Türk ekonomisinin 2024-2026 dönemine ilişkin yol haritasını çizen Orta Vadeli Program’da güven ve istikrarın güçlü şekilde tesis edilmesine yönelik hedefler ön plana çıktı. Program Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ilgili bakanlar, bürokratlar ve iş dünyası temsilcisi STK başkanlarının katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklandı. OVP’nin detaylarına ilişkin bilgi veren Cevdet Yılmaz, “Tek haneli enflasyona giderken büyüme ve istihdamı ihmal etmeyeceğiz. OVP’nin dört temel amacı var. Afet yaralarının sarılması, makro istikrarın sağlanması ve enflasyonun tek haneye inmesi, büyüme ve istihdamın devamı, sosyal adalet” ifadelerini kullandı.
OVP’de üç temel politika aracı olacağını açıklayan Yılmaz, “Bunlar deprem harcamaları hariç mali disiplinin sağlanması, para politikası ve yapısal dönüşümlerdir. Merkez Bankası araç bağımsızlığı çerçevesinde üzerine düşeni yapacak” bilgisini verdi. Para politikasını dönemin ihtiyaçlarına uygun şekilde uygulayacaklarını dile getiren Bakan Yılmaz şunları söyledi: “Son 20 yılda Türkiye’nin ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 5,5 olarak gerçekleşmişti. Dünyanın 2 puan üstünde büyüme performansı sergilemişiz. 2024’te yüzde 4,0, 2025’te yüzde 4,5, 2026’da yüzde 5,0 büyüme bekliyoruz. Bu yıl 1,67 milyar dolar milli gelire ulaşacağız. Kişi başına gelirin 2024’te 12,875, 2025’te 13,717, 2026’da 14,855 dolar olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Nüfusumuz 88 milyon 750 bine ulaşmış olacak. Ortalama olarak 4,5 büyüme kaydedecek. İstihdamda 2,7 milyon artış bekliyoruz.”
Geçici olarak enflasyonda yükselişin söz konusu olduğuna değinen Yılmaz, “Yıl sonunda TÜFE’nin yüzde 65 olmasını bekliyoruz. 2024 yılı TÜFE’nin %33,0, 2025 yıl sonunda %15,2, 2026’da %8,5 olmasını bekliyoruz. İhracatın bu yıl 255 milyar, 2026’da 320 milyar dolara ulaşmasını hedefliyoruz. Cari açığın -2’ler civarında gerçekleşmesini bekliyoruz. Yurt içi tasarruflarımızı artıracağız. 1,6 puan artış göstereceğini tahmin ediyoruz. Yıl sonunda cari işlemler açığının 4 milyar dolar olmasını bekliyoruz” diye konuştu.
2023’te depreme ayrılan bütçenin 762 milyar TL olduğuna değinen Bakan Yılmaz yeni hedefler konusunda “2024’te 1 trilyon 62 milyar TL. 3 trilyona yakın kaynağın afetin yaralarını sarmak için kullanılacağını ifade etmek isteriz. 2023 yıl sonunda bütçe dengesinin 1,63 trilyon TL açık vermesini bekliyoruz. 2023 yıl sonunda faiz dışı bütçe dengesinin 966,8 milyar TL açık vermesini bekliyoruz. Gelirlerimizde bir miktar artış öngörüyoruz. Gelirlerimizin milli gelire olan oranı 20,6’ya ulaşmış olacak” bilgisini verdi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ihracatın, 6 Şubat depremlerinin olumsuz etkileri, küresel ekonomi ve ticaretteki zayıf görünüme rağmen yıl sonunda 255 milyar dolara çıkmasını öngördükleri ifade etti. Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin olarak sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Bolat, “Program döneminin sonu olan 2026 yılında ise ihracatımızın 300 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Program döneminde 2023 yılında 42,5 milyar dolar olması beklenen cari işlemler açığının kademeli bir şekilde 2026 yılında 30 milyar dolar seviyelerine düşürülmesini hedefliyoruz” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de OVP’nin açıklanmasına ilişkin yaptığı paylaşımda, “Orta Vadeli Program: Makro-finansal istikrar, dezenflasyon ve yapısal dönüşüm...” ifadesini kullandı.
