Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Dezenformasyon Bülteni'nin 90. sayısını yayımladı.
Bültende son dönemde gündemi meşgul eden bir çok iddiaya cevap verildi.
Muhalif medya tarafından girişilen algı operasyonlarına verilen cevapların ilki ise “Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi restorasyonunun 50 yıl süreceği, bu sürede ibadet ve ziyarete kapalı olacağı” iddiası oldu.
Söz konusu iddianın doğu olmadığı belirtilen bültende, "Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ni gelecek nesillere aynı görkemi ile bırakmak için restorasyon çalışmalarına başlamıştır. 2 etapta yürütülecek çalışmaların 1’inci etabının Ocak 2024’te tamamlanması planlanmaktadır. 2’nci etap çalışmaların ise 3 yıl sürmesi öngörülmüştür. Bu süreçte Ayasofya ibadet ve ziyarete açık olacaktır." denildi.
İkinci etapta yapılması planlanan bakım ve onarım çalışmalarına ilişkin verilen bilgilendirmede de yaklaşık 15 asırlık Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin, minareleri dahil bütün binanın statik ve depremle alakalı performans analizlerinin uzman mühendisler danışmanlığında yapılacağı belirtildi.
Bu analizlerin sonuçlarına göre de binanın minareler dahil deprem güvenliği açısından durumu belirlenerek gerekli güçlendirme çalışmaları yapılacağı kaydedildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan restorasyon çalışmalarının, oluşturulan İdari Kurul ve Bilim Kurulu kararları doğrultusunda titizlikle yürütüldüğü aktarıldı.
Ayrıca bültende Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ndeki çalışmaların ilk aşamasında caminin dış cephelerinde Kurul onaylı restorasyon projeleri doğrultusunda tüm beton harçlar temizlendikten sonra bu cephelerde yeniden üç boyutlu tarama ile belgeleme yapılacağı da bilgisine de yer verildi.
Bültende, bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, Zonguldak'taki TTK Armutçuk Müessesesi maden ocağında meydana gelen göçükle ilgili "patlama" iddiası yalanlandı.
Zonguldak'ın Ereğli ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu Armutçuk Müessesesi maden ocağındaki göçüğün nedeninin patlama değil tavan çökmesi olduğu bildirilen bültende, asılsız iddialara itibar edilmemesi istendi.
Öte yandan, bazı sosyal medya hesaplarından "Amasya İl Göç İdaresi yetkilileri, Suriyeli sığınmacıları evlerinde ziyaret ederek çocuklara kırtasiye malzemeleri hediye etti" iddiasıyla yayımlanan haberlerdeki fotoğrafın doğru olmadığı kaydedildi.
Bültende, söz konusu fotoğrafın, halihazırda Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın'ın Zeytinburnu Belediye Başkanı'yken 2016'daki ev ziyareti sırasında çekildiği doğrulandı.
Ayrıca, bazı sosyal medya hesaplarında yer alan "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın valilik genelgeleriyle ilgili açıklama yaptığı" iddiasının dezenformasyon içerdiği belirtilerek, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın böyle bir açıklaması bulunmamaktadır. Bahse konu açıklama tamamen uydurmadır." ifadelerine yer verildi.
Bültende, bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, "Şanlıurfa'da Neolitik arkeolojik sit alanı olan Göbeklitepe'nin zeminine beton döküldü" iddiasının da doğru olmadığı vurgulandı.
Bu iddiaya ilişkin bültende şunlar kaydedildi:
"UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'de deprem riski nedeniyle koruma çalışmaları devam etmektedir. Bilimin ışığında yürütülen bu çalışmalar kapsamında beton değil orijinal duvar ve zemin dokusuna uygun harç kullanılmıştır. Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul da Göbeklitepe'ye beton dökülmesinin söz konusu olmadığını, kriterlere aykırı bir uygulamanın yapılmayacağını ifade etmiştir. Göbeklitepe'de dünya standartları kriterlerine uygun ve testlerden sonra zamana en dayanıklı olan harç tercih edilmiştir."
Bültende, İtalyan Ferrero firmasının Avustralya'daki fındık bahçesinin Türk fındığına darbe vuracağı yönündeki iddiaların da manipülasyon içerdiği duyuruldu.
Ferrero şirketinin Avustralya’daki fındık bahçesinden 2020’de rekolte beklentisini 5 bin ton olarak duyurduğu hatırlatılarak, Türkiye'nin 2022'de 765 bin tonla dünyanın en çok fındık üreten ülkesi olduğu vurgulandı.
Bültende, "Dolayısıyla iddiaya konu fındık bahçesinin Türkiye’deki fındık üretim ve piyasasını etkilemesi düşünülemez. Fındığın çikolata sektöründeki aroma özelliğinin önemi değerlendirildiğinde, Avustralya’da üretilen fındığın Türk fındığının lezzetini yakalayamayacağı da değerlendirilmektedir." ifadelerine yer verildi.