Türkiye Doğu Akdeniz’deki haklarını korumaya kararlı. Yunanistan, Meis Adası civarında sismik araştırma için görevlendirilen Oruç Reis’e karşı ordusunu alarma geçirince Türkiye’den karşı hamle gecikmedi. TSK, çatışma riskine karşı 15’e yakın savaş gemisiyle bayrak gösterdi.
Türkiye, uluslararası hukuktan doğan hakkını kullanarak Antalya’nın bin 300 metre uzağındaki
civarında sismik araştırma yapmak için Navtex ilan edince Akdeniz’de tansiyon yükseldi. Lozan’a aykırı olarak Meis Adası’nı işgal edip silahlandıran Yunanistan, Türkiye’ye engel olmak için karşı Navtex yayınlayıp ordusunu alarm durumuna geçirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri, olası bir çatışma riskine karşı 15’e yakın savaş gemisi,
’lar ve F16’larla bölgede bayrak gösterdi.
YUNAN ORDUSUNDA TATİLLER İPTAL EDİLDİ
’deki çalışmalarını uluslararası hukuka uygun olarak devam ettiren Türkiye, önceki gün Meis ve Rodos arasında kalan bölgede sismik araştırma yapmak için Navtex ilan etti. 21 Temmuz-2 Ağustos tarihleri arasında geçerli olmak üzere yayınlanan mesajda, bu bölgede Oruç Reis, Ataman ve Cengiz Han gemilerinin sismik araştırma yapacağı belirtildi. Bu Navtex’in ardından Yunanistan alarma geçti. Güney Kıbrıs’ta bulunan Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros, acil olarak ülkesine geri döndü. Tüm tatilleri askıya alıp orduyu ‘kırmızı alarm’ seviyesine geçiren Floros, “Kara, hava ve denizde gerektiğinde hakim olmayı hedefliyoruz” açıklaması yaptı.
15 GEMİ GÜVENLİ HALE GETİRDİ
TSK bu tehditler üzerine teyakkuza geçti. F-16’lar Meis Adası civarında alçak uçuş icra etti, İHA ve SİHA’lar da bölgede devriyeye başladı. Oruç Reis, Ataman ve Cengiz Han gemilerinin bölgeye hareketinden önce Deniz Kuvvetleri’ne ait 15’e yakın gemi bölgeye intikal ederek güvenlik önlemi aldı. Buna karşı Ege’de jet uçurmaya başlayan Yunanistan, Türkiye’ye karşı başka bir Navtex yayınladı. Deniz Kuvvetleri ise Yunanistan’ın ilanının geçersiz olduğunu, bölge ile ilgili Navtex’i sadece Türkiye’nin yayınlayabileceği belirtti.
Sahadaki yüksek tansiyon diplomasiye de yansıdı. Türkiye’deki Yunan Büyükelçiliği, Dışişleri’ne konuyla ilgili rahatsızlığını iletti. NATO ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde de konunun gündeme getirilmesi için girişim başlattı. Yunan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos da ABD Savunma Bakanı Mark Esper’i aradı. Yunan basınına göre Yunan Bakan “Hükümranlık haklarını kullanmaya ve kendimizi korumaya hazırız” dedi.
AB VE ABD YİNE ATİNA’DAN YANA
Resmi bir açıklama yayınlayan ABD Dışişleri Bakanlığı ise Türkiye’ye duyurulan planları askıya alması ve bölgede tansiyonu arttıracak adımlardan kaçınması çağrısı yaptı. Almanya da gerilimde Yunanistan’a destek verdi. Atina’da bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Yunan Başbakan Kiryakos Miçotakis ile yaptığı görüşmede Yunanistan’a destek mesajı verdi. Miçotakis ise Türkiye’ye karşı yaptırım istedi. Ayrıca Yunan Başbakan’ın bugün ülkedeki tüm parti liderleri ile araya gelerek durum değerlendirmesi yapacağı ifade edildi. Öte yandan Yunan muhalefeti, hükümeti Türkiye’ye karşı pasif kalmakla suçladı. Eski Başbakan Aleksis Çipras, Türkiye’nin bölgeye 40 savaş gemisi gönderdiğini iddia ederek, “Miçotakis hükümeti çok pasif. Acil kriz masası kurulmalı” dedi.
Yunanistan hayal aleminde
Türkiye’nin en son Ekim 2018’de bölgede araştırma yaptığını belirten emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “O dönem henüz kıta sahanlığı ilan etmemiş, Libya ile bir anlaşma imzalamamıştık. Bu nedenle de bölgede herhangi bir araştırma da yapılmadı. Libya anlaşmasından sonra bu bölgede ilk sismik araştırmamızı yapmış oluyoruz” dedi. Dışişleri Bakanlığı’nın bugünkü açıklamasında da çok doğru bir şekilde vurguladığı, Yunanistan’ın 10 binlerce kilometrekare kıta sahanlığı ile bir hayal aleminde yaşadığının göstergesi olduğunu aktaran Tümamiral Gürdeniz, şunları kaydetti:
“Sorun da buradan kaynaklanıyor. Türkiye 29 Kasım 2019’da BM’ye kıta sahanlığını deklare ederek, ‘burası benim saham’ dedi. Aslında Türkiye üstüne düşeni yapmış olurken, Yunanistan’ın BM’ye resmen bildirerek ilan ettiği bir kıta sahanlığı da yok. Dolayısıyla Türkiye 1-0 önde.” Türkiye’nin sismik araştırma konusunda Navtex’ini Yunanistan’dan çok önce yayınladığını kaydeden Gürdeniz, şöyle devam etti: “Yunanistan bizim Navtex’e karşılık sahte bir Navtex yayınlayıp, adeta Navtex savaşı başlattı. Yunanistan iki tane uluslararası hukuka uygun hamleye karşılık, bölgede hukuksuzluk yaparak Türkiye’yi engellemeye kalkarsa, barış ve istikrarı bozan taraf olur.”
