Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Lüksemburg Dışişleri Bakanı ile ortak açıklama yaptı.
Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Bugün teröre karşı Fransa, Belçika ve terörden etkilenen ülkelerin yasa değişiklikleri, yine OHAL gibi aldığı tedbirlere karşı diğer Lüksemburg dahil ‘dayanışma’ adı altında, ses çıkartmaması ve destek vermesi; Türkiye’ye gelirken bile tereddüt eden ülkelerin Türkiye’ye ders vermeye çalışmasını ülke ve millet olarak kabul edemeyiz. Burada samimiyet bekliyoruz. Bunları reddettiğimizi söylemek isteriz.
Suriye'de tek taraflı müdahaleye karşıyız diyorsunuz. O zaman gelin birlikte mücadele edelim. Karşımızdaki terör örgütüyle ikili anlaşmaya göre mi hareket edeceğiz?
Siz diyorsunuz ki “Suriye’nin bağımsızlığını istiyoruz” Fakat bu terör örgütü şu anda Suriye topraklarının yüzde 33’ünü, neredeyse üçte birini işgal ediyor. Bölmek için. Ona karşı niye ses çıkaramıyorsunuz? DEAŞ’a karşı olduğunuzu söylüyorsunuz da diğerlerine karşı olduğunu söylemiyorsunuz. Bu da Avrupalıların güvenilirliğini zedeliyor.
Stratejik ortaklar Twitter, sosyal medya üzerinden konuşmaz.
30 km gibi bir güvenli bölgenin, bununla ilgili ABD’den bir teklif gelmedi ama bu ABD’nin de fikri değil. Bu, Cumhurbaşkanımızın tüm Avrupalılara teklifidir, Ruslar da dahil. Her görüşmede gündeme getirdik. Obama yönetimi bunu gerçekçi bulmuyordu. Bahanelerle bu fikrimizi desteklemediler. Şimdi Türkiye’nin kararlılığını gördükten sonra bu fikri ortaya attılar.
Bizim derdimiz nedir? Suriye’yi bölmek isteyen terör örgütü var. Biz bu terör örgütünü hedef alıyoruz. Özellikle cumhurbaşkanımızın defalarca Trump’a, Kürtlerle, YPG hatta SDG… Biz Kürtlerin düşmanı değiliz, Kürtleri en çok savunan ülke biz olmuşuzdur. Kürt kardeşlerimizin haklarını her zaman savunmaya devam edeceğiz.
Biz ne olursa olsun, zorluklar ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti olarak bertaraf etmek için ne gerekiyorsa onu yaparız. Bir tarafta ekonomik zorluklar, diğer taraftan terör tehdidi. Bu millet der ki, ben aç kalırım, Çanakkale’de Kurtuluş Savaşı’nda olduğum gibi boyun eğmem der ve bu millet devlet olarak ne gerekiyorsa biz onu yaparız. Baskı altında Trump’ın açıklamalarını ve kullandığı dili doğru bulmuyoruz.
İdlib bir terör yuvası olduysa o bölgede yaşayan Suriye halkı da değildir, Türkiye de değildir. sorumlusu rejimdir ve rejimi destekleyen ülkelerdir. O teröristiler İdlib bölgesine kim gönderdi? Bunlar gönderdi. Rejim ve destekçileri gönderdi. Hatta Dara’dan o teröristleri İdlib’e bıraktılar. Amaçları da belliydi. Bu teröristlerin burada durmasını bahane ederek buraya saldırmak… Ve rejim de saldırdı. Ama İdlib muhtırasını Rusya ile imzaladık. Radikal gruplar, teröristler bundan rahatsızlar.
Fakat başından beri siyasi sürece inanmayan rejim de ihlallerini yer yer devam ettiriyor.
Yabancı terörist savaşçılar… NATO’da ben bu konuyu gündeme getirdim, tüm dışişleri bakanları güldüler. Ne yapacağız? Bunlar sizin vatandaşlarınız. Türkiye ihlallerin önlenmesi ve İdlib muhtırasının devamı ve uygulanması konusunda elinden geleni yapıyor.
Her şeyden önce telefon görüşmesi niye olmasın? Ben de Pompeo ile değerlendireceğiz. Onlar aradığı zaman biz hemen cevap veriyoruz. Biz aradığımız zaman karşı tarafta olumlu cevap geliyor. Bu diyalog varken neden Twitter üzerinden açıklama yapıldı? Sadece liderler ve bakanlar düzeyinde değil, ortak çalışma gruplarımızın toplantıları yapılıyor. Keza Patriot ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Aynı şekilde FBI’ın FETÖ soruşturması konusunda heyet gelmişti.
Bir tanesi Suriye üzerineydi. Tillerson Münbiç yol haritasını onaylamadan önce komisyonları kurduk. İkincisi konsolosluk meseleleriyle ilgili, üçüncüsü de PKK ile mücadeleyle ilgili çalışma grubu. Amerikan tarafı 5 Şubat’ta toplantıyı gerçekleştirmek istediler. Arkadaşlarımız da gidiyor. Sedat Önal’ın başkanlığında bizim heyetimiz gidecek. Zaten 6 Şubat’ta da DEAŞ’a karşı mücadele koalisyonunun toplantısı var.
Dostlar alışverişte görsün toplantıları. Herkes dağılıp gidiyor, iş yine bize kalıyor. Hiçbir ülke göğüs göğüse çarpışmamıştır, Türkiye’den başka. Eğer bu kadar çok seviyorsanız YPG’lileri PKK’lıları zaten ülkelerinizde var, alır götürürsünüz.