
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ideal ve adil bir toplumsal hayatın, ancak kadınların söz ve hak sahibi olmalarıyla mümkün olacağını söyledi. Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi'nde konuşan Erdoğan, kadınların sosyal hayatta, kamuda, ticarette, siyasette hak ettikleri yere gelmeleri için yoğun bir gayret içinde olduklarını ve her türlü desteği verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı’nın İstanbul’da düzenlediği Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi'ne katıldı. Zirveye Türkiye'nin yanı sıra dünyanın farklı ülkelerinden katılan yerel yönetici ve temsilcilere hitap eden Erdoğan, üçüncü gün etkinlikleriyle bugün sona erecek zirvede, “Kadınla yükselen şehirler” teması altında önemli meselelerin masaya yatırılacağını ifade etti. Kırsaldan kentlere göçün artmasıyla tüm dünyada kadın odaklı şehircilik politikalarına duyulan ihtiyacın her geçen gün kendisini daha çok hissettirdiğini belirten Erdoğan, “İdeal ve adil bir toplumsal hayat, ancak kadınların söz ve hak sahibi olmalarıyla mümkündür. Toplum hayatında olduğu gibi şehir hayatı ve yerel yönetimlerde de kadınların etkin olmaları kritik önemdedir” dedi.
DEVLETİ “DEVLET ANA” YAPAN KADINLARDIR
“Toplumun çekirdeği olan aile, nasıl kadınların fedakarlıkları, gayretleri, emekleriyle ayakta duruyorsa, toplumsal hayatta da şehirler, ülkeler, milletler kadınlar sayesinde ayakta durur. Kemal Tahir’in ifadesiyle devletimizi ‘Devlet ana’ yapan, kadınlardır” diye konuşan Erdoğan, özetle şunları kaydetti:
Bugün, ülkemizde kadın hakları açısından önemli bir düzenlemenin 91’inci yıl dönümüdür. 1930 yılında önce belediye seçimlerinde seçme-seçilme hakkı elde eden kadınlar, 4 yıl sonra 5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle milletvekilli seçme ve seçilme hakkı kazanmıştır. Ülkemizde kadınlar, Avrupa’daki hemcinslerinden çok daha evvel seçme-seçilme hakkına kavuşmuşlardır. 1935 yılında gerçekleştirilen ilk genel seçimlerde de 17 kadın milletvekili, Meclis’te temsil hakkına sahip olmuşlardır. Temel hak ve özgür-lüklerin kullanımında eşit muamelenin önünü açan bu önemli düzenlemenin 91’inci yıldönümü kutlu olsun. Tüm kadınların 5 Aralık Kadın Hakları Günü’nü tebrik ediyorum.
ATATÜRK’ÜN VERDİĞİ HAKKI SABOTE ETTİLER
1930 ve 1934’te yapılan düzenlemelerle, kadınların bu mücadelesi onurlandırılmış, bir nevi hakları teslim edilmiştir. Gazi Mustafa Kemal, bu hakkın verilmesinin ardından şöyle demişti: ‘Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktır.’ Evet, bizzat kendi ifadesiyle kadınların liyakat ve salahiyetle kullanmaları için verilen bu hak, Gazi’nin vefatından sonra gelenler tarafından sabote edilmiş, çeşitli kısıtlamalar ve yasaklarla aşındırılmıştır. Doğrusu kadınlar bu anayasal haklarını, uzun yıllar özgürce kullanamadılar. Mesela, başörtüleri dolayısıyla seçilme hakkından mahrum bırakıldılar, üniversiteyi kazandıklarında karşılarında ikna odalarını buldular. Kimi zaman kılık-kıyafetlerinden, kimi zaman mezun oldukları okullardan ötürü ayrımcılığa uğradılar. 28 Şubat’ın baskıcı atmosferinde binlerce kadın eğitim, çalışma, kamuda istihdam haklarından feragat etmek zorunda kaldı.
OKULLARDAKİ CADI AVINI NASIL UNUTURUZ
“Meclis’e başörtüsüyle girdi diye adeta linç edilen kadınları hangimiz, nasıl unutabiliriz? Okullarda, üniversitelerde yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz? ‘411 el kaosa kalktı’ manşetinin temsilcisi olduğu karanlığı nasıl unutabiliriz? Başörtüsü yasağının sürmesi için Anayasa Mahkemesi’nin kapısında nöbet tutan CHP’yi ve özgürlük düşmanı zihniyetini nasıl unutabiliriz? Bugün, sesleri eskisi kadar çok çıkamasa da medyada, sosyal medyada, iş dünyasında, siyasette, bürokraside varlığını devam ettiren kadın hakları cellatlarını nasıl unuta-biliriz? Bunları unutmadık ve hiçbir zaman unutmayacağız.”
Türkiye kadın haklarında altın yıllarını yaşıyor
Şehrini yağmalayanın karşısındayız
- Yerel düzeyde kazanılan birikimi merkezi idareye, merkezde edinilen tecrübe ve vizyonu da mahalli idareye taşımaya önem verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel yönetimlere kadın eli değdiğinde orada sadece estetik, nezaket ve özverinin değil, aynı zamanda başarının, sabrın, vizyonun, şefkatin ve kararlılığın da olduğunu gördüklerini söyledi. Türkiye’nin kalkınmasında, gelişmesinde, hizmetlerin icrasında, mahalli idarelerin hayati rol üstlendiğini kaydeden Erdoğan,“Belediyeler iyi çalışıp halka iyi hizmet ettiğinde, merkezi idarenin vizyonunu tamamlayıcı bir işlev görüyor. Tersi durumda ise vatandaş hak ettiği hizmete kavuşamıyor, iller ve ilçeler arasında halka sunulan hizmetlerin kalitesinde fark oluşuyor. 2019 seçimlerinden sonra el değiştiren birçok belediyede bunu bizzat tecrübe ettik”dedi.
KİFAYETSİZ YÖNETİMLERLE BELEDİYELER İRTİFA KAYBETTİ
- Erdoğan, şöyle konuştu:“Hizmet ve eser yerine reklamı önceleyen kifayetsiz kişilerin yönetiminde, belediyelerimiz hızla irtifa kaybetti. Daha önce pürüzsüz işleyen hizmetlerde aksaklıklar yaşanmaya başladı. Trafik, toplu taşıma, temizlik hizmetleri, çevre düzenlemeleri gibi temel hizmet alanlarında sorunlar derinleşti, içinden çıkılmaz hal aldı. Bu sorunlar yumağına yolsuzluk, rüşvet, irtikap, kamu malını talan gibi ahlak ve hukuk dışı skandalları da eklediğinizde ortaya çok daha vahim bir tablo çıkıyor. Biz, 86 milyonun sorumluluğunu taşıdığımız için, kötü gidişe engel olmak adına her türlü çabayı gösteriyoruz. Belediyelerin yetişemediği yerlerde devreye giriyoruz. Kaynakların verimli ve etkin kullanılması için üzerimize düşeni yapıyoruz. Hizmet etmek isteyeni desteklerken, milletin malının çarçur edilmesine de yasal sınırlar çerçevesinde müsaade etmiyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında olacağız. Yine hiçbir ayrım yapmadan, şehrini yağmalayanın karşısında olacağız.”
Belediyelere 3 ödev
Belediyeciliğe artık daha farklı bir yaklaşımla bakılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, yarının şehirlerinin daha yaşanılabilir, daha huzurlu, daha sağlıklı olmasının, bugünden atılacak adımlara bağlı olduğunu kaydetti:











