İçişleri Bakanı Soylu: Suya kanalizasyon karıştığı bilgisi doğru değil

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Şanlıurfa'da 16, Adıyaman'da 2 olmak üzere sel felaketinde 18 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Bakan Soylu, Şanlıurfa Güvenlik ve Acil Durumlar Koornisanyon Merkezi'nde yaptığı açıklamada, 16 Mart'ta Şanlıurfa'da şebekeye verilen suyla ilgili bir sorun oluştuğunu aktardı. Şebeke suyunda yapılan ölçümlerde 25 NTU (bulanıklık birimi) olması gereken birimin 4800 NTU çıktığını, daha sonra saat 17.00'de yapılan ölçümde bu değerin 4300'e düştüğünü bildiren Soylu, bundan sonra yapılan ölçümlerde bu oranın düşmediğini aktardı.

Bunun, suyun çamur halinde olduğunu gösterdiğini ifade eden Soylu, il yöneticileriyle bir değerlendirme yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Eğer bu su şehrin tamamına verilmeye devam edilirse şehrin tüm sistemi bu çamur sebebiyle minimum 6 ay daha çalışamaz hale gelecekti. Bunun üzerine biz, dün, suyu kapatma kararı aldık. Sadece sel olan bölgeler değil, bu Şanlıurfa'nın tümüyle ilgili bir değerlendirmeydi.

Atatürk Barajı'ndan 4 milyon metreküp suyun geldiği havuza kadar suyun neredeyse tamamı çamurdu. Kapaklar kapatıldı, sabaha kadar 4 milyon metreküp su kanallara akıtılarak boşaltıldı. Bundan sonra Atatürk Barajı'ndan sisteme su çekilmeye başlandı ve suyun NTU oranı 25'lere, yani normal seviyelerine kadar şu saat itibarıyla geldi. Tabii sürekli kontrol ediyoruz."

Suyun arıtılmasına da başlandığını dile getiren Soylu, arıtma sistemi devre dışı bırakılarak şehre su vermenin mümkün olmadığını bildirdi.

Süleyman Soylu, Şanlıurfa'ya 100 tırın üzerinde içme suyu getirildiğini ve dağıtıma başlandığını söyledi. Şanlıurfa'da içme suyuyla ilgili riskin iyi değerlendirildiğini ve suyun zamanında kapatıldığını belirten Soylu, tahliyeye yönelik kararın da zamanında alındığını, suyun artık arıtma sistemine verildiğini ve burada temizleme işlemine başlandığını ifade etti.

Şanlıurfa'da şebekeye kanalizasyon suyu karıştığı iddiasına da değinen Süleyman Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir üzüntümüz var. Biz depremde de bu işlerle karşılaşıyoruz, burada da bu işlerle karşılaşıyoruz. Bir provokatif yaklaşımla bir dezenformasyonla. Burada maalesef kendilerini gazeteci olarak nitelendirenler, suya kanalizasyon karıştığını ve suyun bunun için kapatıldığını, böyle bir problem olduğunu söylüyorlar. Ben bu insanların cenabı Allah'tan korktuğuna, insanlardan utandığına hiçbir şekilde inanmıyorum. Beni bağışlasınlar. Çünkü insanların zor zamanını istismar etmek, ancak Allah korkusu olmayanların yapacağı iştir. Burada hepimiz canhıraş mücadele ediyoruz. Ama dönüp suya kanalizasyon karıştığı için bunu kapattılar değerlendirmesini ortaya koymak gazetecilik değil, palyaçoluktur. Başka bir şey değil. Allah da millet de hesabını sorar. Şanlıurfalı hemşehrilerimiz rahat olsunlar ama ilk gelen suyu biz söyleyene kadar sadece ve sadece kullanma suyu olarak değerlendirsinler. Biz içme suyu takviyelerini mümkün olduğu ölçüler içerisinde yapacağız. Bundan sonra valiliğimiz, büyükşehir belediyemiz, her şey normale döndüğünde gerekli açıklamaları yapacaklardır."

Üç noktada arama kurtarma devam ediyor

Soylu, Şanlıurfa'da Bozova yolunda bir, Tut'ta da iki noktada arama kurtarma çalışmasının devam ettiğini aktardı.

Yaklaşık 10 bin personel ve 3 bin araçla temizlik ve hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini bildiren Süleyman Soylu, hiçbir vatandaşın yalnız bırakılmayacağını, zarar gören evlere yönelik ilk ödemelerin başladığını, hasar tespitlerin tamamlanmasıyla tüm ödemelerin yapılacağını belirtti.

Soylu, esnafla ilgili zarar tespitlerin de devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Vatandaşlarımızın yanında olacağız. Allah kimseye böyle bir afet vermesin. Bir yılda yağan yağmur, 1-1,5 günde yağdı. Ben yine üzülüyorum, bunu da alaya alıyorlar. Yani deprem olunca 'yüz yılın afeti' diyorlar. Sanki daha büyük bir deprem görmüşler gibi. Sanki Şanlıurfa'da daha büyük bir yağmur olmuş gibi 'büyük bir afet' dediğiniz zaman bizim afetin büyüklüğüne sığındığımız gibi anlayış ortaya koymaya çalışıyorlar. Maalesef böyle bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bir taraftan afetle mücadele ediyoruz, bunu herkes görüyor. Ama bir taraftan da bu kötü ruhların tezviratlarıyla mücadele ediyoruz. Hem oraya yetişmeye hem de neyin yalan neyin doğru olduğunu anlatmaya çalışıyoruz."