MHP lideri Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, 15 Temmuz 2016 gecesinin uzun asırlar boyunca hafızalardan çıkmayacak vahim hadiselere sahne olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içine sirayet etmiş dar bir kadronun devleti işgal, iç barış ve huzur ortamını imha etmek için harekete geçtiğini belirtti.
Bahçeli, "15 Temmuz darbe girişimi, Gezi Parkı kalkışmasının bir devamıdır. 6-8 Ekim olaylarının bir etabı, bazı il ve ilçelerimizde yaşanan barikat ve hendek terörünün menfur ayağıdır. 15 Temmuz her şeyden önce terörist darbe kalkışmasıdır. Sevk ve idare merkezi Pensilvanya, emir ve komuta zinciri de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiyerarşik yapısının dışındadır. TSK, emniyet, yargı, bürokrasi, medya, iş dünyası, üniversite ve diğer eğitim kurumlarıyla birlikte siyasete yuvalanan FETÖ, Türkiye’yi tıpkı bir ahtapot gibi sarmıştır. Melanet Gülen çetesi 15 Temmuz’da Türk milletine silah çekmiş, son şansını denemiş, son kozunu oynamıştır. Darbe kisveli işgal girişimine direnen büyük Türk milleti 15 Temmuz’da destan destan büyümüş, bağımsızlık onuruna, bekasına ve kutlu varlığına şehadeti göze alarak leke düşürmemiştir" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı açıklamalara da değinen Bahçeli, "Kılıçdaroğlu’nun bugünkü grup konuşmasında seviyesizliğin ve yüzsüzlüğün girdabına düşerek partimizi suçlayıcı ifadeler kullanması bu savrulmayı denetimsiz sürüklenmeye çevirmiştir. CHP Genel Başkanı bir kez daha yaş tahtaya basmış, utanmadan sıkılmadan fitneyi pusula haline getirmiştir. Hiçbir milli meselede adam gibi duramayan, dik duruş gösteremeyen Kılıçdaroğlu tutsaktır, sarsaktır. FETÖ’ye, PKK’ya bakışı da tamamıyla köksüzlüğün alametidir. 15 Temmuz’a 'kontrollü darbe' ya da 'tiyatro' demek işbirlikçiliktir, ihanet ortakçılığıdır. Nitekim yanlıştır, muhataplarını tarih ve millet önünde mahcup edecektir" diye konuştu.
Bahçeli, dört yıldır FETÖ'yle tavsama ve taviz kabul etmeyen iradeli bir mücadele sürecinin devrede olduğuna dikkat çekerek, "Ancak bu terör örgütünün kökü henüz kazınmış ve kurutulmuş değildir. Çünkü FETÖ’ye umut bağlayan, FETÖ’yle iltisak içinde bulunan, FETÖ’nün zehirli gayeleriyle birleşen siyasetten sivil toplum örgütlerine kadar billurlaşmış iç işgal cephesinin mevcudiyeti tartışmasız şekilde ortadadır. Mücadeleyi sorgulayanlar FETÖ’nün değirmenine su taşıyan gafillerdir. FETÖ’ye çıtını çıkarmayan, sürekli devlet ve hükümeti töhmet altında bırakan kifayetsiz muhterislerin hüviyetleri geldiğimiz bu aşamada arafta değil açıktadır. Şayet istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanın da Türkiye olması isteniyorsa köhne ve kirli siyasetçilerin FETÖ ve PKK’yla aralarına aşılması imkansız mesafeler koyması mecburiyettir. Bu olmadığı takdirde Türkiye ve Türk vatanı siyasi ihtiras ve ayak oyunlarıyla tahrip edilecek, gelecek hedeflerimiz riske girecektir. Muhalefet demek vatana ve millete muhalefet etmek değildir. Muhalefet demek Türkiye’nin hak ve çıkarlarını kötülemek, kötü göstermek hiç değildir" ifadesini kullandı.
Bahçeli, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması ile ilgili yapılan eleştirilere ilişkin ise, şunları kaydetti:
"Dahası büyük hünkarımız Fatih Sultan Mehmed ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü karşı karşıya getirmek, Osmanlı hukukunun uygulanarak Cumhuriyet hukukunun askıya alındığını tehditvari bir üslupla dillendirmek soysuz bir yalandır" diyen Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: