Teröristbaşı Fetullah Gülen, hem yeni örgüt üyeleri kazanmak, hem de söylediklerinin etkisini artırıp üyelerin örgüte bağlılığını güçlendirmek için sık sık uydurulmuş rüyalara başvurdu. Örgütün rotası hep rüyalarla çizildi, örgüt elebaşı Fetullah Gülen, neredeyse her gün rüyasında peygamberleri gördüğünü
iddia etti.
Teröristbaşı, rüya istismarında Peygamber Efendimizi kullanmaktan da geri durmadı. Rüyasında en çok Peygamber Efendimizi gördüğünü iddia etti, istedikleri yapılsın diye kendi grubuna bunları anlatıp durdu. Hatta bazı zamanlar rüya seansları düzenlendi. Görülen her rüya kendi planlamalarına uygun hale getirildi.
Rüyalar da örgütün değişimine ve dönemsel stratejilere paralel olarak değişti. Örgütün dışa kapalı olduğu dönemde gizliliği ve sadakati önceleyen rüyalar anlatıldı. Örgütün tanınırlığı artınca, sahabe döneminde fethedilen yerlerin anlatıldığı motive edici rüyalara geçildi. 15 Temmuz’dan sonra ise peygamberlikleri döneminde büyük çileler çeken Hz. Yusuf ve Hz. Musa ile ilgili rüyalar uyduruldu. Bu yolla cezaevlerindeki FETÖ’cülerin dayanaklılığı arttırılmak istendi. Aynı dönemde örgüt üyeleri itirafçı olmasın diye de sık sık peygamber rüyalarına başvuruldu.
Sadece ABD’deki elebaşları değil, cezaevindeki örgüt üyeleri de sık sık rüyalara sığındı. 2016 yılından bu yana her bahar mevsimi öncesinde sözde cezaevinden çıkışa delalet eden rüyalar görüldü.
Örneğin Fetullah Gülen’in uzun süredir yanında bulunan doktorlarından Kudret Ünal, Silivri Cezaevi’nde yatan bir kişinin rüyasını örgüt üyeleri ile paylaşmıştı. Ünal, Hz. Peygamber’in her gece koğuşları ziyaret ettiğini öne sürmüş ve mealen şu ifadeleri kullanmıştı:
“Silivri’de peygamber rüyaları çok görülür, onu görenler kendi aralarında bir karar almışlar; ‘Artık rüyayı kimseye anlatmayalım. Kimse inanmıyor’ diye. Peygamber 3 kez aynı kişinin rüyasına giriyor ve üçüncüsünde bu rüyayı neden paylaşmadığını soruyor. Rüya sahibi de ‘Bunlara kimse inanmıyor’ diye yanıt veriyor rüyasında. Son olarak avucuna kum bırakan Peygamber Efendimiz, ‘Hadi buna da inanmasınlar’ diye, rüyadan ayrılıyor. Sabah uyandığında bir bakıyor ki, elinde kum var.”
Örgütte tam bir ezoterizm yani asıl gerçeklerin yalnızca onu anlayacak derinlikte kişiler tarafından anlaşılacağı düşüncesi hâkimdir. O derin kişi de Fetullah Gülen’in ta kendisidir, olay ve olguların ardındaki gizli sırları Gülen bilir. Bu düşünceyi pekiştirmek için de Kur’an-ı Kerim’de geçen Hz. Musa ile Hz. Hızır Aleyhisselam’ın yolculuğu sık sık vurgulanır. Ayrıca örgüt içinde Gülen’i insanüstü göstermek için ona ‘keramet’ sayılabilecek eylemler atfedilir. Gülen’in Hz. Peygamber’le birlikte evleri ziyaret ettiği yalanı sıkça dillendirilir. Bunun için örgüt evlerinde namaz sırasında Gülen için ayrı bir seccade serilir. Örgüt üyelerinin ‘ev ziyaretleri’ kerametine inanmasını sağlamak için her yola başvurulur. Sözde ağabey ve ablaların terliklere gül suyu döktüğü, ev kokunca da ‘Hoca Efendi ziyarete geldi’ dedikleri bile bilinir.