkesi destekledik. İstihdamı 31,6 milyonla tarihimizin en yüksek seviyesine çıkardık."

Milletin bu mücadeleyi takdirle izlediğini belirten Erdoğan, ziyaret ettikleri illerde ve katıldıkları programlarda vatandaşların gözündeki samimiyeti, yüreğindeki umudu, kalbindeki muhabbeti bizzat yaşayarak müşahede ettiklerini söyledi.


Muğla'da, Antalya'da, Erzurum'da, Mardin'de, Şanlıurfa'da, Konya'da, Gaziantep'te, Samsun'da, Diyarbakır'da, Malatya'da, Balıkesir'de, daha pek çok şehirde aynı duyguları yaşadıklarını anlatan Erdoğan, "Siyasetin günlük hercümerci içinde insanların söyledikleri sözler, takındıkları tutumlar elbette önemlidir. Ama asıl belirleyici olan aynı insanların sandık başına gittiklerinde geleceklerine karar verirken nelere bakacakları, neleri dikkate alacaklarıdır" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Rahmetli Menderes 14 Mayıs 1950'de 'Yeter söz milletindir.' diyerek milletin gönlüne girmiş ve sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı. Aynı şekilde rahmetli Özal, darbenin gölgesinde girdiği seçimde 'Türkiye'ye çağ atlatma' vaadiyle önemli bir başarı kazanmıştı. Biz de 'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.' diyerek özgürlük ve refah özlemi içindeki milletimizin büyük desteği ile hükümete gelmiştik. Şimdi de 'Yeter söz de karar da gelecek de milletindir.' diyerek 2023'te milletimizin desteğine talibiz. Sözü de kararı da geleceğini tayin hakkını da milletimize bırakmak istemeyen vesayet heveslilerine rağmen Türkiye Yüzyılı'nı başlatacağız. Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün, altılı masa diyerek karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına, bu kifayetsiz muhterislere, bu müstemleke heveslilerine 'yeter' diyecektir.


Muhalefetin vaadi; milletin karşısına bir aday çıkarmak ancak onu görünürde 6, gerisindekileri de hesaba katarsanız en az 10 kişiyle yönetmektir. Bir nevi ipi 10 ayrı kişinin elinde kukla bir cumhurbaşkanı üzerinden ülkeyi idare etmek istiyorlar. Yani devletin başı Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanı olan cumhurbaşkanı fiilen altılı masanın emir eri gibi davranacak. Tabii bunlar 'gel' deyince gelecek, 'git' deyince gidecek adaylara, başkanlara alışmışlar. Cumhurbaşkanını da öyle tasavvur ediyorlar."


Altılı masanın, seçmenlerden vizyonu, programı, projesi, çapı belli olmayan bir meçhul adaya kim olduğuna bakmadan "tıpış tıpış sandığa gidip oy vermelerini" istediğini belirten Erdoğan, "Hadi CHP'nin kodlarında bu faşizm, bu kibir, bu oynaklık var, ötekilere ne oluyor?" diye sordu.


Durmuş saatin bile günde 2 defa doğruyu gösterdiğini kaydeden Erdoğan, "Bunlar da her hafta bir yenisini sergiledikleri krizleriyle kavgalarıyla çekişmeleriyle ayak oyunlarıyla milletimize bir çeşit siyasi dejavu yaşatıyor, eskiden bu işlerin nasıl yürüdüğünü hatırlatıyorlar. Eski Türkiye'yi bilmeyen gençlerimize de AK Parti'den önce siyasetin nasıl yapıldığını uygulamalı olarak bizzat gösteriyorlar." diye konuştu.

AK Parti Grup Toplantısı

"Meydan okuyorum; ne yaparsanız yapın yine başaramayacaksınız"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yoksa bu altılı masadaki birilerini buraya Erdoğan mı gönderdi?" denildiğini aktararak, şöyle devam etti:


"Ya işim, gücüm yok sizlerle mi uğraşacağım? Bizim işimiz var. Ama böyle düşünmelerinden dolayı da yine ben kendilerine teşekkür ediyorum. Şaka bir yana karşımızda gerçekten ibretlik bir tablo var. İşin özünde ise çok eskilere giden bir hesaplaşma yatıyor. Sizlerin de yakından bildiği gibi Cumhuriyet'in ilk asrı boyunca birileri Türkiye'yi kendi çıkarlarının yörüngesinde tutabilmek için her yolu denediler. Toplum mühendisliğiyle başaramadılar, siyaset mühendisliğiyle başaramadılar, darbeyle başaramadılar, terörle başaramadılar, çok uğraşmalarına rağmen ekonomik tetikçilikle de başaramadılar. Şimdi umutlarını 2023 seçimlerine bağlamış görünüyorlar. İşte buradan, milli iradenin en yüksek makamı olan Meclis'imizden meydan okuyorum; ne yaparsanız yapın yine başaramayacaksınız."




