Gazze’de soykırım yürüten İsrail Başbakanı Netanyahu’ya sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adam kalkıyor, Tevrat’tan bahsediyor, diğer gün İncil’den bahsediyor. Senin yaptığının ne İncil’le ne Tevrat’la alakası var. Bunu ne İncil kabul eder, ne Tevrat kabul eder, ne Zebur kabul eder” dedi. Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 10’uncu Zirvesi’nin ardından yurda dönüşünde uçakta açıklamalarda bulunan Erdoğan, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik saldırı başlatmasından bu yana sıkça Tevrat’tan alıntılar yapmasıyla ilgili soruya şöyle cevap verdi: On Emir’deki sayılanlar ile İsrail’in yaptıklarının alakası var mı? On Emir’den biri “Öldürmeyeceksin” demiyor mu? Ancak o çocukları öldürüyor. Bu zaten ona yetiyor. Kadınları öldürüyor, bu zaten ona yetiyor. Sadece şu On Emir, bunlar için yeter de artar bile. Adam kalkıyor, Tevrat’tan bahsediyor, diğer gün İncil’den bahsediyor. Senin yaptığının ne İncil’le ne Tevrat’la alakası var. Bunu ne İncil kabul eder, ne Tevrat kabul eder, ne Zebur kabul eder. Zaten Kur’an-ı Kerim şu anda hayatta olan en hakiki ve hiç bozulmamış tek kaynak.
Netanyahu’nun, İsrail halkının da tepkisini çeken, vatandaşlarının desteğini yitirmiş birisi olduğunu kaydeden Erdoğan şunları kaydetti: “Tevrat’tan alıntı yaparak, dini terimler kullanarak yaptıkları katliamlara destek bulmak istiyor. Bu kişinin yaptığı tamamen halkla ilişkiler çalışması, popülist bir yaklaşım. İsrail ordusunun işlediği savaş suçlarını dini beyanlara meşrulaştırmak istiyorlar. Sağduyulu, savaşın kazananı olmayacağına inanan Yahudilerin eleştirilerini bu yolla bertaraf etme çabasındalar. Bu savaşı bitirmeye devletlerin gücü tabii ki yeterlidir ancak bu savaşı halkların vicdanı sona erdirecektir. Mazlumların sesine kulak veren milyonların haykırışları İsrail’e pes ettirecektir.”
Erdoğan Gazze için gündeme gelen garantörlük ya da barış gücü gibi senaryolara dair soruya, “Kıbrıs’ta, Yunanistan garantör ülke olabiliyor, İngiltere garantör ülke olabiliyor, Türkiye haliyle garantör ülke ise, Gazze’de neden benzeri bir yapı olmasın? Biz orada da garantör ülke rolünü üstlenebiliriz” cevabını verdi. Erdoğan şöyle devam etti: “Bunun şekli ne olur onu olaylar gösterir, onu zaman gösterir. Bunun güvenlik boyutu da olur, siyasi boyutu zaten olacaktır ve bütün bunlarla beraber tarihi ve kültürel boyutu da var zaten. Bu tarihi arka planın şekillendirdiği bir yapı söz konusu ve Türkiye olarak bizim başat bir rol üstlenmemiz gerekir. Bu da tarihle bugünü ve geleceği adeta şekillendiren bir gelişme olacaktır.”
Gelişmelerin konuyu biraz daha İsrail’in aleyhine doğru taşıyacağını söyleyen Erdoğan, “İsrail bu acımasız adımı kendi gücüyle atmadı. Amerika dendiği zaman akla Amerika’nın kendisi gelmemeli. Amerika bana göre Batı’nın içerisinde değerlendirilmeli. Başta Amerika olmak bütün Batı şu anda İsrail’in yanında. Biz bölgeye huzuru ve barışı getirecek formülleri destekleriz. Filistinlilerin yaşamlarını daha da karartacak, onları tarih sahnesinden aşama aşama silecek planların ise destekçisi olmayız” dedi.
İsrail’in diplomatik yollarla nasıl durdurulabileceğini soran bir gazeteciye Erdoğan, “Ben İslam İşbirliği Teşkilatı Riyad Zirvesi’ni çok önemsiyorum. Riyad’da biz ateşkes için hem yükleneceğiz hem de bu ateşkeste usul itibarıyla neler olması lazım, esasta neler olması lazım onun ön çalışmalarını yapacağız. İsrail’in insan hakları ihlallerini ve savaş suçlarını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıyacak girişimlere destek vereceğimizi açıkladım. Küresel sistem ve uluslararası hukuk şimdi çetin bir sınavdadır. İsrail’i durdurulamazsa, yapılanların hesabı İsrail’e sorulamazsa insanların uluslararası hukuka da küresel sisteme de zaten azalan güveni yok olmaya yüz tutacaktır” yanıtını verdi.
