Fransa'da yaşayan Zekeriya Kılınç'ın 30 Mart günü iş yerinde kalbi durdu. Ambulansla hastaneye kaldırılan Kılınç, yoğun bakım servisine alınarak yaşam destek ünitesine bağlandı. Doktorlar, Kılınç'ın beyin ölümünün gerçekleştiğini, bu nedenle solunum cihazından ayrılması gerektiğini belirtip, aileden imza istedi.
Kılınç'ın eşi Yasemin ile ağabeyi İlyas Kılınç da Türk Konsolosluğu ile iletişime geçti. Konsolosluk yetkilileri, Zekeriya Kılınç’ın yoğun bakımda hareket ettiği görüntüler ile filmlerini Türk doktorlara gösterdi.
Görüntüleri izleyen Türk doktorlar, Zekeriya Kılınç’ın beyin ölümünün gerçekleşmediğini ve normale dönme umudu olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Kılınç'ın Türkiye’ye getirilmesi için harekete geçildi.
Uluslararası bir imza platformunda, kardeşinin Türkiye’de tedavi altına alınması için kampanya başlatan İlyas Kılınç, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, “30 Mart tarihinde kardeşim Fransa'da kalp durması sonrası devlet hastanesine kaldırıldı. Fransız doktorlar artık bir müdahale olmadığını söylemişler. Başkonsolosluğumuz bu durumu duyunca tetkikleri bir Türk doktora göstermiş. Türk doktor bu hastanın beyin ölümü gerçekleşmemiş demiş. Buna istinaden Türkiye Sağlık Bakanlığı'na e-mail attı. Ambulans uçak talebinde bulunmak için yetkililerden yardım rica ediyorum” dedi.
Türkiye'nin Fransa Başkonsolosluğu, Sağlık Bakanlığı ile irtibata geçti. İki ülkenin, koronavirüs tedbirleri kapsamında hava sahasının kapalı olmasına rağmen Fransa'ya ambulans uçak gönderildi. Ambulans uçak, Perşembe günü Zekeriya Kılınç'ı Fransa'dan alıp, Konya'ya getirdi.
Kardeşine Fransa'da yapılan koronavirüs testinin negatif çıktığını belirten İlyas Kılınç, "Bilmediğimiz bir nedenden kardeşimin kalbi durdu. Hastanede yaşam destek ünitesine bağlandı. Koronavirüs olduğundan şüphelenmişler. Fakat yapılan testin sonucu negatif çıkmış. Kardeşim yoğun bakımda az da olsa hareket etmiş, bazı şeylere tepki vermiş. Fransız doktorlar kardeşimin fişinin çekilme durumu olduğunu söylemiş. Sağ olsun Türk Konsolosluğumuz yapılan tetkikleri başka bir doktora göstermiş. O doktorda kardeşimin beyin ölümünün gerçekleşmediğini, hayatta kalma ihtimalinin olduğunu söylemiş. Bu doktorun görüşü üzerine Konsolosluğumuz kardeşimi Türkiye'ye getirmek için gerekli yerlerle görüşüp, ayarlamalarda bulundu" dedi.