CHP’li tek parti döneminin Ayasofya gibi müzeye çevirdiği camilerden biri de İstanbul’un simgelerinden olan ve tarihi Sultan Abdulmecid’e dayanan Bezmialem Valide Sultan Camii ya da kamuoyunun bildiği adıyla Dolmabahçe Camii. 1855’te bir cuma töreniyle ibadete açılan Dolmabahçe Camii, yaklaşık yüz yıl sonra ibadethaneden müzeye dönüştürüldü.
Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nun onayı ile vize verdiği 27 Eylül 1947 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla tarihi cami asıl işlevinden kopartıldı. Caminin, Deniz Müzesi’ne çevrilmesini öngören Bakanlar Kurulu kararında “Dolmabahçe Camii ile civarındaki Saray Kayıkhanesi’nin (Hamlacılar havuzu) bakım onarım giderleri devlet bütçesinden ödenmek şartıyla, müze olarak kullanılmak üzere, Milli Savunma Bakanlığı’na tahsis ediliyor” dendi. 14 yıl boyunca müze olarak kapılarını cemaat yerine ziyaretçilere açan Dolmabahçe Camii, 1960 cuntacılarının uygulamalarından da nasibini aldı.
Demokrat Parti’ye karşı tertiplenen 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında askeri yönetim tarafından cami, müzelikten çıkartılarak Yassıada İrtibat Kurulu’na devredildi. Kurul, müzenin derhal boşaltılmasını istedi. 1962’de müzelik materyaller ibadet alanı dışına konulsa da cami ibadete açılmadı. İlerleyen dönemde darbe yönetiminin yerini sivillere bırakması ile birlikte Dolmabahçe Camii için normalleşme adımları atıldı.