İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından Dilan ve Engin Polat’ın da aralarında olduğu 28 şüpheli hakkında kara para akladıkları iddiasıyla hazırlanan iddianameye Yeni Şafak ulaştı.
İddianamenin değerlendirme kısmında Engin Polat’ın liderliğinde kurulan suç örgütünün Alper Kürşat Polat, Sezgin Polat, Ahmet Gün, Dilan Polat, Mustafa Özalp ve Sinem Sıla Doğu'nun yönetimiyle yürüdüğü anlatıldı. Şüpheliler Nilgün Yılmaz, Metin Yılmaz, Can Doğu, Can Polat, Zehra Yılmaz, Gürsel Yılmaz, Yeşim Altınkalem Dalkıran, Halit Polat, Songül Kılıç, Zümrüt Yerebakan, Zekayi Tepe, Harun Abak, Gökay Bekar, Buse Uzuner, Uğurcan Ayyıldız, Beyza Nur Gün, Ceyda Nur Gün, Gözde Bilgiç, İsmail Bilgiç, Kübra Doğan ve Haydar Enes Çetinkaya'nın da örgüt üyesi olduğu belirtildi.
Suç örgütünün, büyük bir organizasyon halinde yasa dışı yollardan uhdeye geçirilecek "kara" parayı yasal sistem içerisine sokmak ve eritmek ile kripto cüzdanlar içerisinde saklayıp lüks yaşam dahilinde harcayıp kullanmak üzere kurulmuş olduğu da iddianamede ifade edildi. Örgüt lideri Engin Polat’ın 2017 yılında yasal olmayan yollardan KKTC’ye gittiği ve yasadışı bahis organizatörleri Derkan Başer ve Veysel Şahin ile irtibat kurduktan sonra bu Başer ve Şahin’in ekibine dahil olduğu tespit edildi. Engin Polat’ın KKTC’de Başer ve Şahin’in yasadışı bahis organizasyonunda müdür ve benzeri sıfatlarla çalıştığı ve hızlı bir yükseliş gösterdiği, hatta ‘Jasminbet’ isimli yasadışı bahis sitesinin tamamen Engin Polat’a bırakıldığı iddianamede belirtildi.
Tanık beyanlarına da yer verilen iddianamede tanık Erkan Şahin' in, yasa dışı bahis sitesi olduğu kolluk birimince tespit edilen ‘vdcasino’ ve ‘vidobet’ isimli sitelerin Engin Polat tarafından organize edildiğine dair açık anlatımlarının bulunduğu belirtildi. Savcılık, Engin Polat’ın 2017 yılından itibaren yasa dışı yollardan kazanılacak para sayesinde zenginleşmeyi amaçlayan bir yapıyı kurmaya başladığı, nihai hedefinin yasa dışı bahis organizasyonlarından kazanılan paraların kripto varlıklara çevrilmesini takiben kendine düşen payı alındıktan sonra yurt dışında bulunan Derkan Başer' e aktarılması olduğu da iddianamede anlatıldı.
İddianamede, “Derkan Başer’in kurmuş olduğu uluslararası yasa dışı bahis ağı nazara alındığında, bu yoldan kazanılan haksız paranın tek bir şahıs üstünden kendisine ulaştırılamayacak kadar büyük ölçekte olduğu, mamafih finansal hareket analiz raporunda soruşturmaya dahil edilen 32 şahsa ve 11 şirkete ait hesap hareketlerinin içeriğinde yapılan analiz çalışmalarında, yasa dışı bahis geliri olduğu değerlendirilen tpplam genel finansal işlem hacminin 1 milyar 102 milyon 187 bin 595 TL olduğu, dolayısıyla Derkan Başer’in Engin Polat üzerinden de ayrı bir hat oluşturduğu ve kazanılan haksız paraların kendisine ulaştırılmasını sağladığı, bu hususun gizli tanığın beyanlarında da Engin Polat'ın nihai hedefinin kazancının kripto varlıklar üzerinden Derkan Başer' e aktarılması olduğuna dair anlatımlar şeklinde yer bulduğu” ifade edildi.
Savcılık, “Soruşturmaya konu suç örgütünün, lider konumundaki şüpheli Engin Polat'ın uluslararası bahis organizasyonlarının liderleri Derkan Başer ve dolaylı olarak Veysel Şahin’le olan irtibatı ve yakın ilişkisi sonrası bu yasa dışı mecradan akmaya başlayan parayı perdelemek amacıyla onlarca şirket kurup büyük ticari hacim imajı yarattığı, şirketlerin hemen hepsinde birçoğu aile ve yakın çevreden seçilmiş ortaklık yapısının göze çarptığı, söz konusu şirketlerin tek elden yönetildikleri ve Engin Polat-Sezgin Polat-Alper Kürşat Polat'ın fiili yönetici oldukları yönünde açık tespitlerin yer alması karşısında söz konusu şirketlerin ana amacının gerçek ticari faaliyet olmadığı, bu şirketlerin güvenilir yakın çevreden seçilen örgüt üyeleri ve yöneticileri arasındaki ortaklık yapısıyla aslında tek bir elden örgüt yönetimi altında aklama suç yolunda paranın kontrolünün zorlaştırılması ve gerçeğin perdelenmesi noktasında paravan olarak kullanıldığını” değerlendirdi.
Savcılık değerlendirmesinde, “Kısa sürede ulaşılan aşırı zenginliğin ve şöhretin getirisi olarak ticari hayatta önemli bir karşılığı olan güzellik-kozmetik sektöründe faaliyet göstereceği beyanıyla kurulmuş bu şirketlerin bir kısım gerçek ticari faaliyette de bulunduğu, bu gerçek ticari faaliyetlerin dosya içerisine alınan raporlarda da tespit edildiği ve fakat bu durumun genel tabloda ulaşılan deliller itibariyle örgütün hedefinin aklama olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği, hatta bir kısım gerçek ticari faaliyetlerin ve özellikle sosyal medya üzerinden ulaşılan şöhretin örgütün asıl amacını perdelemede büyük kolaylık sağladığı” anlatıldı.
Savcılık, “Örgütün gerçekleştirdiği bir kısım gerçek ticari faaliyetler sırasında büyük vergisel usulsüzlük ve ihlaller yapmaktan da çekinmediği, şirketlerin gerek dışarıdan üçüncü şirketlerden sahte fatura temin etmek gerekse de kendi aralarında sahte fatura kesmek suretiyle ticari hacmi şişirmeyi ve takibin zorlaştırılmasını amaçladığı, dolayısıyla kısa sürede özellikle dijital mecralar ve sosyal medya üzerinden ihtişamlı-gösterişli yaşam tarzı ile ulaşılan şöhretin ve beraberinde gelen bir kısım ticari faaliyetlerin ana hedefe ulaşmada bir örtü şeklinde kullanıldığı, örgütün bu doğrultuda gerçekleştirdiği vergisel usulsüzlükler sebebiyle ödenmesi gereken vergileri hileli ve sahtecilik içeren eylemlerle ödemeyip uhdede tutmak suretiyle ayrı bir gayrı yasal gelir kalemi daha oluşturduğu” ifade edildi.