Cumhur İttifakı'nın İstanbul adayı Murat Kurum, Ataşehir'de bir otelde düzenlenen, Uluslararası Vuslat Platformu'nun "Ufuktaki Yeni Türkiye İstanbul Buluşmaları" programında yaptığı konuşmada, son 5 yılda İstanbul'a büyük tahribat yapıldığını söyledi.
Kurum, 14 Ağustos 2001'den beri milletin değerlerine yaslandıklarını, bugünlere öyle geldiklerini kaydederek, o günden bugüne milletin iradesini yansıtan ve millet iradesine yaslanan bir temsil sistemi ile siyaseti hakim kıldıklarını dile getirdi.
Milletin değerlerine, farklı inanç ve kültürlerine, farklı siyasi tercihlerine en ufak bir saygısızlıkta ve dayatmada bulunanın aralarında yeri olmayacağını vurgulayan Kurum, şöyle devam etti:
Cumhur İttifakı'nın İBB Başkan adayı Kurum, AK Parti belediyecilik anlayışıyla hiçbir şehri gürültüye, estetikten yoksunluğa, çirkinliğe ve çarpık yapılaşmaya terk etmediklerini söyledi.
Her şehri ve ilçeyi, huzurun, barışın, estetiğin, mimarinin merkezleri haline getirdiklerini anlatan Kurum, geçmişle geleceği aynı potada buluşturan, modern ile tarihi barıştıran, yeşil ile yapıyı kaynaştıran, insan ile şehri bütünleştiren bir şehircilik anlayışını Türkiye'nin tamamına yaydıklarının altını çizdi.
Kurum, İstanbul'un 2019'dan bu yana ehliyetsiz ve liyakatsiz ellerde güzel şeylerden mahrum bırakıldığını belirterek, "Son 5 yılda İstanbul'un nasıl bir fetret devri yaşadığını, nasıl bir yıkıma uğradığını en iyi sizler bilirsiniz. Şehirler de insanlar gibidir. Şehirlerin bedenleri zarar gördüğü gibi ruhları da zarar görebilir. Son beş yılda İstanbul hem fiziken tahrip oldu hem de ruhen yıpratıldı." dedi.
İstanbulluların şehri ehliyetsiz ve liyakatsiz ellerden kurtaracağına ifade eden Kurum, şöyle konuştu:
Kurum, merkezde ve yerelde yapılan mücadelenin yanında Türkiye'nin mazlumların ve mağdurların yanında durmayı başarmış bir ülke olduğunu dile getirdi.
Tüm insanlığın gözleri önünde Filistin ve Gazze'de yaşanan katliamlara millet ile devletin sessiz kalmadığını aktaran Kurum, Türkiye'nin dünyanın ayağa kalkması amacıyla tüm uluslararası arenada Gazze'deki soykırımın durması ve duyulması için öncü bir ülke olduğunu sözlerine ekledi.