
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ateşkes için yeniden adım atan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’yi Ankara’da ağırladı. Erdoğan ortak basın toplantısında Rusya ve Ukrayna’nın aynı masada buluştuğu İstanbul görüşmelerini hatırlatarak, “İstanbul Süreci'nin pragmatik ve sonuç odaklı bir anlayışla sürdürülmesi üzerinde durduk” dedi. Erdoğan, kalıcı ve adil barışın sağlanması için Rusya ile görüşmeye daima hazır olduklarını söyledi. Zelenski de, “Türk diplomasisine ve Rusya’da anlaşılır olmasına güveniyoruz. Türkiye’nin gönüllüler koalisyonuna katılımı çok önemli. Karadeniz’in güvenliği de Türkiye’nin katılımı ile sağlanabilir. Esir değişimlerini yeniden başlatmak için de çok çaba gösteriyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “CHP Genel Başkanı ve yol arkadaşları siyaset namına sadece yalan ve polemik üretirken, kendilerinin saatte 23, günde 550 yeni konut ürettiklerini” ifade etti. Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, partisi ile ana muhalefet arasında devasa bir farkın bulunduğunu belirtti. Erdoğan, “Bizler iktidar ve İttifak olarak ülkeye ve millete hizmet için, sorunları çözmek için koştururken ana muhalefet cenahı kendi ikballerinin, hırslarının, şahsi hesaplarının peşinde koşuyor. Bizimle yarışacak hizmet desen yok, bizimle aşık atacak eser desen yok, bizim ufkumuzu açacak öneri desen yok. Milletin sorunlarına çözüm üretecek vizyon desen, o da yok. Peki bunların yerine ne var? Bolca hakaret, küfür, siyasi nezaketsizlik var. Tehdit ve zorbalıkla aykırı her sesi susturma çabası var” diye konuştu.
ANA MUHALEFETTE TÜKENMİŞLİK SENDROMU
Dün gerçekleştirilen CHP TBMM Grup Toplantısı’nda bir video izlettirildiğini anımsatan Erdoğan, ana muhalefetin yine AK Parti’yi taklit ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii ortada millete gösterilecek tek bir eser ve hizmetleri olmayınca ellerinde sadece yolsuzluk dosyaları kalıyor. Allah var, CHP’lilerin yolsuzluk, rüşvet, irtikap dosyaları üzerinden giderlerse, videosunu yapacak malzeme bulmada hiç sıkıntı çekmezler. Baklava kutularından para kulelerine, villalardan valizlere kadar onlara en az birkaç sene yetecek malzeme var. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin bu tükenmişlik sendromundan süratle kurtulmasını temenni ediyorum.”
ŞEBEKENİN BAŞIYLA VEKALET İLİŞKİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletten aldıkları güçle nice badireleri salimen atlattıklarının, hile ve kumpasları aştıklarının, darbe ve vesayet heveslerini boşa çıkardıklarının altını çizerek, şöyle devam etti: “Yargıyı siyasi bir kondisyon alanı olmaktan yine biz kurtardık. Ama 23 yıllık bu çabalarımızda karşımızda statükoyu bulduk, statükonun temsilcisi CHP’yi bulduk. İmtiyazlarını kaybetmek istemediler, milletle yargı önünde eşitlenmek istemediler. Tarafsız ve bağımsız yargıyı bir türlü kabullenemediler. Daha düne kadar yargıyı yedek kuvvet gibi kullananlar, bugün İstanbul’a ve şehrin kaynaklarına karabasan gibi çöken bir suç şebekesinin hukuki akıbetini hiç utanmadan siyasi kumpas olarak yaftalıyorlar. CHP Genel Başkanı’nın niçin bizi ısrarla ve inatla bu davaya taraf yapmak istediğini anlayamıyoruz. Bu davanın avukatlığı Sayın Özel’e hayırlı uğurlu olsun. Şebekenin başıyla aralarındaki vekalet ilişkisi zaten biliniyordu.”
HİÇBİR YERİNDE YOKUZ VE OLMADIK
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Özel şunu unutmasın; biz ne partilerinin içindeki mikro iktidar savaşlarının ne de yüz kızartıcı ithamlarla dolu bu davanın tarafıyız. Biz bu davada sadece adaletin samimi duacısıyız. Talep ve beklentimiz adil ve tarafsız bir yargılamayla gerçeklerin bir an önce ortaya çıkarılması, suçu sübut bulanlardan hukuk önünde hesap sorulmasıdır. Bu hesap siyasi hokkabazlıkla, inkarla, pişkin hırs misali suç bastırmakla, ‘En iyi savunma saldırıdır’ kurnazlığıyla kapatılamaz. Bu hesap, yargı mensuplarını hedef alarak da kapatılamaz. Bir yandan hak, hukuk, adalet serenatları yapıp, diğer taraftan adaleti nalıncı keseri gibi kendinize yontamazsınız. Bu davanın bir numaralı sanığı sizin belediye başkanınız veya başkanlarınızdır. Sadece o değil, bu davanın ihbarcıları da sizin adamınız, itirafçıları da sizin adamınız. Biz bu davanın hiçbir yerinde yokuz ve olmadık.”