Milletin artık tüm oyunları çözdüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:


"Bu millet, karşısına hangi kılığa büründürerek çıkartırsanız çıkartın, sizin numaralarınızı da sizin aparatlarınızı da sizin etki elemanlarınızı da anında tanıyor. Şayet aksi olsaydı, 2007'de bizi Cumhurbaşkanı seçtirmek istemediğinizde başarılı olurdunuz. Şayet aksi olsaydı, gazete kupürleri üzerinden partimizi kapatmaya kalktığınızda başarılı olurdunuz. Şayet aksi olsaydı, terör örgütleriyle şehirlerimizi kana ve ateşe bulamaya çalıştığınızda başarılı olurdunuz. Şayet aksi olsaydı, 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da başarılı olurdunuz. Şayet aksi olsaydı, sınırlarımıza dayadığınız tehditlerde başarılı olurdunuz. Şayet aksi olsaydı, Ağustos 2018'den beri çevirdiğiniz dolaplarda başarılı olurdunuz. Şayet aksi olsaydı, geçtiğimiz yıl yaşattığınız onca sıkıntıda başarılı olurdunuz.


Bakın, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak karşınızdayım, bu ülkenin Meclisinin en büyük partisinin genel başkanı olarak karşınızdayım. Bakın, bölgesinde ve dünyada sorun çözen, sorumluluk alan, istikamet belirleyen bir siyasetçi olarak karşınızdayım. Bakın, gündemi 2023 hedefleri, Türkiye Yüzyılı vizyonu olan bir lider ve yönetim olarak karşınızdayım. İnşallah 2023 seçimlerinden sonra da Türkiye Yüzyılı'nın mimarı olarak milletimin görevlendirmesiyle yine karşınızda olmayı sürdüreceğim."


Kimsenin inayetiyle değil, Allah'ın yardımıyla milletin desteğiyle mazlumların duasıyla çocukların ve gençlerin umutlarının aşkıyla ayağa kalktıklarını, bugünlere geldiklerini, yarınlara yürüdüklerini söyleyen Erdoğan, "Tek dertleri karınlarında gezen 40 tilkinin kuyruğunu birbirine dolaştırmamak olanların aksine biz gerektiğinde yedi düveli karşımıza alma pahasına ülkemize eser kazandırıyor, milletimize hizmet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin bugün de eserleriyle konuştuğunu belirten Erdoğan, Türkiye'de bir kesimin AK Parti'nin attığı her adımda, başlattığı her projede, giriştiği her mücadelede karşısında olduğunu söyledi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Şikayetimiz, attığımız her adıma doğruluğuna yanlışlığına bakmadan çelme takan habis zihniyetedir, şikayetimiz başlattığımız her projeyi doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sabote etmeye kalkan eser düşmanlığınadır, şikayetimiz ülkeye ve millete kazandırdığımız her hizmeti hayrına şerrine bakmadan engellemeye çalışan azgın husumetedir. Her seferinde yaşanan bunca hadise, ülkeye kazandırdığımız bunca esere ve hizmete rağmen karşımızdakiler acaba hala aynı kör dövüşünü sürdürecek mi diye merak ediyoruz. Maalesef her seferinde hatta daha da beter bir şekilde aynı yerde durduklarını görüyoruz."


Altılı masayı eleştiren Erdoğan, "Üstelik altılı masa işi çıktığından beri adeta kanserli hücrenin tüm bünyeyi sarması misali oraya bulaşan herkesin de çamur siyaseti yarışına girişmelerini esefle takip ediyoruz. Karşımızdaki tabloya bakarak gülsek mi ağlasak mı bilmiyoruz" diye konuştu.


"Bunlar masa kaosunun ötesine geçemiyor"


Dünya küresel krizi konuşurken altılı masanın "masa krizi" ile meşgul olduğunu söyleyen Erdoğan, "Dünya küresel kaosu tartışıyor, bunlar masa kaosunun ötesine geçemiyor. Halbuki milletimiz, ülkesinin bu krizden, bu kaostan en az zararla nasıl çıkacağının, yeni küresel düzende Türkiye ekseni etrafında nasıl bir oluşuma gidileceğinin işaretini bekliyor. Biz yaptıklarımızla ve vizyonumuzla milletimizi hayallerine kavuşturmanın çabası içindeyiz. Bu altı başlı hilkat garibesinin ise bir karabasan gibi milletin tepesine çökmenin dışında hiçbir projesi yok" değerlendirmesinde bulundu.


Altılı masanın kendi vizyonsuzluklarını örtmek için ülkenin ve milletin tüm değerlerini, tüm kazanımlarını, tüm çıkarlarını tehlikeye atmaktan çekinmediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:


"Gerçi bu çarpık zihniyet farklı tezahürleriyle hep vardı. Geçmişte biz hak ve özgürlükleri savunurken faşizmin en sefil halini savunanları özellikle hatırlıyoruz. Biz terör örgütleriyle ve onların arkasındaki güçlerle mücadele ederken düşmanın değirmenine su taşıyanları iyi hatırlıyoruz. Biz darbecilerle göğüs göğse çarpışırken kürsülerini onların kasetlerine tahsis edenleri, tanklara alkış tutanları, verilen mücadele 'tiyatro' diyerek hakaret edenleri gayet iyi hatırlıyoruz. Biz köprü, yol, havalimanı, baraj, fabrika inşa ederken, sondajlarla petrol, doğal gaz ararken yatırımcılara 'Ülkeye gelmeyin.' çağrısı yapanları gayet iyi hatırlıyoruz. Kahraman ordumuz ve o şerefli komutanlarıyla savunma sanayimiz ise bu hedefler arasındaki özel yerini daima korumuştur."


Cumhurbaşkanı Erdoğan, orduyu, savunma sanayisi şirketlerini ve ürünlerini hedef alanları eleştirerek, "Bir ülkenin ordusuna, savunma sanayisine ancak bunları kendine tehdit olarak görenler saldırır. Mesela Yunanistan'ın bu konudaki feveranlarını yersiz bulmakla birlikte anlayabiliyoruz, aynı şekilde PKK'nın bu konuda feryatlarının sebebi yerindedir, onu da anlıyoruz. Ülkemizin askeri alandaki gücünü kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarına tehdit olarak görenlerin sızlanmalarını da normal karşılıyoruz" dedi.




"Darbe yapan orduyu alkışlayanların düşmanlıkları gayet tabiidir"


Türkiye'nin bir partisinin, parti liderinin, parti mensuplarının orduya ve savunma sanayisine karşı hazımsızlık sergilediğine işaret eden Erdoğan, "Gerçi darbe yapan orduyu alkışlayanların, terör örgütlerinin başını ezen, sınırlarımızın güvenliğini daha derinlere taşıyan, hak ve menfaatlerimizi aslanlar gibi savunan orduya düşmanlıkları gayet tabiidir." ifadesini kullandı.


Kendi milletine silah doğrultanlara övgüler dizip, silahını ülkenin düşmanlarına çevirenleri yerden yere vuranlara bakınca 'Bu işte terslik var.' demekten kendilerini alamadıklarını söyleyen Erdoğan, "İşte bu habis zihniyetin son hedefi geliştirdiği insansız hava araçlarıyla ülkemizin savunmasına büyük katkı veren, küresel bir marka haline dönüşerek milletimizi gururlandıran BAYKAR şirketi oldu. BAYKAR'ın nezdinde tüm şirketleri, ürünleri, çalışanları ve başarılarıyla savunma sanayimizin tamamı hedef alınıyor. Kendi akıllarınca bizimle olan akrabalık ilişkisi üzerinden BAYKAR'ı daha kolay hırpalayabileceklerini, böylece sinsi niyetlerini gizleyebileceklerini düşünüyor. Ülkemizin her değerini savunmak nasıl boynumuzun borcuysa, bu alçak saldırıya hak ettiği cevabı vermek de sorumluluğumuzun gereğidir" değerlendirmesini yaptı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra savunma sanayisinin nereden nereye geldiğine ilişkin bir video izlettirdi.


Milli mücadelenin de etkisiyle Cumhuriyet kurulduktan hemen sonra başlayan bir savunma sanayisi hamlesi olduğunu anımsatan Erdoğan, "Bu kardeşiniz Başbakanlık makamını da milletimin lütfuyla gördü, Cumhurbaşkanlığı makamını da gördü. Ve buralarda kiminle, nasıl çalıştık? Bunların hepsi artık bizim kayıtlarımızda mevcut" dedi.


İktidarda oldukları dönemde savunma sanayisinin geldiği noktaya dikkati çeken Erdoğan, "Öyle bir yerden öyle bir yere geldik ki doğru dürüst helikopterin yok ve değerli dostum İtalyan Başbakanı Berlusconi ile yaptığım görüşme neticesinde işte bugünkü meşhur Atak helikopterlerini Leonardo S.p.A (eski adıyla Finmeccanica) firması ile hallettik. Şu anda Atak helikopterleri Türkiye'nin kendi ürünü olarak üretiliyor. Tabii buna da yine birileri çelme takmaya çalışıyor, kimisi motor aksamlarında, kimisi makinede, şurada burada falan... Fakat bu bizi bir yere doğru da itiyor. Nedir bu? Şimdi biz bir de Gökbey helikopterini inşallah üretmenin hesabı içerisindeyiz, adımlarını atıyoruz" ifadelerini kullandı.


'Baykar devletten tek kuruş almamıştır'


Cumhurbaşkanı Erdoğan, hakkaniyet noktasından bakıldığında Baykar'ın her türlü desteği ziyadesiyle hak eden bir şirket olduğunu ifade ederek, "Şu anda 3 bini aşkın pırıl pırıl genç burada çalışıyor. Şirketin tercihi bu çalışmaları kendi öz kaynaklarıyla yapmaktır. Zaten bu şirketin gelirleri de ülke içi satıştan ziyade ihracata dayalıdır. Şirketin 20 yıllık gelirlerinin yüzde 75'i, geçen yılki gelirlerinin ise yüzde 99,3’ü artık 27 ülkeye ulaşan ihracatından geliyor. Bay Kemal bunlar seni niye rahatsız ediyor? Yanındaki bazı terör yandaşlarını rahatsız ediyor anlıyoruz da ama seni niye rahatsız ediyor. Çünkü onlar teröristlerle beraber. Çünkü bu SİHA’larımız, Akıncı'larımız o inleri darmadağın ettiler, oraları vurdular ve oralarda nice teröristleri yok ettiler. Esasen biz pek çok savunma sanayi projesinde firmalarımızın tasarım ve araştırma-geliştirme çalışmalarına destek veriyoruz. Baykar gibi yüksek teknolojiye dayalı stratejik ürün geliştirme ve üretim yatırımı yapan 50 firma devletten proje bazlı destek alıyor. Bunlar içinde devletten nakit desteği almadan çalışmalarını yürüten 4 firma var. Bunun bir tanesi Baykar'dır. Tekrar altını çiziyorum. Baykar ürettiği hiçbir ürünün geliştirmesi için devletten tek kuruş almamış, hepsini kendi kaynaklarıyla yürütmüştür" dedi.


'Baykar'ın hedef alınmasının sebebi ülkemizin kazandığı zaferlerdir'


Erdoğan, yaptığı işler karşısında Baykar'ın aldığı tek desteğin; gümrük vergisi, KDV, stopaj vergisi, sigorta primi gibi nakdi olmayan üretim ve ihracat yapan her firmanın yararlandığı kolaylıkları olduğunu söyleyerek, "Hükümet olarak bugün de pek çok projeyi ciddi teşviklerle, hibelerle desteklemeyi sürdürüyoruz. Bunları açıkça söylemek zorundayım ki milletim bazı gerçekleri bilsin. Tek başına Ford otomotiv 20,5 milyar lira teşvik belgeli yatırım projesine sahiptir. Sadece milli muharip uçak projesi için diğer teşvikler yanında TUSAŞ’a doğrudan bütçeden aktardığımız kaynak 1,3 milyar dolardır. Ülkemizin rekabet gücünü yükseltecek, cari açığını azaltacak, istihdam artıracak her projeye destek vermek bizim görevimizdir. Nakdi destekleri verirken sadece firmaların teklif ettikleri veya talip oldukları projeyi gerçekleştirme kabiliyetlerine bakıyoruz. Bilhassa gençlerimize cesaret ve güven aşılayacak bir anlayışla destek yelpazemizi olabildiği kadar geniş tutuyoruz. Savunma sanayi sektöründeki firma sayısının 20 yılda 48 kat, proje sayısının 12 kat artmasının işte bu ekosisteme, işte bu iklime borçluyuz. Geldiğimiz noktada sadece gözetleme yapan insansız hava araçlarımızı Amerikan ürünlerinden 10 kat, İsrail ürünlerinden 5 kat daha ucuza mal ediyoruz. Bu gerçeklere rağmen bin bir yalan ardı ardına dizilerek Baykar'ın hedef alınmasının sebebi nedir biliyor musunuz; sebep Baykar'ın ürettiği araçlarla ülkemizin kazandığı zaferlerdir. Elde ettiği prestijdir. Sahip olduğu kazanımlardır" diye konuştu.


