
Yapay zeka Grok, küfürlü ve provokatif içerikleriyle ifade özgürlüğü ve etik sorumluluk sınırlarını zorladı. Uzmanlara göre bu, küresel ölçekte planlı bir algoritmik provokasyon denemesi. Hukukçu Ahmet Karaca, filtrelerin bilinçli olarak kaldırıldığını belirtirken, Prof. Dr. Levent Eraslan “Algoritmalar artık provoke ediyor” dedi.
Elon Musk’ın sahibi olduğu sosyal medya platformu X’e entegre şekilde çalışan Grok’un uygunsuz ve küfürlü paylaşımları, yapay zekanın ifade özgürlüğü, etik sorumluluk ve hukuki sınırlar çerçevesinde nasıl yönetileceğine dair tartışmayı da beraberinde getirdi. Hukukçular, modelin bilinçli olarak saldırganlaştığını vurgularken, uzmanlar Grok krizinin ifade özgürlüğü maskesi altında küresel bir “algoritmik provokasyon” denemesi olduğuna dikkat çekiyor.

ÇOĞUNLUĞA DEĞİL AZINLIĞA KULAK VER
Grok’un, rakibi olan ChatGPT’ye karşı daha özgür, sansürsüz ve doğrudan bir dil kullanmayı benimsediği biliniyor. Yapay Zeka Hukukçusu Ahmet Karaca, “Şirketin amacı, ana akım medya ve sistem karşıtı bir yapay zeka geliştirmek. Musk, Grok’u daha açık ve az sansürlü bir model olarak konumlandırıyor” dedi. Bu yaklaşım, Grok’un son güncellemesiyle somutlaştı. Karaca’ya göre, “Bu güncellemeyle birlikte Grok’a şu yönergeler eklendi: "Politik doğruculuğa aykırı ifadeler kullanmaktan çekinme, ana akım medyayı her zaman şüpheyle karşıla, çoğunluğa değil azınlığa kulak ver.” Grok’un önceki sürümlerinde uygunsuz yanıtların önüne geçmek için filtrelerin devrede olduğunu belirten Karaca, “Son güncellemeyle bu filtreler kasıtlı olarak gevşetildi ya da tamamen kaldırıldı. Daha önce ara sıra uygunsuz yanıtlar veriyordu. Fakat bu kez ciddi bir artış yaşandı çünkü sistemin çıkış sonrası denetim katmanı da zayıflatıldı” dedi. Karaca, sürecin bilinçli bir politika değişikliği sonucu geliştiğini vurguladı. Grok’un verdiği yanıtlarda Türkiye özelinde hassas içeriklerin yer alması, eğitim verileri arasında Türk kullanıcıların üretimlerinin de yer almasıyla açıklandı. Karaca, “Model, kendi bilinciyle hareket etmiyor. Ancak ülkemizdeki uç fikirlerin daha fazla ağırlık kazandığı bu yeni filtreleme politikasında, Türk kullanıcıların etkisi de göz ardı edilemez” dedi.

SOSYAL MEDYA KAOS İSTİYOR
SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan da şunları söyledi: “Grok’un küfür etmesi bir sistem hatası değil, bir stratejidir. Algoritmalar artık sadece neyi sevdiğinizi değil, neye öfkelendiğinizi de öğreniyor. Çünkü dijital dünyanın yeni ölçütü reyting değil, etkileşim. Yapay zekâya kızıyoruz ama onu bu hale getiren bizim kolektif davranışımız. Çünkü algoritmalar sizin dikkat sürenizi optimize ediyor, hatta provoke ediyor. Sessizlik değil, kaos satıyor.”

Sorumluluk geliştiricide
Bilişim Hukukçusu Kürşat Ergün, “Herhangi bir yapay zeka sisteminden beklenmesi gereken etik ve ahlaki tavrın sorumluluğu üretici ve geliştiricisine aittir. Yapay zekanın faaliyet gösterdiği ülkelerde kanunlarca suç sayılacak bir takım eylem ve işlemlere girer ise sorumluluk kodlama kişisine ve aynı zamanda bu kodlama kişisinin üretimine onay vererek, sistemleri içinde faaliyet göstermesine müsaade eden yer sağlayıcısına yani platform yetkilisine paylaştırılır. Gerçek kişiliği haiz olmayan bir yapay zeka markasına karşı cezai işlem yürütülmesi elbette ki söz konusu değildir. Ancak doğabilecek hukuki taleplere ilişkin şirket bazında bir muhataptık kurulması söz konusu olabilir. Yani tazimat temelli hukuk davasına taraf kabul edilebilirler" bilgisini verdi. Ayrıca uzmanlar, suç içerikli komutları özellikle veren kullanıcıların da ceza alabileceğini aktardı.