
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yolsuzluk soruşturmasında tanık olarak ifade veren reklam şirketi sahibi A.T., Ekrem İmamoğlu döneminde ihalelerin belirli şirketlere verilecek şekilde düzenlendiğini, naylon faturalarla milyonlarca liralık vurgun yapıldığını, elde edilen gayriresmi gelirlerin ise seçim kampanyalarında kullanıldığını öne sürdü. A.T. ve D.A. isimli tanıklar, Kültür AŞ üzerinden yürütülen reklam izinleri, sahte fatura ağı, usulsüz ihale süreçleri ve belediye bağlantılı servet transferlerini detaylarıyla anlattı. A.T., "Bir nevi yasal haraç kesiliyordu. Hala da bu işleyiş devam etmektedir'' ifadelerini kullandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması sürüyor.
Soruşturma kapsamında tanık olarak ifade veren A.T, reklam şirketi sahibi olduğunu, piyasadaki hemen hemen bütün şirketleri tanıdığını, İBB açık hava reklam alanlarının kiralanması işinin Kültür AŞ üzerinden yürütüldüğünü söyledi.

İhalelerdeki usulsüzlükleri anlattı
'Asıl büyük yolsuzluk kiralama ve organizasyon kısmında'
- "Misal vermek gerekirse 50 adet billboard işi için verilen ihalede ihaleyi alan şirket 10 adet iş yapıyor ama 50 adetlik üretim, montaj ve söküm ücreti alıyor. Geriye kalan 40 tanenin ücreti de hiçbir işlem yapılmadan aracı kişilerle paylaşılıyor. Bu suretle büyük miktarda yolsuzluk yapılıyor. Benim anlattığım, üretim ile ilgili en basit olan kısmıdır. Asıl büyük yolsuzluk kiralama ve organizasyon kısmında mevcuttur. Burada da Kültür AŞ yine önceden belirlediği kişilere veya şirketlere bu işleri vererek, kendi avantalarını da almak suretiyle yolsuzluklar yapılmaktadır. Bu işin en üst kısmında Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun, İ. Holding, Subaşı ailesi ve şu an hatırlamadığım birkaç şirket daha vardır. Bu büyük şirketler daha sonra işleri alt şirketlere vererek birkaç aşamada yolsuzluk yapılmaktadır. Alt şirketlerde de naylon fatura, hesaptan çekip elden para teslimi gibi birçok kanuna aykırı işlemler yapılmaktadır. Ben gerek İBB'de gerekse Kültür AŞ'de ve bu çarkın içinde olan diğer şirketleri ve yetkililerini, aracı kişilerin adlarını ve bilgilerini bir dosya hazırlayarak Sayın Başsavcılığınıza yaklaşık 1 hafta gibi bir süre içerisinde teslim edeceğim."

'Sadece KDV bedelinden lüks araçlar ve evler edindi'
Şüphelilerden Kabil Taşçı'nın geçmişte kısa bir zaman yanında çırak olarak çalıştığını, Taşçı'nın son 4 yıldır Kültür AŞ veya belediyeden ihale alan ya da sözleşme imzalayan şirketlere, ajanslara naylon fatura keserek sadece KDV bedelinden lüks araçlar ve evler edindiğini öne süren tanık A.T, Taşçı gibi naylon fatura kesenlerin isimlerini hazırlayarak savcılığa sunacağını dile getirdi.
- Tanık A.T, savcılığa ek olarak verdiği ikinci ifadesinde, İBB'de çalışan zabıtaların zaman zaman şehrin genelinde izinli ya da izinsiz reklam panolarını kesip söktüğünü, bu yolla yeni ihaleler veya sözleşmeler imzalamaya zemin hazırlandığını iddia etti.
'İmamoğlu seçildikten sonra büyük bir servet sahibi oldu'
- "Naylon fatura kesme yöntemiyle Ekrem İmamoğlu'nun kurduğu bu organizasyonun çok büyük paralar götürdükleri bilinmektedir. Ahmet Çiçek isimli şahıs, A***** A**** N*** R**** Organizasyon, Kabil Taşçı isimli şahıs, A******** isimli firma, Y******* M**** Ferhat Ertek, Cengiz Beğenmez isimli şahıslar, G** R***** yetkilisi R. isimli şahıs, K******* isimli şirket, Yaşar Çeri, naylon fatura kesen şirket ve şahıslardan bazılarıdır. Organizasyon o kadar büyüktür ki naylon fatura kesen kişi ve şirketler hatırladığım kadarıyla bunlardır. Detaylandırmak gerekirse Subaşı ailesine Kabil Taşçı naylon fatura kesmektedir. Yine İlbak ailesi S** M**** ve Advercity gibi şirketler de naylon fatura işlemlerine dahil olmaktadırlar. Hasan Öçsoy da yoğun bir şekilde naylon fatura kesen isimlerden biridir. Yine hatırladığım kadarıyla Serdar Haydanlı isimli şahıs da naylon fatura kesmektedir. Bu verdiğim isim ve şirketlerin aile üyeleri veya yanında çalışan kişiler adına kurulan şirketlerin de naylon fatura kesip kesmediği konusunun araştırılması faydalı olacaktır. Böyle bir şirket kurdurtma durumu varsa muhtemelen benim saydığım kişi veya şirketlerin adresleri ile aynı binada veya yakın bölgede olduğu görülecektir. Bu bahsettiğim sahte fatura kesen kişi veya şirketlere alt sağlayıcı olarak fatura kesen G** organizasyon yetkilisi M.A. ve M.Ş. isimli şahıs ve şirketleridir."
2019'dan sonra reklam izinlerine Kültür A.'nin naylon fatura kestiği iddiası