İş dünyası temsilcileri, 3 yıllık Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında değerlendirilen konu başlıkları ve yol haritasından memnuniyetlerini dile getirdiler. Türkiye ekonomisinin önemli sivil toplum örgütlerinden gelen açıklamalar özetle şöyle:
selektif politikalar gündeme alınmış durumda.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Orta Vadeli Program’a (OVP) hükümet olarak desteklerinin tam olduğunun altını çizdi. Programın büyümeden taviz vermeden uygulanacağını vurgulayan Erdoğan, “Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız” dedi. Erdoğan muhalefete de OVP’ye destek çağrısında bulundu. Erdoğan, “Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak OVP gibi ülkemizin hayrına olan işlerde bize destek vermesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Genel hatlarıyla paylaşacakları Orta Vadeli Program’ın ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, programın hazırlanmasında emeği geçenleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte tüm bakanlıkları, kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli fikirleriyle, tenkit ve tespitleriyle programın içeriğine katkı sunan iş dünyamızın temsilcilerine, odalarımıza, sendikalarımıza, meslek örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarımıza ve diğer tüm paydaşlara teşekkür ediyorum.” dedi.
“Halkımız, bir kez daha güven ve istikrar dedi” ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha önce ülkemize vakit, nakit ve enerji kaybettiren krizlerin, tartışma ve pazarlıkların hamdolsun hiçbiri yaşanmadı. Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden kabinemizi açıkladık, ekonomideki kurmay kadromuzu kurduk, ülkemize ve milletimize hizmet yolculuğumuza kaldığımız yerden süratle yeniden başladık. Eski Türkiye’nin alışkanlıklarından kendilerini kurtaramayanların durumunu ise içimiz acıyarak izliyoruz.
28 Mayıs’ın üzerinden geçen 102 güne rağmen, birileri hala kavga ve iç çekişmelerden başlarını dahi kaldıramazken, biz işimizi yapıyor, Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmeye odaklanıyoruz. Yakın coğrafyamızda savaşların ve çatışmaların devam ettiği, küresel ekonomideki olumsuzlukların çeşitlenerek sürdüğü, Afrika kıtasının yeni siyasi krizlere sürüklendiği, dünyada hemen hiçbir ülkenin önünü net olarak göremediği, hasılı mevcut belirsizliklere yenilerinin eklendiği zor bir denklemde riskleri başarıyla yöneterek, krizleri ülkemiz için fırsata çevirmeye çalışıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’nin milli gelire oranla yüzde 1’lik bütçe açığıyla kapatıldığına işaret ederek, “Bütçe disiplinimiz, deprem felaketine daha etkin müdahale etmemizi sağladı. Karşı karşıya olduğumuz çeşitli zorluklara rağmen, hedeflerimize ulaşma noktasında en küçük bir şüphemiz yoktur. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Strateji ve Bütçe Başkanlığı’mız ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’mızın koordinasyonunda, katılımcı bir anlayışla hazırlanan Orta Vadeli Program, işte bu mücadelemizde bizlere destek verecektir.” diye konuştu.
Orta Vadeli Program’ın aynı zamanda 2024-2026 döneminde Türk ekonomisi için kapsamlı bir yol haritası teşkil edeceğini vurgulayan Erdoğan, “Orta Vadeli Program’la, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ekonomik perspektifini de yerli ve yabancı yatırımcılarla paylaşmış oluyoruz. İş dünyamızın ve tüm kesimleriyle toplumumuzun destekleriyle Orta Vadeli Program’ın ülkemiz ekonomisine en üst düzeyde katkı sağlamasını diliyorum. Hükümet olarak, Orta Vadeli Program’a desteğimizin tam olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. “(OVP sonunda) 1,3 trilyon doları aşan büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan fert başına milli gelirle yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz”” dedi.
