Terörle mücadele kapsamında Türkiye’nin komşularıyla yürüttüğü diplomasi bir adım ileri taşındı. Terör örgütü PKK’yı bitirmek için Irak’la yürütülen iş birliği sonuç vermiş, Irak tarafı ortak harekat merkezi kurulması konusunda anlaşıldığını ve Duhok-Erbil illerinin Türkiye sınırlarına 27 karakol kurulacağını açıklamıştı. Ortak harekat merkezinin de Haftanin-Zap arasındaki bir bölgede olacağı öğrenildi. Irak’ın ardından PKK’ya karşı İran’la da diplomasi trafiği başladı.
Yeni Şafak, ABD ve İran'ın PKK'ya dron ve füze sevkiyatını deşifre etmiş, yeni sevkiyat olursa “vur emri” verildiğini duyurmuştu. Konuyla ilgili İran tarafıyla yeni bir gelişme yaşandı. Türkiye ve İran arasında Süleymaniye'de geçtiğimiz hafta bir görüşme yapıldı. Toplantıda Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve güvenlik güçleri yer aldı.
İran'dan PKK'ya sevkiyatı durdurması istenerek terör örgütüne karşı iş birliği teklif edildi. İranlı yetkililer PKK'ya herhangi bir sevkiyat yapmadıklarını iddia etti. Bunun üzerine Türk yetkililer sevkiyat görüntülerini İranlıların önüne koydu. İran tarafı görüntüleri inkar ederek sevkiyatın kendileriyle ilgili olmadığını öne sürdü. Bu defa yeni bir sevkiyat daha olursa, sevkiyatın vurulacağı direkt İranlı yetkililere iletildi. İran'ın kendi sınır bölgesinde bulunan teröristleri defalarca Türkiye’ye ittiğini belgeleriyle ortaya koyan Türkiye, İran’ın bu itmelerden vazgeçmesini, PKK'nın İran’daki uzantısı PJAK'ın da temizlenmesini istedi. Türkiye'nin son ilettiği konu ise “operasyon sahasının kirletilmemesi” oldu. İranlı yetkililere, Türkiye'nin PKK’ya yaptığı operasyona herhangi bir müdahalede bulunmaktan kaçınmaları gerektiği belirtildi.
Suriye rejiminin lideri Beşşar Esed’in “Suriye-Türkiye ilişkilerine yönelik tüm girişimlere açığız” açıklamasından sonra bu ülkeyle de PKK konusunda adımlar atılması bekleniyor. İki ülke arasındaki normalleşme süreci, liderlerin karşılıklı açıklamalarından sonra gündemden düşmüyor. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanlığı Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev ile görüşmüş, ardından “Suriye'nin Türkiye ile ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan tüm girişimlere açık olduğu” yönünde açıklama yapmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Suriye ile ilişkileri geliştirmek için geçmişte nasıl birlikte hareket ettiysek aynı şekilde yine ederiz Suriye halkı bizim kardeş halk olarak yaşadığımız bir topluluktur. İlişki kurulmaması için hiçbir sebep yok. Suriye ile ilişkilerimizi nasıl canlı tuttuysak biliyorsunuz sayın Esed ile bu görüşmeleri yaptık yarın yine görüşebiliriz. Suriye'nin içişlerine karışmak gibi bir amacımız yok” sözleriyle bu adımı daha ileri taşımıştı.
Askeri kaynaklar, Suriye ile karşılıklı atılan normalleşme adımlarının, TSK’nın terör bölgelerinde önünü daha da açacağını belirtiyor. Terörle mücadelede iş birliği konusunda, ilerleyen süreçte yeni adımlar atılması bekleniyor.
Güvenlik kaynakları, görüşmelerde Suriye yönetiminin “PKK'nın tüm faaliyetlerini engellemesini” öngören 1998 tarihli Adana Mutabakatı’nın yeniden gündeme gelebileceğine dikkat çekti. Suriye yönetiminin “PKK ve uzantılarının kendi topraklarını kullanarak Türkiye'ye tehdit oluşturmasını önlemeyi amaçlayan” Adana Mutabakatı’nın, bu süreçte gündeme gelebileceği belirtiliyor.
Suriye ile normalleşmenin bölge dışı aktörlere olası yansımaları da olacak. Askeri kaynaklar, PYD-YPG’yi kullanarak bölgede, özellikle de Deyrizor’da büyük bir alanı kontrol altında tutan ABD’nin hedeflerinin sekteye uğrayacağı görüşünde.