Doğudan batıya, kuzeyden güneye herkesle görüştüklerini ve akan kanın durmasını sağlamaya çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, “Bu ay içerisinde Riyad’da İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi var. O zirveye katılacağız. Yine önümüzdeki hafta bir de Özbekistan ziyaretimiz olacak. Bunlar çok kritik zamanda kritik ziyaretler olarak önümüzde duruyor. Bu ay sonu İran Cumhurbaşkanı Sayın İbrahim Reisi gelecek, onunla görüşmemiz olacak” dedi.
“Sizce Avrupa ve Amerika’nın İsrail’e karşı bir diyet borcu mu var?” sorusunu cevaplayan Erdoğan Holokost’u hatırlatarak Avrupa’nın bunun diyetini ödediğini söyledi. Avrupa’da çifte standardın, ilkesizliğin, hukuksuzluğun tarihinin yazıldığına işaret eden Erdoğan, “Tarihte Yahudilere karşı yaptıklarının Avrupa ülkelerinin ayağını bağladığını, kendilerini inkar derecesine getirdiğini bugün görüyoruz. Sıra sıra dizilmiş bebek cesetlerini görmezden getiren nedir? Avrupa’yı Gazze’ye yağan bombaları göremeyecek kadar körleştiren nedir? Bu nasıl bir diyet borcudur ki o zaman yapılanları aratmayacak derecede çirkin, insanlık dışı katliamları yok saydırabiliyor? Yarın hiç istemeyiz ama Allah korusun bir Avrupa ülkesi benzer katliamlara sahne olsa Avrupa Birliği demek ki katliamı yapana borçlu olup olmadığına göre tavır takınacak” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği’nin düzenlemeyi planladığı barış konferansı ile ilgili düşüncesi sorulan Erdoğan, “Konu Avrupa Birliği olduğunda adil tutum hiç mi hiç beklemeyelim” ifadesini kullandı. Avrupa Birliği’ne güvenlerinin sarsıldığını belirten Erdoğan şunları dile getirdi: Ben soruyorum Avrupa Birliği yönetiminin çözüm planı nedir? Barış konferansında sadece İsrail’in yer alması ve onun söylediklerinin çözüm diye dayatılması mı? Filistin topraklarının İsrail tarafından tamamen işgaline zemin hazırlayıp Filistin’in varlığına fiilen son vermek mi? Tarafların bir araya getirilmediği bir toplantının barışa hizmet etmesini düşünmek dahi yanlış olur. Zaman kuru gürültü zamanı değil, insan hayatını ve yaşama hakkını savunma zamanıdır.
İsrail çok yanlış bir adım attığını dile getiren Erdoğan şu ifadeleri kullandı: Bu adımla aslında kendi geleceğini kararttı, diyebilirim. Bu sadece İsrail’i değil, İsrail’in dışındaki uzantılarını da rahatsız eden bir durum. Onun için yapılması gereken buradan geri adım atması ve bu işin durmasıdır. Tabii bu işin bir numaralı sorumlusu da İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ta kendisidir ve şu an itibarıyla İsrail’de Netanyahu aleyhinde konuşmalar başlamıştır. Onu dünya siyaseti de yargılıyor. Birleşmiş Milletler’deki oylama bu açılardan çok çok önemliydi. Aslında bu oylama bir karnedir. Bu karnede İsrail sınıfta kalmış, geçer not alamamıştır.
Erdoğan, “Bu katliamlardan sonra İsrail sizin için konuşulur olmaktan çıktı mı?” sorusunu “Şunu söyleyeyim, Netanyahu hiçbir şekilde bizim için muhatap alınabilir biri değil artık. Onu sildik attık. Bu konudaki kararı İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde yapacağımız görüşmelerle vereceğim. Oradaki havayı bir görelim. Ama bunun dışında bağları tamamen koparmak, hele hele uluslararası diplomaside öyle bir şey olmaz” şeklinde yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam memleketi Rize’nin Güneysu ilçesine gitti. AK Parti İlçe Başkanlığı önünde toplanan vatandaşlara hitap eden Erdoğan, yerel seçimlere yönelik vatandaşlara çağrı yaptı.Erdoğan şunları söyledi: Beş, altı ay sonra malum belediye seçimleri var. Yerel seçimlerde de başta Rize merkez olmak üzere ev ev dolaşarak ilçelerimizi de inşallah partimize kazandırmanızı istiyorum. Malum, son seçimlerde milletvekili sayımızda bir düşüş yaşadık. Herhalde yerel seçimlerde aynı düşüşü yaşamayız. İnşallah Rize ve ilçelerinden çok güçlü bir ses çıkaralım istiyorum.”