Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Elbette afet riski olan her yerde bu projeleri uygulayacağız ama nüfus yoğunluğu ve ekonomik sonuçları gibi hususlar sebebiyle İstanbul önceliklerimiz başında yer almak mecburiyetinde. Bugüne kadar 81 vilayetimizde yaptığımız 1 milyon 180 bin TOKİ konutuyla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Son depremlerden de bu konutlarımız alınlarının akıyla çıktı. 11 ilimizde yapacağımız 650 bin konutla şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak için gece gündüz çalışıyoruz. Bugüne kadar ülkenin dört bir yanında 3,3 konutun inşasını sağladık. 20 milyona yakın insanımızı güvenli yuvalara kavuşturduk. Hem mevcut projeleri hızlandırmakta hem de yeni projeleri olabilecek en kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız.
Örnek bir proje yürütülüyor. Ortalama olarak projenin 3'te 1'i tamamlandı. Projenin ilk etabında inşa ettiğimiz anahtarları teslim ediyoruz. Projenin ikinci ve üçüncü etaptaki dönüşüm çalışmalarını başlatıyoruz. Önümüzdeki yılın temmuz ayına kadar konutları sahiplerine teslim edeceğiz. Şimdi İstanbul'da acilen dönüştürmemiz gereken 1,5 milyon riskli konut var. İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakasında 500 bin konutluk uydu kentler planlıyoruz. Mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmesinin takipçisi olacağız.
Kentsel dönüşüm kredilerinin limitlerini 1 milyon 200 bin liraya çıkardık. Bayramın ilk günü kentsel dönüşüme ivme katacak yeni bir müjdeyi inşallah milletimizle paylaşacağız. Ne İstanbul ne de Türkiye göz göre göre gelen böyle bir tehdidin altında kalmayı hak etmiyor.
İstanbul'un en ihmal edilmiş bölgesini aldık en prestijli hale getirdik. Türkiye'yi de 21 yıl önce Fikirtepe'nin eski hali gibi aldık. 94 yılında İstanbul'u nasıl aldık hatırlayın, çöp, çukur, çamur. Buralar öyle değil miydi? Çöpten çukurdan çamurdan biz temizlemedik mi? İstanbul'un yönetiminde CHP vardı. CHP demek çöp demektir, susuzluk demektir. Ne yaptık 1 yılda tertemiz bir İstanbul meydana getirdik. 1 yılda susuzluğu giderdik ve İstanbul suyuna kavuştu.
Vesayetle mücadele ettik, emperyalistlere meydana okuduk. Cudi, Gabar'ı bütün bu teröristlerden biz temizledik. Bütün buradaki mağaraları delik deşik ettik. Gençler, şimdi Kandil'den meydan okuyorlar ne diyorlar Bay Bay Kemal'i destekleyeceğiz. Ben de diyorum ki 14 Mayıs'ta benim milletim Kandil'e prim vermeyecek.
Karşımızda 7'li bir ittifak oluşturdular. Aylar yıllar süren kavganın ardından karşımızda Bay Bay Kemal'i aday olarak çıkardılar. Ama bu Bay Bay Kemal her biri ayrı alemde yaşayan 7 cumhurbaşkanı yardımcısından habersiz adım atmayacakmış. Böyle devlet yönetimi olur mu? Bu nasıl bir anlayış. Bunlar bu devletimizi batırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Yol erkenken kararımızı vereceğiz ve sandıkları patlatacağız. PKK'sını FETÖ'sünü Londra tefecilerini saymıyorum bile. Bay Bay Kemal 300 milyar dolar getirecekmiş Londra'dan. Şimdi bu Frankestian koalisyonu 85 milyonluk Türkiye'yi yönetecekmiş. Ne yapacakmış küresel düzeyde siyasi, ekonomik, askeri iddialara sahip Türkiye'nin geleceğini inşa edecekmiş. Daha 7 kişi birbirini idare edemeyenler 85 milyonu nasıl yönetecek.
Biz TCG Anadolu'yu ordumuza teslim ettik. Bugün TCG Anadolu halkımızın ziyaretine açıldı. Bunu gerçekleştirmek de bize nasip oldu. Bir toplu iğneyi üretemeyen Türkiye'den artık savunma sanayinde bütün bunları üreten Türkiye'ye geldik.