Kanal İstanbul için geri sayım başladı: Tarihi dokuya nefes aldıracak

Ayşe Mine Alioğlu
00:0023/06/2021, Çarşamba
G: 23/06/2021, Çarşamba
Yeni Şafak
İstanbul Boğazı’nı tehlikeye sokan gemi ve yük trafiği projeyi zorunlu hale getirdiği için projeyle boğazın emniyetli hale getirilmesi planlanıyor.
İstanbul Boğazı’nı tehlikeye sokan gemi ve yük trafiği projeyi zorunlu hale getirdiği için projeyle boğazın emniyetli hale getirilmesi planlanıyor.

Kanal İstanbul’a ilk kazma 26 Haziran’da vurulacak. ‘Depremi tetikler’, ‘Doğal dengeyi bozar’ iddialarıyla başlayan tartışmalara noktayı uzmanlar koydu. Mimar Mehmet Osmanlıoğlu, “Uluslararası deniz trafiği açısından önemli Kanal İstanbul’un yapılması tarihi dokuya nefes aldırmak gibi bir şey” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Nisan 2011’de “çılgın proje” olarak duyurduğu Kanal İstanbul projesine 26 Haziran’da ilk kazma vurulacak.
Daha projenin açıklanması ile başlayan tartışmalar yeniden hız kazandı. Kimi ‘Doğal dengeyi bozacak, tarihi dokuyu yok edecek’ iddasında bulundu, kimisi ‘depremi tetikleyecek’, ‘Marmara’yı yok edecek’ dedi. Peki bu iddialar doğru mu? Proje ne için hayata geçiriliyor?
Bu soruları uzmanlara sorduk. İşte anlattıkları:

TARİHİ DOKUYA ZARAR VERMEYECEK

  • Kanal İstanbul’un, şehrin tarihi dokusuna zarar değil aksine yarar sağlayacağını söyleyen Mimar Mehmet Osmanlıoğlu, “Dünyada eşi benzeri olmayan İstanbul Boğazı ve kıyılarının üzerine konumlanmış olan tarihi yapıların değerleri artmış durumda.
    Bu yapıların güvenliği deniz trafiğinin çok olması sonucunda tehlikeye girmiştir. En nadide yalılar akaryakıt tankerlerinin çarpmasıyla karşı karşıya.
    Uluslararası deniz trafiği açısından önemli Kanal İstanbul’un yapılması tarihi dokuya nefes aldırmak gibi bir şey. Boğaz’da yaşayan insanların can ve mal güvenliği açısından önemli” dedi.

DEPREM RİSKİ YOK

Deprem iddialarının da asılsız olduğunu kaydeden Osmanlıoğlu, “İstanbul’da gökdelenlerin bile temeli yirmi metreden fazla değil. Deprem dediğimiz doğa olayı denizin yedi sekiz km altında. Kanal ise 25 metrede olacak. Deprem ihtimalinin teknik değeri yok” ifadelerini kullandı. İstanbul’un yeni gelecek insan yoğunluğunu kaldırmasının mümkün olmadığını belirten Osmanlıoğlu,
“Planlama İstanbul’un yoğunluğunu artırmayacak şekilde yapılmalı. Yeni nüfusun olması doğru değil. Yoğunluk olan kısımlardakilerin kanalın etrafına dağıtılması gerekiyor. Sahiller tamamen halka ait olmalı”
diye konuştu.

MARMARA’YI KİRLİLİK YOK EDECEK

  • Türkiye Tabiatını Koruma Derneği bilim danışmanı Dr. Erol Kesici de şunları söyledi: “
    Doğanın dengesine müdahale ederken çok iyi düşünmemiz gerekiyor. İyice hesap edilmesi ve bilimin siyasetten ayrılması gerekli. Süveyş kanalı açılmış daha önce. Karadeniz’den ve Ege’den gelen suların elbette etkisi var. ‘Kanal İstanbul açılırsa Marmara yok olacaktır’ demiyorum. Marmara için daha önemli sorunumuz müsilaj.”

Boğaz emniyetli hale gelecek

Türkiye’nin göz bebeği İstanbul Boğazı’ndan tankerlerle yılda 150 milyon ton tehlikeli yük taşınıyor ve bu sayı her yıl artıyor.
Boğaz’ın yıllık geçiş kapasitesi yılda en fazla 25 bin gemi olmasına rağmen bu sayı 50 bine ulaştı.
İstanbul Boğazı’nı tehlikeye sokan bu gemi ve yük trafiği projeyi zorunlu hale getirdiği için projeyle boğazın emniyetli hale getirilmesi planlanıyor.

TANKER RİSKİ

  • Katlanarak artan gemi trafiği, gemi kazası riskini artırıyor. 1950 yılından bu yana 50’den fazla büyük gemi kazasının yaşandı.
    Bu kazalarda sadece gemiler zarar görmüş gibi gözükse de uzmanlar büyük riske dikkat çekiyor. Olası bir kazada petrol yüklü bir tankerde meydana gelebilecek patlamanın İstanbul Boğazı’nda 50 kilometrekarelik alanda büyük deprem etkisi yaratabileceği belirtiliyor. Proje ile ilgili ‘olası bir doğal afet sırasında kanal ile İstanbul arasında oluşturulacak adadaki insanların tahliye edilemeyeceği’ iddiaları da asılsız.
    Kanal İstanbul üzerine afetlere dayanaklı olarak tasarlanmış 7 kara yolu köprüsü, biri köprü diğeri yer altı geçişi olmak üzere toplam 2 demir yolu geçişi, 2 metro geçişi yapılması planlanıyor.
#Kanal İstanbul
#​Tarih
#Deprem
#Mehmet Osmanlıoğlu