Ağrı’da İran-Türkiye arası resmi geçişler Gürbulak Sınır Kapısı’ndan sağlanıyor. Biz de İran’ın Urumiye ve Maku şehirlerinde başlayan göç yolculuğunu Türkiye sınırları içinden takip etmek üzere sınır hattına uzanıp, Gürbulak’tan itibaren göçmen kaçakçılığının izini sürüyoruz. Bölgede 14-15 köy var. Her türlü kaçakçılık, birbiriyle akraba olan sınır köyleri sakinlerince gerçekleştiriliyor.
Göçmenleri ya da diğer kaçakçılık malzemelerini, bir nevi İran’daki kaçakçı atıyor, Türkiye’deki akrabası tutuyor. Bu tablo, tüm İran sınırı boyunca geçerli denilebilir. Güvenlik kaynakları, “Hangi köylerin ve köylülerin kaçakçılıktan geçindiğini, lüks yaşama bakarak anlayabilirsiniz” diyor. Tabii bir de terör örgütünün her türlü kaçakçılıktan aldığı pay var...
Hem kaçakçıların, hem de İran polisinin şiddetine maruz kaldıklarını söyleyen göçmenler de var. Geçiş güzergahında herhangi bir müdahale ile karşılaşmadıklarını, kimi arkadaşlarının İran polisi tarafından dövüldükten sonra geçmelerine izin verildiğini dile getiriyorlar. Bölgedeki güvenlik kaynakları, PKK’nın göçmen başına 10 ila 20 dolar arasında haraç aldığını belirtiyor. Göçmenlere, İran’daki dağlık alanda PKK ile birlikte çalışan kaçakçıların yol gösterdiği belirtiliyor.
Peki göçmenler nasıl oluyor da sınırdan kolayca geçiyor? Güvenlik kaynakları, İran-Türkiye sınırında Ağrı Dağı’ndan akan lavların oluşturduğu tam 67 dere yatağı bulunduğunu, her birinin ayrı geçiş güzergahı olduğunu belirtiyor. Kimi noktalarda botlarla Aras nehrinden geçiş sağlanıyor. En çok kullanılan 9 ayrı geçiş noktası bulunuyor. Ağrı’nın İran ile 117 kilometrelik sınırı mevcut. Bu sınırın henüz üçte birlik kısmına duvar örülmüş.
Coğrafi koşullar sebebiyle Türkiye-İran hattında göçmenlere müdahale edilebilecek noktalar, sınırın 2-3 km. içerisinde. Dolayısıyla zaten Türkiye’ye girmiş olan göçmenlerin yasal hakkı başlıyor. Türk askerinin kendilerine ateş etmeyeceğini çok iyi bilen göçmenler, askerle karşılaşınca dağılıyor. Güvenlik birimleri, “Çil yavrusu gibi dağılıp hıza koşuyorlar. Havaya ateş etsek de durmuyorlar” diyor.
Afgan göçmenler Türkiye içine girdikten sonra bir süre yürüyor. Parası olanlar, kaçakçılarca arabalarla Doğubayazıt’a kadar getiriliyor. Parası olmayanlar ise buraya kadar yürüyor. 45-50 kilometrelik yolu 7-8 saatte kat ediyorlar. Bölge sakinleri, göçmenlerin hangi güzergahtan geçtiğini sorduğumuzda Yeni Mahalle’yi işaret ediyorlar.
Sınıra giderken karşılaştığımız bir Doğubayazıtlı, bölgenin bir başka gerçeği hakkında bilgi verdi. İran’a sigara getirmek için gittiğini, 30 TL’ye aldığı üç karton sigarayı ilçedeki pasajlara 55 TL’ye sattığını anlattı. Bir de yasal olmayan kaçakçılık var. Kaçak mazot ticareti de İran’a giden kamyon ve TIR'lara getirilen yük ve değer kotasıyla bitme noktasına gelmiş. Bu sebeple göçmen kaçakçılığı rağbet görmeye başlamış.
Peki güvenlik güçlerinin gözleri önünde nasıl bu kadar rahat hareket ediyorlar? Bu konuda en önemli etkenlerden biri, bölgedeki terör yuvalanmaları. Geçmişten bu yana PKK'nın konuşlandığı en önemli yerlerden biri olarak bilinen Doğubayazıt kırsalı, Ağrı Dağı eteklerindeki arazi şartları sebebiyle teröristlerin saklanmasına oldukça müsait.
Kaçakçılıkta cezaların artması yeterli olmamış. Asıl kaçakçı baronlar, süreci uzaktan yönetiyor. Otobüslerde, kamyonlarda yakalanan şoförler birer işçi. Yakalanan araçlara el konuluyor, şoföre ve ruhsat sahibine ceza kesiliyor. Önceden tutuksuz yargılanan kaçakçılar artık tutuklansa da; 3 ay cezaevinde yattıktan sonra para cezasıyla serbest kalıyorlar. Tabii bir kamyon dolusu göçmenden 100-500 bin TL arası para kazanan kaçakçılar için aldıkları para cezası devede kulak.
Doğubayazıt’ın Yeni Mahalle olarak bilinen muhitinde bölgeyi incelerken, Ağrı Dağı eteklerinden yürüyerek gelen bir göçmen grubuyla karşılaşıyoruz. Onları takibe koyulduğumuzda, kaçakçıların adeta cezaevi olarak kullandığı adreslerden birine ulaştık. Kaçakçılara ait çok sayıda gizli evden biri olduğu öğrenilen barakalarda gördüklerimiz kanımızı dondurdu.
Her odaya 20-50-100 kişi arasında istiflenen göçmenler, bu evlerden çıkmak için kaçakçılar tarafından gelecek olan talimatı bekliyor. İçeri girdiğimizde yaşadıkları korku gözlerinden okunuyordu. Kaçakçılar tarafından başlarına dikilen nöbetçinin talimatlarına uymak zorunda olan göçmenler, aksi halde hem dayak yiyor, hem de odalara hapsediliyorlar.
Yeni Şafak’ın görüntülediği evlerde yüzlerce göçmen tuvalet olarak etrafına üç kerpiç tuğla örülmüş bir çukuru kullanıyor. Mutfak ve banyo yok. Günlerce ışığa çıkmadan bekletiliyorlar. Bu evlerde kapıları kilitlenerek hapsedilen göçmenler, binlerce km. yolu günlerce yürümelerine rağmen yaşadıkları nedeniyle kimi zaman ülkelerine geri gönderilmeyi mutluluk sayıyor.
2017’de Erzurum’da toplam 5 bin Afgan göçmen yakalanırken, 2018 yılının ilk üç ayında bu sayı şimdiden 18 bin olmuş. Göçmenlerden kimi 1000 dolar, kimisi de 1200 dolar ödemiş. Nadir de olsa daha fazla ödediğini söyleyen de var. Kimi göçmenler de kendilerine aile indirimi yapıldığını, kişi başı 650-700 dolar ödediklerini söylüyor. İran tarafında Maku veya Urumiye şehrinden otobüslerle Ağrı Dağı eteklerine getirilen göçmenler, burada araçlara bindirilerek dağlık alandan geçiriliyor. Daha sonra inip kaçakçılarla yürümeye başlıyorlar.
Kaçakçılar, bir kişinin ismine çıkarılmış yüzlerce hattı, Türkiye sınırına getirdikleri göçmenlere 100 TL karşılığında satıyor.