Yasin Börü ve arkadaşları, HDP'nin çağrısıyla birlikte vahşice katledilmişti.
HDP'li vekillere yönelik olarak hazırlanan fezlekeler hakkında dün gece başlatılan operasyonlar tamamlanırken, HDP'nin 7 Haziran'dan bugüne imza atmış olduğu olaylar dikkati çekiyor. O günlerde 'demokrasi' vurgusuyla seçmenden oy isteyen parti, bugüne dek PKK'ya yönelik ortaya koyamadığı tavır ve katledilmesinde rol oynadığı nice Yasin Börü'lerle anılıyor...
7 Haziran Genel Seçimleri'nde yüzde 13,1'lik oy oranıyla barajı aşarak Meclis'e giren ve 1 Kasım'da yüzde 10,8 oy alan HDP'nin o günlerden bugüne kadar sergilemiş olduğu tavır, PKK çizgisine eş bir denklem çiziyor. 'Demokrasi' düsturuyla seçmenden oy isteyen Halkların Demokratik Partisi'ni fezleke yığınları arasına sürükleyen sürece ışık tuttuk.
Başta HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın PKK'ya yönelik olarak tavır sergilememesi, milletvekillerinin PKK'ya yakın bir ilişki içerisinde olması ve çok sayıda parti üyesinin PKK üyeliğinden tutuklanması ile HDP'nin sicilinin nasıl bir yol üzerinde olduğu kolaylıkla görülüyor.
1-Yasin Börü ve arkadaşları katledildi
Diyarbakır'da HDP'nin çağrısıyla gerçekleştirilen 6-8 Ekim'deki saldırılarda teröristlerce katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının geriye bıraktığı hüzün bugün dahi tazeliğini koruyor.
50'den fazla insanın öldüğü 6-8 Ekim olaylarını başlatan çağrı ise Demirtaş'ın başkanlığında toplanan HDP Parti Meclisi tarafından yapılmıştı. Demirtaş, Suruç'taki canlı bomba saldırısından sonra ise tabanına seslenerek, “herkes kendi güvenlik önlemini alsın" demişti. Demirtaş, terör tepki eylemlerinde HDP binalarına yapılan saldırılara karşı partililerden misli ile karşılık vermelerini de istemişti.
2- 'Özerklik' söylemleriyle hendeklerde terör estirildi
Seçimlerin ardından HDP'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da parti yöneticileri ve belediye başkanlarıyla benimsemeye kalkıştığı özerk yönetim anlayışı, bölge halkına kan kusturdu. İlçeleri, mahalleleri ve sokakları PKK'lıların kazdığı hendeklerle ayrıştırılmaya çalışan parti, süreci tetikleyen söylemleriyle de ateşi körükledi. Hendek olaylarından sonra düzenlenen operasyonlarda çok sayıda asker ve polis şehit düştü.
PKK ve HDP, Güneydoğu'da sözde özerklik ilan ettiği bölgelerde kendisine tepki gösteren Kürt halkını göçe zorlayıp mallarına el koyuyordu. Göç edemeyen aileleri ise güvenlik güçlerinin operasyonlarına karşı canlı kalkan yapıyordu.
3- FETÖ'yle sıkı bağlar kuruldu
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Fethullahçı Terör Örgütü'ne yönelik olarak sert bir tavır koymaktan kaçınan HDP, FETÖ'nün yapmış olduğu saldırıları sulandırmak için çeşitli yollara girişti. FETÖ ile arasına çizgi çizmeden kol kola yürüyen HDP'nin Doğu ve Güneydoğu'da örgüte destek sağladığı ve yardım aldığı da ortaya çıktı. Seçim sürecinde FETÖ'den destek alan ve 15 Temmuz sonrası örgütün talimatlarını takip eden HDP'lilerin adreslerinde ele geçirilen FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in yazdığı kitaplar da bu kirli ittifakın en net göstergesi oldu.
Hüseyin Gülerce, "Sadece merkez sağ partiler ile değil, CHP ve DSP ile bilhassa Ecevit ve Baykal ile sıkı diyaloglar kurdu. MHP'yi hiçbir zaman ihmal etmedi. Son genel seçimlerde HDP'ye oy verdiler, HDP'li hükümet istediler" demişti.
PKK sözcüsü FETÖ'cü Bülent Keneş'ten alçak tehdit
4- Avrupa'da Türkiye karalandı
HDP, Meclis'te yer almasıyla birlikte uluslararası camiada da söz almaya başladı. Parti eş başkanları ve milletvekilleri, Avrupa ülkelerine çok sayıda ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretler sırasında Türkiye'de yaşananlar çarpıtılarak anlatılırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı karalama kampanyası başlatıldı. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Piri, “Selahattin Demirtaş veya HDP milletvekilleri parmaklıklar arkasına girerse, Avrupa Parlamentosu Türkiye için vize serbestisini asla onaylamaz." dedi.
Avrupa Birliği (AB) Büyükelçileri, HDP'ye yapılan terör operasyonunun ardından Ankara'da olağanüstü toplanma kararı aldı.
5- Belediyecilik PKK'ya hizmet etti
HDP, yerel seçimlerle birlikte yönetime geldiği il ve ilçelerde vatandaşlara vermediği hizmetle dikkatleri çekti. Bölge halkının huzurlu ve refah seviyesi yüksek bir bölge için oy verdiği HDP, seçmenleri yarı yolda bıraktı. Belediye araçlarının çoğu PKK'nın faaliyetlerine hizmet ederken, Belediyelere yapılan mali yardımların da PKK'ya kanalize edildiği tespit edildi. Ayrıca Belediye binalarının de PKK'nın lojistik üssü olarak kapılarını araladığı öğrenildi.
Çevre
ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, HDP'li belediyelerin terör örgütü PKK'ya
para
ları nasıl aktardığını deşifre etti. Söz konusu belediyelerin, yatırım için gönderilen
para
ları taşeron işçilere verilmiş gibi göstererek PKK'ya gönderdiğini söyleyen Bakan Özhaseki, bir belediyede geçici işçilere 6 bin 300 lira maaş verildiğini söyledi.
6- Terörist cenazelerini vekiller taşıdı
PKK'ya yönelik olarak başlatılan operasyonlar kapsamında çok sayıda terörist, güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu etkisiz hale getirildi. İl merkezlerinde terör estirmeye kalkışan PKK'lılar, başarıyla tamamlanan operasyonlar öldürüldü. Teröristler için kurulan sözde taziye çadırları HDP'li milletvekilleri ile dolarken, cenaze tabutu da yine aynı vekillerce omuzlandı.
İstanbul Vezneciler'de 6 polisin şehit olduğu, 6 sivilin hayatını kaybettiği saldırıyı gerçekleştiren canlı bombanın cenazesini kaldıranlar arasında HDP'li Kayapınar ve Bağlar Belediye eş başkanları ile HDP il eşbaşkanı da vardı.