“Türkiye’nin bu gelişmeler karşısında hiç istifini bozmadan sismik araştırmalara devam etmesi gerekiyor. Yunanistan ilk ateş açan, güçle mukavemet eden taraf olursa, çok önemli bir uluslararası hukuk ihlali gerçekleştirmiş olur. Bu durum yaşanırsa her egemen devlet gibi Türkiye’nin de kendini savunma hakkı mevcuttur. Zaten BM, yalnızca saldırıya maruz kalındığında kendini savunma hakkı veriyor. Yunanistan’ın AB ve ABD kartlarını kullanmadan Türkiye ile masaya oturmak zorunda. İki ülke karşılıklı diplomasi masasına oturarak pazarlığa başlar. Zaten Türkiye’nin nihai hedefi masaya oturtmak olmalı. Yunanistan masayı reddettiği sürece Türkiye’nin kendi çıkarlarını korumaktan başka çaresi yok.”
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Meis Adası civarında arama yapmanın Türkiye’nin hukuki hakkı olduğunu söyledi. Türkiye’nin 1923 Lozan Antlaşması ile Meis’in de aralarında olduğu 14 ada üzerindeki hakkını İtalya’ya bıraktığını ifade eden Yalım şunları kaydetti:
“2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1947’de Paris Anlaşması ile 12 ada İtalya’dan alınıp Yunanistan’a verildi. Uluslararası anlaşmalar hukukuna göre bir anlaşmanın maddesi değişirse mutlaka taraf olan devletlerin tamamının ya da çoğunluğunun o değişiklikte imza atması lazım. Şimdi 12 ada Lozan’ın 15. maddesinde geçiyordu. Türkiye Lozan’da taraftı ancak Paris’te taraf değildi. Dolayısıyla burada gayri hukuki bir devir oldu. Hukuken Türkiye’nin onayı ve rızası olmadan böyle bir devir yapılamaz. İtalya 12 ada üzerindeki egemenlik haklarından vazgeçtiği zaman hukuken aslına rücû ediyor. Yani Türk toprağı olur. Şimdi buradan bakarsak Yunanistan’ın Meis Adası üzerinde egemenlik hakkı bile yok ki itiraz hakkı olsun. Bizim petrol arama ruhsatları da zaten Meis Adası’nın kara suları dışında. Bunu engelleyemezler. Yunanistan akıntıya karşı kürek çekiyor.”
Lozan’da adaların silahsız olacağını ilişkin açık bir madde bulunduğunu vurgulayan Yalım, bu adalardan birisini de Meis adası olduğunu ifade etti. Ege’deki 23 adanın büyük kısmını cephaneliğe çevrildiğini aktaran Yalım, Yunanistan’ın Meis’te alay seviyesinde bir birlik ve küçük bir askeri havaalanı olduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın, Oruç Reis araştırma gemisinin, Doğu Akdeniz’deki araştırma faaliyetine ilişkin yaptığı açıklamaya cevap verdi. Geminin araştırma yapacağı deniz alanının, ruhsat sahaları içinde olduğunu vurgulayan Aksoy, şöyle devam etti:
“Söz konusu sahanın bir bölümünde Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemimiz esasen geçmiş yıllarda faaliyette bulunmuştu. Hal böyle olmasına rağmen, Yunanistan bu araştırma faaliyetimize itiraz ederek, araştırma sahasının kendi kıta sahanlığında olduğunu iddia etmiştir. Yunanistan bu iddiasını başta Meis olmak üzere kendi ana karasından uzaktaki adalarının varlığına dayandırmaktadır. Yunanistan’ın bu maksimalist kıta sahanlığı iddiası uluslararası hukuka, içtihada ve mahkeme kararlarına aykırıdır.”
Aksoy, yüz ölçümü 10 kilometrekare olan, Anadolu’ya 2 kilometre, Yunan ana karasına ise 580 kilometre uzaklıkta olan bir adanın 40 bin kilometrekare genişliğinde kıta sahanlığı alanı yaratmasının, rasyonel ve uluslararası hukuka uygun bir tez olmadığının altını çizerek, “Bu nedenle, Yunanistan’ın bu iddialarını reddediyoruz” ifadesini kullandı. Aksoy, “Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru hak ve çıkarlarını müdafaa etmeye devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu.
#Türkiye
#Yunanistan
#Meis Adası
#Navtex