İsrail'in saldırılarında 5 personeli şehit edilen İHH İnsani Yardım Vakfı'nın öncülüğünde "Her adım Gazze ve Kudüs için" yürüyüşü gerçekleştirildi. Fatih Camii önünden Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi meydanına yürüyen on binlerce İstanbullu, Gazze ve Filistindeki zulmü protesto etti. Filistin ve Türk bayraklarıyla yürüyen İstanbullular, Filistin halkına destek sloganları attı. Yürüyüşe katılan Polonyalı İbrahim Polacik, Müslümanların tek bir vücudun azası gibi olduğunu vurgulayarak, "Filistin imani bir meseledir" dedi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın öncülüğünde, İsrail'in Mavi Marmara Gemisi'ne saldırısının 15. yıl dönümü dolayısıyla "Her adım Gazze ve Kudüs için" yürüyüşü düzenlendi. İHH'nın Gazze'de yürüttüğü projede çalışan 5 kişinin şehit olan, 2 kişinin ağır yaralandığı İsrail'in saldırısını da kınamak amacıyla bir araya gelen çeşitli sivil toplum kuruluşlarından on binlerce kişi, dün Fatih Camii'nde toplandı. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ne doğru yürüyüşe geçen katılımcılar tekbir getirip, "Katil İsrail, Filistin'den defol", "Mehmetçik Gazze'ye" sloganları attı. Ellerinde Türk ve Filistin bayrakları taşıyan kalabalık "Gazze için susma", "Mavi Marmara onurumuzdur", "Şehitlerin yolunu sürdüreceğiz", "Çocuklar ölürken susulmaz" yazılı pankart ve dövizler taşıdı. Yürüyüşün sonunda toplanılan Ayasofya Meydanı'nda Kur'an-ı Kerim okundu.
MAVİ MARMARA DÖNÜM NOKTASI
Burada konuşan İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Av. Bülent Yıldırım, Mavi Marmara Saldırısı'nın sadece bir yardım girişimi olmadığını, Türkiye için de bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti, savunma sanayiinde bağımsızlaşma adımını o gün attı. İsrail bize silah vermeyeceğini söyledi. Biz de ‘kendi silahımızı yaparız’ dedik. Bugün savunma sanayiimizin temelinde Mavi Marmara vardır” şeklinde konuştu. Gazze’de yardım faaliyetleri yürüten ekiplerine yönelik İsrail saldırılarında şehitler verdiklerini hatırlatan Yıldırım, “Yardım dağıtıyoruz, şehit ediliyoruz. Gemilerle yola çıkıyoruz, vuruluyoruz. Bir sivil toplum kuruluşu daha ne yapabilir? Uluslararası devletlere ve İslam ülkelerine sesleniyorum: Gazze’ye yardım için askeri gücünüzü birleştirin” ifadelerini kullandı.
DAVAMIZI GELECEĞE AKTARACAĞIZ
Yürüyüşe katılan Hüseyin Murat, Gazze halkının haklı davasını savunmak için meydanlara indiğini ifade etti. Siyonist İsrail zulmü karşısında safını belli ettiğini vurgulayan Murat, “Çocuklarımızı bu uğurda bilinçlendiriyoruz. Siyonizmin yok olması için bu çok önemli bir adım. İşgalci İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları sadece Filistin sınırları içerisinde değil. Hedefledikleri sınırlar çok daha geniş. Bu doğrultuda Müslümanlar olarak onların bu isteklerine her şart ve imkanda karşı çıkmalıyız. Bizler burda rahat içerisinde yaşıyoruz, onların yaşadıklarını gelecek nesillere aktarmak bizim boynumuzun borcu” diye konuştu.
FİLİSTİN İMANİ BİR MESELE
Polonyalı İbrahim Polacik, Filistin için düzenlenen büyük yürüyüşe katılmanın bir insanlık görevi olduğunu belirtti. Filistin’in özgürlüğü için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini ifade eden Polacik, sözlerini şöyle tamamladı: “İslamı kabul ettikten sonra nerede bir Müslüman zulüm altındaysa benim kalbim orada atmaya başladı. Bizler Müslümanlar olarak tek bir vücut olmalıyız. Filistinli kardeşlerimizin davası bizim davamızdır çünkü Mescidi Aksa bizim ilk kıblemizdir. Buranın özgürleşmesi imani bir meseledir.”
CİĞERİMİZ YANIYOR
Filistin’in de Suriye gibi özgürleşeceğini dile getiren Suriyeli Ahmed Sırhan ise, şunları söyledi: “Filistinli kardeşlerimizin yaşadıklarını en iyi anlayan millet olarak şunu söyleyebilirim ki; ciğerimiz yanıyor. Suriye nasıl özgürlüğüne kavuştuysa, Filistin de en kısa sürede özgürlüğüne kavuşacaktır. Biz kardeşlerimizin her zaman yanındayız.”
