Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran seçim kampanyasını İzmir’den başlattı. Dün sabah saatlerinde İstanbul’daki AK Parti Kadın Kolları 5. Olağan Kongresi’ne Başbakan Binali Yıldırım’la birlikte katılan Erdoğan, öğleden sonrayı ise İzmir’deki programlarına ayırdı. AK Parti İzmir 6. Olağan İl Kongresi için salonu dolduran coşkulu kalabalığa seslenen Erdoğan, buradaki konuşması sonrası Atatürk Stadyumu’na geçerek ilk seçim mitingine İzmir’de imza attı. Stadyumu dolduran onbinlerce partiliye hitabında Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisini başta FETÖ ve PKK-PYD olmak üzere terör örgütlerinin sözcüsü durumuna getirdiğini söyledi, 15 Temmuz’da Kılıçdaroğlu’nun bizzat darbecilerin yanında yeraldığını belirtti. “Daha önceleri ‘Darbe olursa tankın üzerine önce ben çıkarım’ diyen kişi, bu defa tankların korumasında havalimanından hareket ediyor. Şimdi bunları inkar ediyor. İstediğin kadar inkar et, tüm belgelerde, tüm televizyon kayıtlarında varsın. Yandın Kemal yandın. Sen darbe karşıtı değil darbecisin. Bay Kemal, biz ölümü korkutarak bu yolda yürüdük. CHP’yi FETÖ’nün saflarında bize yürürken bulduk” diyen Erdoğan, dünkü konuşmalarında özetle şu mesajları verdi:
“CHP artık bugün yargımızın terör örgütü olarak tescillediği FETÖ’nün ülkemizdeki borazanı haline dönüşmüştür. Sadece bununla kalmayan CHP, aynı zamanda PKK’dan PYD’ye kadar ülkemize ve milletimize kurşun sıkan ne kadar terör örgütü varsa hepsinin de sözcüsü durumundadır. İçerideki Soroslar, dışarıdaki Soroslar hepsi birleşmişler, sadece AK Parti’yi nasıl bitiririz. Bitiremeyeceksiniz, bölemeyeceksiniz. Allah’ın izniyle inandığımız bu yolda kararlılıkla yürüyoruz ve yürüyeceğiz. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devleti bu ülkede tanımayız. Yok paralel devletmiş, yok şu devletmiş, bu devletmiş... İşte o Pensilvanya’da, başka da onun yanına gitmek isteyenler varsa buyursun gitsinler. Biletlerini de alırız. Yeter ki gitsinler. Biz bize yeteriz. Biz birbirimize aşığız ve bizler birbirimize olan bu sevgiyle toprakları diri tuttuk, dik tuttuk, öyle de tutacağız.”
“Yaşanan dönemin önemi bazen çok sonraki zamanlarda anlaşılabiliyor. Mesela; 2007’deki anayasa değişikliğinin ülkemizi bugünlere getireceğini o zaman çok az kişi kavrayabilmişti. Aynı şekilde birilerinin hâlâ 24 Haziran’ın önemini anlayamadığını görüyorum. Eğer anlasalardı 18 Nisan’dan bugüne kadar geçen süreyi, saçmasapan, milletvekili transferleriyle, adaylık tartışmalarıyla, polemiklerle heba etmezlerdi. Ne yazık değil mi? Hale bakın. 15 tane milletvekilini kalkıyorsun, bir tane partiye, sözde bir partiye veriyorsun, neymiş grup kursunlar. Bu bir defa 15 tane milletvekiline saygısızlıktır. Onlara oy veren halkımıza da saygısızlıktır.”
“Birisi ‘Oradan sar bana 15 mebus’ diyor, öteki daha cümle bitmeden 15 milletvekilini paket yapıp gönderiyor. Sen genel başkan olabilirsin ama sen, o milletvekillerini pazarlayan bir insan olamazsın. Bu budur. Ve tarih bunu Güneş Motel’de yazmıştır, bir de şimdi Bay Kemal’le yazmıştır. Hani bu diktatör var ya, ikide bir bana diktatör diyor, diktatörün ta kendisi sensin. Hem de öyle bir diktatörsün ki insanların iradesine ipotek koyuyorsun. Baktım gözleri yaşlı vekiller var orada. Üzüldüm. Çünkü bu parlamentonun içinde böyle milletvekilleri olamaz. Ne yapsın garibim. Genel Başkanları emretti onlar da gözleri yaşlı olarak oraya gitti. Gitti de parlamentoda o sözde, yeni adım atan partinin sıralarına oturmadılar. Böyle bir demokrasi olur mu?”
İstanbul’un en büyük projesinin Kanal İstanbul olacağını kaydeden Erdoğan, “Bu bir dünya projesi. Yani bir yerde Süveyş olabilir, bir yerde Panama olabilir ama burada da Kanal İstanbul. Bununla dünyaya mesajımızı vereceğiz. Yeni dönemde ilk işlerimizden biri Kanal İstanbul’un inşasını başlatmak olacaktır” vurgusu yaptı. Belediye başkanlığı döneminde İstanbul’u susuzluktan kurtardıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, CHP’li dönemleri ise şu sözlerle hatırlattı: “CHP, susuzluk demektir. O zaman İstanbul’da CHP iktidarı vardı. Onlar bizi susuz bıraktılar. Ümraniye’de çöplük patladı, 39 vatandaşım benim Ümraniye’de öldü. CHP, çöplük demektir. Biz oraları şimdi pırıl pırıl yaptık. Oralarda spor tesislerini kurduk ama bunlar asla bunları yapamadı. CHP demek hava kirliliği demektir. Yine o dönemde gazeteler maske dağıtıyordu, hava kirliliğinden dolayı, unutmayalım bunları.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İstanbul Kadın Kolları 5. Olağan Kongresi’ndeki konuşmasında, İstanbul’da 16 Nisan 2017 Halkoylaması’nda alınan sonucu yeterli görmediğini belirtti, 24 Haziran seçimleri için daha yüksek oranda destek istedi. İstanbul’un yaklaşık 9,5 milyonluk seçmeniyle 24 Haziran’ın belirleyicisi olacağının altını çizen Erdoğan, 2017’deki referandumda ‘evet’ diyen 4,5 milyonun 24 Haziran’da en az 6 milyon olması gerektiğini şu sözlerle ifade etti: “Yeni sistemde 600’e çıkan milletvekillerimizin 98 tanesini tek başına İstanbul seçiyor. İstanbul ne derse Türkiye onu der. Bilindiği gibi 2017 halk oylamasında İstanbul’da yaklaşık 4,5 milyon oyla yüzde 48,6 düzeyinde bir ‘evet’ oranına ulaşmıştık. O zaman açık söyleyeyim üzüntülüydüm çünkü biz yüzde 48,6 ile sandıklardan çıkmamalıydık. AK Parti için İstanbul’un çıtası çok daha yüksektir. Aksi takdirde Türkiye genelinde hedeflediğimiz düzeye çıkamayız. İyi bir çalışmayla buradaki oyumuzun üzerine 1-1,5 milyon çok rahat koyabileceğimize ben inanıyorum. Unutmayınız, İstanbul sadece İstanbul değildir. İstanbul Türkiye’dir, İstanbul dünyadır.”
Erdoğan, sahneye davet ettiği sanatçı İbrahim Tatlıses’ten, Afrin’deki Zeytin Dalı Harekâtı’na katılan Mehmetçikler için daha önce söylettiği ‘Yaylalar’ türküsünü yine seslendirmesini istedi. Türküyü “Münbiç’i dolaş da gel” diyerek söyleyen Tatlıses’e onbinlerce İzmirli ‘yaylalar’ nakaratıyla eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyaca ünlü bilim adamı ve Nobel Kimya Ödülü Sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar’ı kabul etti. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İstanbul Kadın Kolları 5. Olağan Kongresi’nin ardından partisinin İzmir’deki programlarına katılmak üzere Atatürk Havalimanı’na gelen Erdoğan, KKTC’den İstanbul aktarmalı ABD’ye gitmek üzere burada bekleyen Sancar’la Devlet Konukevi’nde görüştü. Kabul, basına kapalı gerçekleşti.