Orta Vadeli Program’da uygulanacak politika sepetiyle enflasyon sorununun ülkenin gündeminden kaldırılacağını belirten Erdoğan, para, maliye ve gelirler politikalarında eşgüdüm içerisinde hareket edileceğini, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atılacağını söyledi. Makroihtiyati politikalarda sadeleşmeye gidilerek, ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarının önleneceğini anlatan Erdoğan, şunları paylaştı: “Yatırım-istihdam-üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı odaklı olarak reel sektörü destekleyen finansman imkanı sağlayacağız. Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini teminen, stratejik tarım ürünlerinde yeterlilik oranlarını belirleyerek, üretim planlaması yapacağız. Yaş sebze ürünlerinde mevsimselliği en aza indirmek amacıyla Sera Organize Tarım Bölgesi kurulmasına yönelik yatırımları hızlandırıyoruz.”
Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyonun, doğal olarak Türkiye’nin de sorunu olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Enflasyonla mücadelede başta doğal gaz olmak üzere enerji fiyatlarında hayata geçirdiğimiz sübvansiyonlar ve kira artışlarına tavan fiyatı uygulamamızın yanı sıra birtakım ilave tedbirleri aldık. Fırsatçılara ve açgözlülere yönelik denetimlerimiz artarak devam ediyor. Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünün indiğine ve piyasanın dengesini bulmaya başladığına şahit oluyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz, aynı şekilde 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor. Sermaye piyasalarımızın hem arz hem de talep tarafında gelişimi devam ediyor. Hane halkı borçluluğunda ülkemiz, gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre oldukça düşük bir riskliliğe sahiptir.”
Ekonomiyle ilgili planlarda, 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ilde yaşayan 14 milyon insanı etkileyen depremi asla göz ardı etmediklerini vurgulayan Erdoğan, deprem bölgesine ek bütçe ayrılacağını söyledi. Erdoğan şöyle devam etti: “Ek bütçe ile bölgeye 762 milyar lirayı ayırmıştık. 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak ayıracağız. Deprem tahribatını ortadan kaldırıp dengeli ekonomik büyümeyle istihdamı artırmak, enflasyonu tek haneye düşürüp gelir dağılımını iyileştirmek önceliğimiz.”
Kişi başı milli gelirin 15 bin dolara yaklaşacağını ifade eden Erdoğan, özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 büyümeyi hedeflediklerini dile getirdi. Erdoğan, “Üç yıllık dönemde, ekonomik büyümede dengelenmeyi, yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 büyümeyi hedefliyoruz. (OVP) Döneminin tamamında yaklaşık 3 trilyon lira kaynak, deprem bölgesi için kullanılmış olacaktır” dedi.
Erdoğan, Kur Korumalı Mevduat sistemi için ise şunları kaydetti: “Kur Korumalı Mevduat sistemimiz görevini yerine getirmiş, kur istikrarını sağlamada önemli katkı sağlamıştır. Kur Korumalı Mevduatlarımızın kur istikrarının pekiştiği bir zeminde, Türk Lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız.”
Muhalefetin de artık birbiriyle didişmeyi bırakarak, yapıcı eleştirileriyle millet adına denetim görevini yerine getirmesini temenni ettiklerini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hep söylediğimiz gibi, biz Türkiye için en doğrusunu, Türk milleti için en hayırlısını yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil, millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ve hiçbir fikre ön yargıyla yaklaşmıyoruz. Kimden geldiğine bakmadan, ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi hayırhahlıkla değerlendirmeye hazırız. Bugüne kadar ısrarla sürdürdüğümüz bu müspet tavrımızı, inşallah bundan sonra da koruyacağız. Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak, Orta Vadeli Program gibi ülkemizin hayrına olan işlerimizde bize destek vermesini bekliyoruz."