İstanbul’da başlayıp tüm Türkiye’ye yayılan Gezi eylemlerinin Ankara ayağına açılan davada, terör örgütlerinin eylemleri “kalkışma” haline getirmeyi amaçladığı vurgulandı. Ankara’daki Gezi eylemleri nedeniyle 26 sanık hakkında 2016 yılında dava açılmıştı. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 2020’de esasa ilişkin mütalaasını veren savcı, sanıkların “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “terör örgütünün propagandasını yapma”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “devletin egemenlik alametlerini alenen aşağılama” ve “mala zarar verme” suçlarından cezalandırılması talep edilmişti. Ayrıca 1 sanığa “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan hapis istenirken, diğer 25 sanığın bu suç yönünden beraatı istenmişti.
Mütalaada, Gezi Parkı eylem sürecini fırsat bilen 9 terör örgütünün ve bu örgütlerin açık alan yapılanmalarının eylemlere etkin bir şekilde katılımda bulunduğu, yaptıkları yönlendirmelerle eylemleri bir “kalkışma” haline getirmeye çalıştıklarının anlaşıldığı vurgulandı.
Savcı, mütalaasında eylemlerle ilgili şu tespitlere yer verdi:
- PKK/KCK, DHKP/C, TKP/ML-TİKKO ve MLKP gibi silahlı terör örgütleri ile marjinal gruplar, Gezi Parkı’nın bir kısmına yapılması planlanan Taksim Kışlası’nı engelleme bahanesiyle başlatılan ve günlerce devam eden eylemleri kendi propaganda platformuna dönüştürdü.
- Çeşitli sol terör örgütleri tarafından çok sayıda kanuna aykırı gösteri düzenlendi, göstericilerin uyguladıkları şiddetten dolayı çok sayıda kamu görevlisi ve sivil şahıs yaralandı.
- Gerçekleştirilen eylemler sonucunda insanların hayat, seyahat, ulaşım, sağlık gibi kişisel hakları engellendi, kamu düzeni ve güvenliği tehdit edilir hale geldi.