İtirafçı subaylardan G.V, emniyetteki ifadesinde örgütle ortaokul yıllarında tanıştığını söyledi. Ortaokul son sınıfta kendisiyle ilgilenen örgüt abisinin "Askeri okula gitmek ister misin?" sorusuna olumlu cevap vermesiyle askeri okula gitme sürecinin başladığını belirten G.V, bu kararının ardından daha çok ders çalıştırıldığını ve kampa alındığını vurguladı.
Hafta içi ailesinin yanında, hafta sonunda ise örgüt evinde kaldığını, burada farklı testler çözdüğünü ve bu testlerin dışarıya çıkarılmasının yasak olduğunu anlatan G.V, örgüt üyelerinin telkiniyle askeri okula gitme istediğini arkadaş ve akrabalarından gizlediğini dile getirdi.
Askeri okulu kazanmasının ardından FETÖ ile ilgili hiçbir şey konuşulmaması konusunda uyarıldığını, gizliliğe çok önem verildiğini aktaran G.V, "mahrem imam"ın kendisine "Kız arkadaşın varmış, senin kız arkadaşın olmayacak. Kızlardan uzak duracaksın, evleneceğin zamanda biz sana kimi diyorsak onunla evleneceksin." dediğini aktardı.
Askeri okulda eğitim gördüğü yıllarda "mahrem abiler" ile cep telefonuyla iletişime geçemediklerini, ankesörlü telefonlardan çok kısa görüşme ve şifreli cümleler kurarak temasa geçtiklerini anlatan G.V, şöyle devam etti:
"Abiler, eve kendi aralarında 'emniyet' derlerdi. Mesela beni eve çağırdıklarında 'emniyete gel' diyorlardı. Bu evin kod adı 'emniyet'ti. Erkan kod, dışarıda bir mevki verirdi ve o mevkide göz teması ile buluşur, gittiği yere peşinden giderdim. 'Neden böyle yapıyoruz?' diye sorduğumda 'Bizi yan yana kimse görmesin' veya 'Bir güvenlik kamerasına takılmayalım. İrtibatımızı kimse bilmemeli' derdi. Telefonları da sadece ankesörlü telefondan arardı. Kendi telefon numarasını hiçbir zaman bana vermedi. Bunları da tedbir olarak yaptığını söylerdi."
İtirafçı subaylardan Ş.B, TSK'da görev yaptığı illerde FETÖ'nün mahrem hizmetler sınıfında farklı abilerle görüştüğünü, bu görüşmelerin örgütün gizlilik ilkesine göre gerçekleştiğini kaydetti.
Ş.B, "Benden sorumlu 'Emre' kod adlı mahrem imam, ankesörlü bir telefondan arayarak görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda 'halı saha maçı var, hafta sonu gel' veya 'halı saha maçı iptal oldu' gibi şifreli konuşmalar yapardı. Bu konuşmalarda kesinlikle isim geçmemesi ve 'abi' kelimesinin de kullanılmaması gerektiği söylenirdi." beyanında bulundu.
Diğer itirafçı subaylardan U.K. ise kendileriyle ilginin ve fen bilgisi öğretmeni olarak tanıdığı "Talha' kod adlı "mahrem imam"la şifreli görüşmeler yaptıklarını belirterek, "Bizi ankesörlü telefondan aradığında şifreli olarak konuşurdu. 'Kanka, bu hafta sonu halı saha maçı var.' veya 'bu hafta sonu çay içelim' tarzı cümlelerle bizimle buluşmak istediğini anlatmaya çalışırdı." dedi.