Tanık 3 kez ifade verdi
- "Daha önceki ifadelerimde sahte fatura kesen şahıs ve şirketlerden bahsetmiştim. Bunlara ek olarak, bu şahıs ve şirketlerden para çekildikten sonra elden paraları alıp belediye yetkililerine veya kasa kimse ona elden götüren şahsın V*** Organizasyon yetkilisi olan V. isimli soyadını bilmediğim şahıs olduğunu biliyorum. Özellikle Kabil Taşçı ve şirketlerinden, Subaşı ailesi ve şirketlerinden bu gayriresmi paraları elden teslim alıp dağıtımını yapan kişi V'dir. Bu para dağıtımına ilişkin bir gizli toplantı yapılıyor ise bahsettiğim V. isimli şahıs da büyük ihtimalle bu toplantılara katılıyordur. Ayrıca Z.T. isimli avukatın üzerine Kapki'lerin ve Hüseyin Köksal'ın bazı şirketleri kurdurduğunu ve Z.T. adına kayıtlı bu şirketler üzerinden açık hava reklam ve organizasyon işlerini yürüttüğünü de belirtmek istiyorum.''
"Ali Gül'ün satılan dairelerin paralarını kendi firması aktardığını gördüm"
Tanık D.A. ise, 2016-2017 yıllarında Gül İnşaat'ın sahiplerinden olan, soruşturmanın şüphelisi Zafer Gül'ün şirketinde sigortalı olarak ve satışını yaptığı dairelerden prim alma karşılığında çalıştığını belirtti.
Beylikdüzü Beykent'te bulunan ve Gül İnşaat'ın o dönemde başlatmış olduğu 11. Mahalle isimli inşaat projesinin satışını yapmak üzere Zafer Gül'ün kendisini çağırdığını kaydeden D.A, Gül'ün kendisine, "Burada 3 ortak olduklarını, bu ortaklardan kardeş olan Ali Gül (şüpheli) ve O.G'nin birlikte olduğunu, diğer iki ortağın kendisi ve arsa sahibi Uğur Güngör olan Mus Can İnşaat olacağını, burada yapacağı satışlardan kendisine yüzde 1 prim vereceklerini" söylediğini ifade etti.
Dönem dönem projenin resmi kat yüksekliğinde olmadığına ve üzerine ekstradan 4 veya 5 kat alındığına Ali Gül'ün konuşması esnasında tanık olduğunu kaydeden D.A, "Uğur Güngör, Zafer Gül, vefat eden avukat O.G'nin projeyle, inşaat düzenlemesiyle alakalı sık sık belediyeye gittiklerini ve görüştüklerini biliyorum." ifadesini kullandı.
"Gül İnşaat'ın Beylikdüzü Belediyesiyle yaptığı kirli işleri ilçede yaşayan ve emlak işiyle uğraşan herkesin bildiğini" öne süren D.A, örneğin, Perlavista Alışveriş Merkezinde ofis statüsünde gösterilmesi gereken yerin daire olarak gösterilmesi sebebiyle yüksek miktarda ceza yenildiğini iddia etti.