'Ah ettiğimiz nokta bunları adam yerine koymamızdır'


Partisini tescilli ajanlarla ve devlet sırlarını 3 kuruşa satan hainlerle dolduranları başka bir vasıfla sıfatlandırmanın ederinden fazlasını vermek olacağını belirten Erdoğan, "Biz onların iplerini ellerinde tutanlara bakıyoruz. Lafı da sahibini de milletimizin vicdanına havale etmek herhalde en doğrusu olacak. Ancak meselenin bu kadar basit olmadığına dair emareleri de gözden ırak tutmuyoruz. 6'lı masa adına birilerinin karanlık mahfillerde yürüttükleri pazarlıklarda, yönetime gelmeleri halinde tüm önemli projeleri durduracakları, yapılanları da yıkacakları; bu sözü de verdikleri anlaşılıyor. Bu ifadeleri bizzat söyleyen CHP’li, HDP’li tipleri de biliyoruz. Hatta hatta cezaevinden söyleyenleri de biliyoruz. Milletimiz bunlara iktidar yüzünü zaten göstermez. Ama böyle kirli bir pazarlığın içerisine girilebilmiş olması bile başlı başına bir faciadır. Bunları duyunca Gezi olaylarında karşımıza dikilip şimdi hepsi de milletimizin emrinde hizmetinde olan ülkenin büyük projelerini durdurma şartı koşanları hatırladık. Aynı şekilde ülkemizin büyük projelerini yürüten isimlerin ve firmaların olur olmaz nice bahanelerle yıllarca nasıl hedef alındığını hatırladık. Bunlar milletimizi tanımıyor. Bizim kendi adımıza 'ah' ettiğimiz husus ise bir dönem bunları adam yerine koyup görev vermemiş olmamızdır. Hatayı kabul etmek ve ders çıkarmak da bir erdemdir. Biz dersimizi çıkardık. Milletimizden de helallik diliyoruz" ifadelerini kullandı.


'Bay Kemal de sen de birbirinizin aynısınız'


Erdoğan, İYİ Parti lideri Meral Akşener'in partisinin grup toplantısında başörtüsüyle ilgili kendisine eleştirmesine ilişkin ise, "6'lı Masa'nın içinde iki isimden hanımefendi, bugünkü konuşmasında, bizim başörtüsü konusunu istismar ettiğimizden bahsediyor. Hanımefendi, Erdoğan'ın ve arkadaşlarının başörtüsü konusunda istismarcı olup olmayacağını benim milletim gayet iyi bilir. Dürüstsen, haysiyet sahibiysen, arkadaşlarım randevu talep etti, randevu vermediniz. Çünkü ikiniz de birbirinizin aynısısınız. Bay Kemal'in de senin de birbirinizden farkı yok. Sen Saraçhane'de verdiğin görüntü ile zaten hangi istikamete gittiğini ortaya koyuyorsun. Bu millet bu konudaki hassasiyetleri gayet iyi biliyor. AK Parti, Cumhur İttifakı olarak bu işin istismarını değil, tam manasıyla gerçeğini yapıyoruz. Kabul edersiniz etmezsiniz şu anda yola çıktık, milletimize de aile olayını, başörtüsü konusunu, hepsini anlatacağız. Grubumuzla bu konudaki onurumuz, her şeyimiz ortada. Bu konuda sizinle bu işin mukayesesini yapacak değiliz. Sizin birlikte yrüdükleriniz, bu ülkede başörtülü milletvekilini, 'Bu kadını Meclis'ten atın' diyecek kadar ileri giden sınırsız tiplerdi. Siz onlarla beraber yürüyorsunuz. Şimdi bu işin istismarıyla bizi yargılamak istiyorsun. Varsa bir projeniz, projenizi bize gönderirsiniz. Buna göre üzerinde çalışırız, adımı da atarız. Aile bizim kutsalımız. Güçlü aileler, güçlü fertlerden ortaya çıkar. Güçlü ailelerden de güçlü millet oluşur. Şimdi çok açık, net bir şey söylüyorum, siz ortağınızla birlikte malum LGBT'cilerle beraber yürüyebilirsiniz, onlarla beraber adım atabilirsiniz, bizim onlarla da işimiz yok. Çünkü aile kurumunu çok sağlam zemine oturtmanın adresi AK Parti, Cumhur İttifakı. Yola da böyle yürüyoruz, yürüyeceğiz" dedi.



#Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
#TBMM
#AK Parti