Karar zirvesi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çin ziyaretinin ardından ABD’ye geçti. Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile biraraya gelecek. Görüşmenin içeriği Türkiye’nin atacağı adımları da belirleyecek.

Erdoğan’ın Çin ziyareti öncesi ve sonrasında verdiği mesajlar, yeni dönemin şifrelerini de içeriyor. Erdoğan, Türkiye’nin terörle mücadelesinde yanında bulamadığı ABD, NATO ve Batılı ülkelerin samimiyetlerini sorgulayacak. Gerek NATO gerek ABD gerekse AB üyesi ülkeleri yaşanan sorunlara karşı yanında göremeyen Türkiye, yeni yol haritasını bu temaslarda alınacak mesajlarla netleştirecek. Müttefiklerinin ittifak aramaksızın attıkları adımlardan büyük zarar gören Türkiye, yeni dönemde aynı adımların atılması halinde müttefiklerine rağmen kendi tedbirini kendisi alacak.

Erdoğan’ın ABD ziyareti, Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen Rakka operasyonunun Suriye PKK’sı ile yapılmasını planlayan ve terörist örgütü silahlandıran ABD’yi ikna etmek için son hamle olacak. Trump ile birkaç kez telefonda görüşen Erdoğan, ABD’nin katı devlet politikasına karşın Trump’ın başkanlık seçimleri öncesi ve sonrasında verdiği olumlu mesajları göz ardı etmiyor.

Erdoğan, DEAŞ tehdidi karşısında da en büyük zararı Türkiye’nin gördüğünü hatırlatacak ve Türkiye’nin bugün bölgede DEAŞ terör örgütüyle mücadeleyi en üst düzeyde veren ülke olduğunu vurgulayacak. Erdoğan, Trump’a DEAŞ konusunda daha önceki açıklamalarını hatırlatacak. Bunlardan biri de Trump’ın seçim öncesi gündeme getirdiği “DEAŞ’ı Obama kurdu” sözleri ve Obama’nın bölgedeki politikalarına ilişkin eleştirileri olacak.

Son dönemde Amerika’nın attığı adımların Obama politikasının devamı şeklinde algılandığını, halen politikaların alt seviyede Obama etkisindeki bürokratlarca hazırlandığını Trump’a iletecek olan Erdoğan, geçmişteki hataların ardından Trump yönetimindeki müttefikini güçlü ortağının yanında görmek istediğini vurgulayacak. Trump, önceki açıklamalarında Suriye konusunda Türkiye’yle çalışılması gerektiğini de kaydetmişti.

Türkiye, müttefiklerini terörist örgütle birarada görmek istemediğini net bir şekilde vurgulayacak. İttifak halinde bir operasyonun ancak başarıya ulaşabileceği ve tüm müttefik ülkelerin menfaatine olduğunun altı çizilecek, “DEAŞ’a karşı terörist YPG ile değil devletler ittifakıyla savaşalım” mesajı verilecek.

Bölgede Türkiye’nin saf dışı bırakılamayacağı, Türkiye’ye rağmen atılan adımların iyi niyet içermediği vurgulanacak. “Trump’la yapacağımız görüşme virgül değil, nokta mertebesinde olacak” diyen Erdoğan’ın bu görüşme ve ardından NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde yapacağı temasların ardından tehditlere karşı yeni yol haritasını belirlemesi bekleniyor.

Erdoğan’ın ziyareti öncesi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ABD temaslarında Türkiye’nin hassasiyetleri ve bu hassasiyetleri doğuran kanıtlar muhataplarına sunuldu. ABD yönetimine, PYD/YPG’nin terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı olduğu, terörist PKK/PYD’ye verilen her türlü desteğin gelip Türkiye’yi vurduğu, Doğu ve Güneydoğu’da PKK terör örgütüne yönelik harekatlarda batılı ülkelere ait silahların ele geçirildiği, geçmişte de ABD’nin bu silahları güvenceyle verdiği ancak bu güvencelerin yerine getirilmediğine ilişkin pekçok ayrıntı yer aldı. ABD askerlerinin terör örgütü YPG'lilerle verdiği pozlar da bu belgeler arasında yer aldı.

Erdoğan’ın bugün Trump ile yapacağı görüşmeye ABD basını geniş yer ayırdı. The Washington Post gazetesi, iki ülke arasında son dönemde yaşanan fikir ayrılıkları nedeniyle ‘Trump’ın bu zamana kadar bir yabancı liderle yaptığı en zor görüşme’ olarak niteledi. Gazete, Trump’ın, Erdoğan’a karşı dengeli bir tutum izlemesi ‘tavsiyesinde’ bulundu. Foreign Policy ise Colin Kahl imzalı makalede, “ABD’nin Türkiye ile ilişkisi derin bir kriz sürecine girdi. Meselenin temelinde ABD’nin DEAŞ’a karşı Suriyeli Kürtlere destek vermesi yatıyor. Türkiye’nin YPG hakkındaki endişeleri anlaşılabilir ve geniş kesim tarafından kabul ediliyor” ifadesi kullanıldı.