YARGI MENSUPLARIMIZIN YANINDAYIZ
Ana muhalefet partisinin bu davayı en başından beri siyasallaştırmaya gayret ettiğini, iddiaların vahamet ve ciddiyetini bilerek sulandırmaya çalıştığını millet gibi kendilerinin de gördüğünü kaydeden Erdoğan, “Ancak yargı mercilerini, kendi doğal mecralarında, yasal ve anayasal sınırları içinde çalışır halde tutmak, müşterek hassasiyetimiz olmalıdır. CHP yönetiminin giderek çirkinleşen, hırçınlaşan üslubunu hiç kimseye değil, aziz milletime havale ediyorum” değerlendirmesinde bulundu. “Devletin başı olarak, işini doğrulukla, kanunlar ve nizam çerçevesinde cesaretle yapan bütün yargı mensuplarımızın yanındayız” ifadesini kullanan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel’in artık oturduğu koltuğa yakışır bir olgunlukla hareket etmesini beklediğini dile getirdi. Erdoğan, “Sizlerden de CHP’nin saldırgan diline prim vermemenizi, bunların oyunlarına asla aldanmamanızı rica ediyorum” diye konuştu.
GÖNÜL COĞRAFYAMIZA HİÇ KİMSE HUDUT BİÇEMEZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin kalıcı huzura, refaha, emniyete kavuşması için girişimlerimiz sürüyor. Suriye’nin yeniden imarında, inşasında da inşallah yine kardeşlerimizin yanında olacak, hem Suriye’yi hem Türkiye’yi birlikte büyüteceğiz” dedi. Erdoğan, “Türkiye’nin yıllar boyunca sırtını döndüğü, unutmaya ve unutturmaya çalışılan o gönül coğrafyamıza biz, tekrar bir tarihi vazife olarak yüzümüzü döndük. Biz, ‘Ülkemizin sınırları içerisinde kalacağız, o sınırları kanımızla canımızla muhafaza edeceğiz ama bizim gönül coğrafyamıza hiç kimse hudut biçemez’ dedik” ifadelerini kullandı.
‘ARAPLAR SIRTIMIZDAN VURDU’ YALANI
Yıllar boyunca hep aynı masalın anlatıldığını, bugün de aynı masalın ısıtılıp ısıtılıp önlerine getirildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Neymiş efendim ‘Araplar bizi sırtımızdan vurmuş’ hadi oradan. On yıllar boyunca Acem’e, Arap’a, Müslümanlara, tarihi ve coğrafyamıza, gönül coğrafyamıza, dostlarımıza, kardeşlerimize sırtlarını döndüler, sermayeyi bile renklere ayırdılar. Amerika, Avrupa, Rusya, Çin bizim gönül coğrafyamıza yatırım yaparken, oradan yatırım çekerken, içeride bir çete ‘Arap sermayesi, yeşil sermaye, irtica’ diyerek bizi sırtımızdan vurdular. Bu yalanı söyleyerek Türkiye’ye en büyük kötülüğü yaptı, en büyük zararı verdiler. Onlar devasa yolsuzluğun, pisliğin, bataklığın üzerini örtmeye çalışırken, biz pergel gibi bir ayağımız Ankara’da diğeriyle bütün dünyayı, bütün gönül coğrafyamızı karış karış dolaşıyor barışın, huzurun, adaletin mücadelesini veriyoruz.”
İstanbul süreci devam etmeli
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile bir araya geldi. Erdoğan ve Zelenski, çalışma yemeğinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: “Sayın Devlet Başkanı’nın mayıs ayındaki son ziyaretinin hemen ertesinde Ukrayna ve Rusya heyetleri arasında 3 yılı aşkın süre başlatılan doğrudan görüşmelere ev sahipliği yaptık. Gerçekleştirilen 3 tur müzakerede bilhassa insani konularda ilerleme sağlanması mümkün oldu. Ayrıca taraflar arasında ateşkes ve barışa dair görüşler ile askeri meseleler doğrudan ele alınabildi.”
GÖRÜŞMEYE HAZIRIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalıcı ve adil barışın sağlanması için Rusya ile görüşmeye daima hazır olduklarını belirtti ve ekledi: “Bugünkü görüşmelerimizde de İstanbul sürecinin pragmatik ve sonuç odaklı bir anlayışla sürdürülmesi gereği üzerinde durduk. Her iki taraf için de savaşın yıpratıcı etkilerinin giderek derinleştiği bir dönemde İstanbul görüşmelerinin diplomatik çözüme yönelik çabalarda önemli bir merhale teşkil ettiğine inandığımızı belirttim. İstanbul süreci devam ettirilmeli.”
