AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Yeni Şafak Ankara Haber Müdürü Fazlı Şahan ve muhabir Osman Özgan’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “sözde” ifadesini kullanmasına tepki gösteren Kurtulmuş, “Başörtülü yargıç”, “Erken seçim olsaydı darbe olmazdı” ve “Erdoğan’dan kurtulmak için felaketler olması gerekir” söylemleri üzerinden başlayan tartışmalara dikkat çekti.
Bunların hiçbirisinin tesadüf olmadığını söyleyen Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Tam bunlar yapılırken, Türkiye’nin ikinci partisinin başkanı kalkıyor Cumhurbaşkanına ‘sözde cumhurbaşkanı’ diyerek çok ciddi şekilde hakaret ediyor. Bütün bunların hepsi şüphesiz gündemi değiştirmek için yapılan şeylerdir ama daha önemlisi Türkiye’nin bu önlenemez yükselişinin akamete uğratılması, bu alanlarda başarıların ortaya çıkmaması için ortaya konulmuş çabalardır diye düşünüyorum.”
FETÖ’nün siyasi hayatı dizayn etmek için gerçekleştirdiği kaset operasyonuyla ilgili de konuşan Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Mahkemede devam eden süreç sonunda bunu ortaya koyacak ama Türkiye’de herkesin bildiği bir gerçek var. Eğer bu kaset operasyonu yapılmamış olsaydı Sayın Baykal CHP’deki görevini bırakmayacaktı. Dolayısıyla bir baskı unsuru olarak, bir tehdit, bir şantaj unsuru olarak kasetlerin kullanıldığı çok aşikardır.”
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun da bu operasyonlar sonucu partinin genel başkanı olduğu ortada. FETÖ böyle bir değişiklik istemiş midir? Öyle görünüyor ki evet. Siyasi bir dizayn çabası olduğu görünüyor. CHP’nin de o süreçten sonra eski klasik CHP’nin duruşundan, yol alışından farklı istikametlerde zaman zaman yol aldığını görüyoruz. Zaten cümle alem sayın Kılıçdaroğlu’nun nasıl genel başkan olduğunu biliyor. Eğer o operasyon olmasaydı bugün herhalde başka CHP’den bahsediyor olurduk.”
Kurtulmuş, hukuki, siyasi ve ekonomik yeni reform çalışmalarında sona gelindiğini bildirdi. Kurtulmuş, sürece ilişkin de şu bilgileri aktardı: “Bakanlıklarımız tamamlayacaklar, ardından partimizde müzakere süreci olacak. Cumhur İttifakı’nın bir bileşeni olarak MHP ile fikir alışverişinde bulunulacak. Parlamentoda yeri gelirse diğer partilerle de bu konularda müzakereler yapılır. Yapılacak reformların parlamentodan ortak bir konsensüs ile çıkarılması arzumuzdur.”
Dış politikayla ilgili de değerlendirmeler yapan Kurtulmuş şunları söyledi: “Dış politikada yeni bir döneme girdik. Bu dönemin temel özelliklerinden birisi Türkiye, bağımsız bir devlet, egemen bir millet olarak bütün ülkelerle her konuda eşit müzakereye açıktır. ABD ile de AB ile de olan ilişkilerimizdeki gerginliklerin sebebi Türkiye değildir. Ancak biz ABD ile de AB ile de diğer ülkelerle de eşit ve egemen uluslar olarak ya da kurumlar olarak müzakereye, sorunların ortadan kaldırılmasına gayret sarf etmeye hazırız.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde bazı siyasi parti temsilcileriyle görüşmelerini değerlendiren Kurtulmuş, ittifakların önümüzdeki dönemde Türkiye siyasetine yön vereceğinin aşikar olduğunu belirtti. Kurtulmuş, teröre karşı mücadelede, Türkiye’nin uluslararası sorunlarında ve milli meselelerinde ortak hareket edebilme gibi konularda ittifakın genişlemesinin, ittifaka bu anlamda katılabilecek siyasi partilerin olmasının yararlı olacağı kanaatinde olduğunu aktardı.
Kurtulmuş, “Ancak sayın Cumhurbaşkanımız’ın yaptığı bu görüşmeler ‘Bir ittifak olsun, yeni partiler de bu ittifaka katılsın’ şeklinde değil, önce bu temel fikirler üzerinde Türkiye’nin temel meseleleri üzerinde bir ortak fikrin oluşmasını sağlamaya dönüktür. Zaten hiçbir ittifak masa başında sağlanmaz. Şu anda zaten Millet İttifakı’nın en önemli sıkıntılarından birisi, temel meselelerde uzlaşamamış olan partilerin sadece bir karşıtlık üzerinden, Erdoğan karşıtlığı, AK Parti karşıtlığı üzerinden bir arada bulunuyor olmasıdır. Zaman zaman da orada ittifak içerisinde birtakım huzursuzlukların, anlaşmazlıkların çıktığını görüyoruz. Cumhur İttifakı’nda ana çerçeve bellidir. Bu çerçevenin kuvvetlendirilmesi için gayret sarf ediyoruz” diye konuştu.
“Millet İttifakı dağılıyor” söylemlerini ise Kurtulmuş, “Mesela CHP’nin Kemalist çekirdek seçmeninin, ayrılıkçı bir siyasi hareketi desteleyen HDP ile iş birliğinin devam etmesinden ne derece memnun olup olmadığı sorgulanacak bir konudur. Yine aynı şekilde İYİ Parti’nin, kendini milliyetçi olarak tanımlayan seçmeninin HDP-PKK ilişkilerinden ne kadar rahatsız olduğu ortadadır. Dünya görüşü itibariyle, siyasal kanaat itibariyle, ideoloji itibariyle birbirlerinden farklı olan kanatların bir araya gelip ‘Recep Tayyip Erdoğan’ı indirelim de nasıl indirirsek indiririz’ şeklinde buluşmasının siyasi bir sonucunun olmayacağını görüyoruz” şeklinde değerlendirdi.