AK Parti Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un, "ABD'nin çekilmesi Türkiye'nin Kürt savaşçıların güvenliğini garanti etmesine bağlı" sözlerini sert sözlerle eleştirdi: Kahraman askerlerimiz tarafından söndürülen DEAŞ balonu sayesinde Suriye hızla bu beladan kurtulma sürecine girdi ancak Bolton'un İsrail'den verdiği mesajı bizim kabullenmemiz, bunu yutmamız mümkün değil. Bunlar, bu ülkede benim Kürt vatandaşım kimdir? Hiçbir zaman PKK terör örgütü, PYD, YPG terör örgütleri benim Kürt vatandaşlarımın, kardeşlerimin temsilcisi olamaz. Yani Amerika eğer bunları 'Kürt kardeşlerimiz' olarak değerlendiriyorsa burada çok ciddi bir yanılgı içerisindeler.
Nereden çıkarsa çıksın, eğer terörist ise gereğini yaparız. Bu konuyla ilgili olarak John Bolton, çok ciddi bir yanlış yapmıştır. Kim bu şekilde düşünüyorsa onlar da yanlış içerisindedir. Bizim bu noktada asla taviz vermemiz mümkün değil. Suriye'deki terör koridoru içinde yer alanlara gerekli olan ders verilecek. Bizim için YPG, PYD, PKK ile DEAŞ'ın arasında en ufak bir fark yoktur.
ABD Başkanı Donald Trump ile 14 Aralık'ta yaptığım telefon görüşmesi, bu açıdan tarihi bir dönüm noktası oldu. Sayın Trump, zaten Suriye'den çekilme niyeti olduğunu, DEAŞ'ın kalan unsurlarıyla mücadeleyi Türkiye'nin üstlenmesi durumunda bunu derhal yapabileceğini belirtti. DEAŞ bittiğinde Amerika'nın Suriye'deki varlığına gerek kalmayacağını söyleyen Sayın Trump'a, bu konuda her türlü inisiyatif üstlenme sözü verdim.
Çok yakında Suriye topraklarındaki bu terör örgütlerini etkisiz hale getirmek üzere harekete geçeceğiz. Bu müdahalemize engel olmaya çalışan başka teröristler de olursa elbette onların da hakkından gelmek boynumuzun borcudur. Sınırlarımızın dibinde ülkemize yönelik hazırlık yapan bir terörist güruhuna izin vermemizi bekleyenler varsa şimdiden onlara yanıldıklarını söylemek istiyorum.
Suriye'de Türkiye'nin inisiyatifi arttıkça yeni yalan ve çarpıtmalar tedavüle sürülmeye başlandı. Türkiye'nin Suriye'deki Kürtleri katledeceği iftirasını ortaya atanlar aslında meselenin gerisindeki gerçeği çok iyi biliyor. Hangi Kürt öldürüldü, teröristten başka. Teröristleri öldürmek için ne gerekiyorsa yaparız. Suriye'de, Türkiye'nin Kürtleri hedef aldığı yalanı en alçak, onursuz, en çirkin, en bayağı iftiradır.
Erdoğan başkanlığındaki AK Parti MKYK toplantısı sonrası açıklama yapan Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Manifestoyu 31 Ocak Perşembe günü Ankara’da yapacağız” dedi.MHP ile ortak mitinge pozitif baktıklarını ancak takdirin genel başkanlarda olduğunu vurgulayan Çelik, “Müttefik deyince ABD’nin aklına ilk olarak Türkiye’nin gelmesi gerekir. Ama ‘DEAŞ’tan müttefikimiz’ diye bahsetmeleri büyük bir kırılmadır. Kürtlerin zor günlerde hamisi Türkiye’dir. Şunu unutmamak gerekir ki hiç kimse ama hiç kimse Kürt kardeşlerimize sahip çıkma konusunda Türkiye Cumhuriyeti’ne ders veremez. Kürtlerin en büyük dostu hatta tek dostu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye’nin güvenlik meseleleri herhangi bir şekilde zamana oynamaya, süreci uzatmaya, pazarlığa tabi değildir. Bir gece ansızın oraya gidebiliriz” dedi.
Erdoğan, “Biz milletin hakkının, hukukunun, özgürlüğünün alanını genişletmeye çalıştıkça bunların faşist yüzleri açığa çıkıyor. Bu ülkenin meşrebi ve duruşu belli olan Cumhurbaşkanı’nı bira içmeye, Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır. Bu ülkenin başörtülü hanımlarına ‘Suudi Arabistan’a gidin’ demek faşistliğin en sefil halidir. En son iki-üç gün önce, bir konserden çıkan başı açık, başı örtülü kızlarımıza sataşıp, ‘Suudi Arabistan’a gidin, burada ne işiniz var’ diyenlerin halini düşünün. Adı da neymiş sanatçıymış. Dert başka, ne derseniz deyin, bu ülkede insanların yaşam biçimiyle uğraşan CHP zihniyetidir. Sadece bu faşistler insanları, içki içenler-içmeyenler, başı örtülüler-başı açıklılar diye ayırır” dedi.
Bölücü terör örgütünün, Suriye’de nereye hakim olduysa orada insanlara zulmettiğini, mallarını ellerinden aldığını, çocuklarına musallat olduğunu, baskı, tehdit ve şantajla insanları huzursuz ettiğini aktaran Erdoğan, “PKK/ PYD’nin DEAŞ’la mücadelesi de koca bir yalandan ibarettir. Bu iki örgüt arasındaki kavga, ilke değil çıkar kavgasıdır. DEAŞ gidip PKK/PYD geldiğinde masum insanlar açısından, araçların ve binaların üzerindeki paçavralar dışında değişen hiçbir şey olmamaktadır. Türkiye’nin bu iki örgütünü birlikte hedef alması, etnik veya dini bir husumetten değil tam tersine teröristlere karşı izlediği politikadan kaynaklanmaktadır. Amerikalı ve Avrupalı dostlarımıza da aynısını tavsiye ediyoruz” dedi. Erdoğan, Suriye halkını ne rejimin katliamları ne de terör örgütlerinin zulmü altında bırakmanın kendilerine yakışmayacağını söyledi.
Türkiye’ye akıl verenlerin kendi durumlarını test etmesini isteyen Erdoğan, “Bu sürecin insani yükünü tek başına omuzlayan bir ülke olarak, hiç kimse bizden kendi güncel çıkarları için beka meselemizden vazgeçmemizi beklememelidir. Biz istiklali ve istikbali için 15 Temmuz’da topyekun ölümü göze almış bir millet olarak, Suriye’de de diğer bölgelerde de yapmamız gereken ne ise onu hayata geçirmekten geri durmayacağız. Aynı bedeli göze alan varsa, buyursun çıksın karşımıza” dedi.