Ukrayna lideri Volodimir Zelenski de, “Türk diplomasisine ve Rusya’da anlaşılır olmasına güveniyoruz. Türkiye’nin gönüllüler koalisyonuna katılımı çok önemli. Karadeniz’in güvenliği de Türkiye’nin katılımı ile sağlanabilir. Esir değişimlerini yeniden başlatmak için de çok çaba gösteriyoruz” diye konuştu.
Bahçeli eşsiz katkılar sağladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli’nin yaptığı cesur açıklamalarıyla Terörsüz Türkiye sürecinin bugünlere gelmesinde eşsiz katkılar sağladığını söyledi. Erdoğan, “‘Terörsüz Türkiye’ süreciyle inşallah ülkemizi yarım asırlık bir prangadan, kanını, canını, kaynaklarını, enerjisini emen büyük bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtaracağız” ifadelerini kullanarak Türkiye’de iç barışı ve huzuru güçlendirdikçe, ülkenin iç cephesini tahkim ve takviye ettikçe dışarda da güç kazandığını, itibar ve nüfuz kazandığını söyledi.
PEK ÇOK SABOTAJI SAVUŞTURDUK
Erdoğan, şunları kaydetti: “Meclis Başkanımız maruz kaldığı hadsizliklere ve edepsizliklere rağmen komisyonun bütün bu kıymetli çalışmalarına başarıyla riyaset etti. DEM heyeti ve grubu aynı şekilde gayet sağduyulu bir tavır içinde oldu. Cumhur İttifakı ortağımız, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli de ilk günden itibaren yaptığı cesur, ufuk açıcı, yol gösterici açıklamalarıyla sürecin bugünlere gelmesine eşsiz katkılar sağladı. Bizler de gerek hükümet gerekse parti olarak son derece hassas bir çizgide yürüyerek sürece mihmandarlık yaptık. Sorumluluğumuz çerçevesinde ve hukuk dairesinde ne gerekiyorsa onun yerine getirilmesinde asla imtina etmedik. Elbette bu dönemde, bilinen bilinmeyen pek çok badireyi atlattık. Pek çok sabotajı savuşturduk, düğümü çözdük.”
BÜYÜK BİR ŞAHLANIŞIN EŞİĞİNDEYİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi daha büyük bir atılımın, daha büyük bir şahlanışın eşiğindeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ süreciyle inşallah ülkemizi yarım asırlık bir prangadan, kanını, canını, kaynaklarını, enerjisini emen büyük bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtaracağız. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Atacağımız adımları çok büyük bir titizlikle planlıyoruz. Omuzlarımızda 86 milyonun mesuliyetini ve kutsal emanetini taşıdığımızın bilinciyle davranıyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak işte bu samimi çabanın, gayretin içindeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde hamdolsun bugüne kadar gayet olumlu, umut ve cesaret verici ilerlemeler kaydettik. Bilhassa Gazi Meclisimizin çatısı altında oldukça geniş bir katılımla Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun kurulmasıyla süreç hem toplumsal bir boyut kazandı hem de çok farklı bir ivme yakaladı.”
Suriye’nin güvenliği bizim güvenliğimiz
Türkiye’nin katliamdan kaçan milyonlarca Suriyeliye kucak açtığını hatırlatan Erdoğan, insafı, vicdanı, kalbi olmayan, insanlıktan nasibini almayanların kışkırtmalarına rağmen milletin sabırla misafirlerine sahip çıktığını belirtti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu CHP değil miydi, ‘Biz gelir gelmez, Suriyelileri tekrar memleketlerine göndereceğiz’ diyen. Ne oldu, böyle bir şeyi yapabildiler mi? Yine Suriyeli kardeşlerimiz şu anda bizim misafirimiz olarak topraklarımızda kalıyor. Bir yıl önce Suriye’de o mazlumlar, devrim yaptılar. Devrimi Suriyeliler yaptı ama bu aziz millet, o devrim sayesinde bir kez daha şerefine şeref kattı. Suriye’nin yeniden imarında, inşasında da inşallah yine kardeşlerimizin yanında olacak, hem Suriye’yi hem Türkiye’yi birlikte büyüteceğiz. Suriye’nin güvenliği unutmayın bizim güvenliğimizdir.”
Erdoğan, konuşmasının ardından AK Parti’ye katılan Antalya Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım ve Konya Sarayönü Belediye Başkanı Necati Koç’a rozet taktı.
Komisyon en isabetli kararı verecektir
Milletin beklentilerinin idrakiyle önlerine gelen konularda çözüm odaklı bir yaklaşım içinde olacaklarını kaydeden Erdoğan, şunları ifade etti: “Samimi temennim odur ki komisyondaki tüm partiler ve üyeler de bizimle aynı sorumlu ve duyarlı davranışı sergiler daha yapıcı bir tutum takınırlar. Biz bu noktada ümitvarız, Komisyonun Türkiye için, Türkiye’nin güvenli geleceği için, milletimizin birlik ve beraberliği için, en doğru, en isabetli kararı vereceğine yürekten inanıyorum. 86 milyonun el ele vererek, birlik ve dayanışma bayrağımızı hep birlikte yücelterek, önce ‘Terörsüz Türkiye’ ve ardından terörsüz bölge hedeflerimize er ya da geç ulaşacağımızdan hiçbir şüphe duymuyorum.”
Tüm kesimler dinlendi
Erdoğan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun bugüne kadar iş dünyasından, insan hakları kuruluşlarına, akademi mensuplarından, sendikalara, emekli askerlerden şehit ve gazi derneklerine kadar milleti temsil eden tüm kesimleri dinlediğini anımsattı. Toplantıda, sürecin selameti açısından yapılmasında fayda görülen hususların Komisyon üyeleriyle açık yüreklilikle paylaşıldığını anlatan Erdoğan, “Tüm ikbalini sürecin akim kalmasına bağlayanlara inat, komisyonun fikir ve hedef birliği içinde çalışmasını son derece kıymetli buluyorum” diye konuştu. Erdoğan, Komisyonun bir sonraki toplantısının cuma günü yapılacağını hatırlatarak, “Komisyonun sonraki oturumu dahil, bundan sonraki süreci de aynı yapıcı, sağduyulu ve özellikle uzlaşmacı anlayış temelinde sürdüreceğine inanıyorum” sözlerini sarf etti.
Suhuletle menziline ulaştırmak istiyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’nin sırtında adeta büyük bir belaya dönüşen terör musibetinden tamamen kurtulmasının vakti artık çoktan gelmiştir. Verilen mücadeleyi, ödenen bedelleri, çekilen çileleri ‘Terörsüz Türkiye’ ile taçlandırmamız gerekiyor. Bunun sorumluluğu herkesten ve her şeyden önce 86 milyonu temsilen bu yüce çatı altında görev yapan siz milletvekillerinin omuzlarındadır. Terörün açtığı yaraları kardeşlik merhemiyle sarmış, güçlü bir Türkiye’nin inşasında yalnızca ülkemizin değil bölgemizin ve geleceği şekillendirecek, huzur, refah ve barış ikliminin kökleşmesinde, hepimize, Meclis’teki her bir milletvekiline, millete karşı mesuliyet duygusu taşıyan tüm siyasi partilere çok önemli görevler düşüyor. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak en başından beri hep siyaset üstü bir zeminde ele aldığımız bu süreci suhuletle menziline ulaştırmak istiyoruz.”
Kazanan Türkiye olacak
Erdoğan, AK Parti’nin, Türkiye’nin ve milletin menfaatini her türlü çıkarın üzerinde gören bir kadroya sahip olduğunu belirterek, “Çeyrek asır boyunca hep ‘önce milletim, önce memleketim’ dedik. Bu ülke için yeri geldi elimizi, yeri geldi tüm gövdemizi taşın altına koyduk. ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde de aynı özgüvenle millet ve memleket aşkıyla hareket ediyoruz. Parti ve ittifak olarak tek bir gayemiz var o da milletimizin böğrüne saplanan bu kanlı hançeri ebediyen çıkarmaktır. Buna daha önce hiç olmadığımız kadar yakınız. Şunu herkes bilsin, anlasın, ‘Niyet hayır, akıbet hayır’ düsturuyla çıktığımız bu yolculukta sonuçta kazanan Türkiye olacak, milletimiz olacak. Kazanan mutlaka kardeşlik olacaktır. Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, Şii fark etmeksizin kazanan bölgemizdeki tüm halklar, tüm kardeşlerimiz olacaktır” dedi.
İki haftada 11 canımızı yitirdik
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Dilovası’ndaki yangın ve Fatih’teki zehirlenme olayına da değindi: “8 Kasım’da Kocaeli Dilovası’nda meydana gelen yangın felaketinde vefat eden 7 emekçi kardeşime de Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyorum. İstanbul’da ikisi çocuk 4 gurbetçimizin vefatıyla ilgili soruşturma da büyük bir hassasiyetle yürütülmektedir. İki hafta içinde 11 canımızı yitirdiğimiz her iki olayda ihmali, hatası, kusuru veya kastı olan kim varsa, bunlar tek tek tespit edilecek ve kimsenin gözünün yaşına bakılmayacaktır.”










