Mustafa Akıncı’nın sözde çözüm adına KKTC topraklarının yüzde 20’sini Rumlara terk etme yönünde planı olduğunu aktaran Işıksal, Ayrıca vatandaşlık, yönetim ve mülkiyet gibi konularda hayati tavizler vereceğini söyledi. Işıksal, Akıncı’nın seçilmesi durumunda, Akıncı’nın atacağı adımları KKTC’yi bekleyen tavizleri şöyle sıraladı:
Kıbrıs’ın yaklaşık 36.5’i Türk toprağıdır. Rumlar Türk toprağını küçültmeye çalışıyor. Kıbrıslı Türkler eğer bir taviz verecekse de toprak konusunda karşılığı olması ve kendilerini güvenceye alması gerekiyor. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin aynen devam etmeli. İkincisi yönetim ve güç paylaşımı konusunda Kıbrıslı Türklerin etkin bir rol oynaması lazım. Ancak bu noktalarda Kıbrıs Türk tarafı güçlü kazanımlar elde ederse toprak konusunda belirli taviz elde edebilirdi. Akıncı hiç bir şey elde etmeden sanki Kıbrıs Türk tarafı olası bir duruma çok muhtaçmış gibi adeta Rumlara yalvararak tavizler verdi. KKTC toprakları yüzde 36’dan yüzde 29’a indi. Yani Akıncı, KKTC topraklarının yüzde 20’sini hiçbir karşılığı olmadan vermeyi planlıyor.
Akıncının bu şekilde Rumlara sunduğu harita BM’nin kayıtlarına geçirildi. Harita özellikle Rum basını tarafından tüm dünyaya kamuoyuna sızdırıldı. Artık Rumların da bu haritanın üzerinden toprak talebine geçtiğini söyleyebiliriz. Toprak konusunda diğer bir önemli nokta da Akıncı, KKTC için önemli iki stratejik bölgeyi Güzelyurt ve Karpaz’ı Rumlara veriyor. Bu kabul edilemez.
Yine Akıncı’nın üst parlamentonun aldığı kararların onaylanmasında bir Türk bakanın oyunun yeterli olmasıydı. Çünkü Sekiz Rum ve üç Türk bakan hazırlıyordu bu federal yapıdan. Üç Türk bakandan tamamın yerine bir Türk bakanın onayının yeterli olması özellikle Türkler açısından önemli kararların oylanmasında Rumlara güç veriyor.
-Başkanlık seçiminde yüzde 20 çapraz oy prensibi. Bu Rumların vereceği oyun yüzde 20 ağırlığında Kıbrıslı Türk seçmenlerin oylarına eklenmesi demek. Bu da özellikle çok yakın seyreden yani genel olarak solla sağın çok yakın seyrettiği Kıbrıs Türk Devletine müdahale demek. Kıbrıs Türk halkının iradesine müdahale demek. Ayrıca Rumlara tanınan yüzde 20 iç vatandaşlık oy hakkı da Türk halkının iradesini engelleyecek.
-Diğer bir sorun Deregasyon sorunudur. Akıncı, bize özel olan deregasyonları biz Avrupalılara kabul ettiremeyiz diyor ve bunlardan vazgeçme sinyali veriyor. Kıbrıslı Türklerin varlığını koruyabilmesi için bu başlık çok önemli. Aksi taktirdeciddi bir sıkıntı olabilir.
Nüfus sorunu çok önemli çünkü Akıncı nüfusları verirken Kıbrıs Türk halkını 200 bin civarında verdi. oysa Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bulunan çeşitli sebeplerle vatandaş yapılmamış 70 bin Türkiye kökenli vatandaş var. Bunlar listeye eklenmedi. Bu çok ciddi bir hataydı. Bunların acı olanı da Rumların 635 binden 8 yüz bine çıkarılması oldu. Bu da Akıncı’nın 1’e 5 oranını kabul etmesi anlamına geldi. Yeni bundan sonraki süreçte bir Türk’ün vatandaş olabilmesi için beş tane Rum’un vatandaş olmasını kabul etmek anlamına geldi.
-Garantörlük konusu Kıbrıslı Türklerin olmazsa olmazıdır. Ama Akıncı bunu da müzakere masasına koymuştur. Üç dönem içerisinde Kıbrıs’ta Türk askerinin adadaki varlığının sonlanabileceğini hatta adadan tamamen ayrılabileceğini söylemiştir. Buda çok ciddi bir sıkıntıdır. Akıncı bu konuyu konuşma yetkisine sahip değildir.
-Mülk konusunda da tam bir belirsizlik var. Kıbrıs konusunun en ciddi meselelerinden biriside çok ciddi bir sorundur. Mülkiyet tanımında son sözü kimin söyleyeceği muamma. Rumlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vereceğini söylüyor. Tabi buda ciddi bir sorun yaratacak. Bir başka nokta Rum tarafı yüz bin göçmenin kuzeye göçmesini diretirken yine Akıncı’nın seksen bini kabul ettiğini söylüyor. Bu ciddi bir sıkıntı. Yine toprak konusunda KKTC’nin en sulak bölgesi olan Kuzey yurt bölgesinin yine Rumlara veriliyor olması stratejik açıdan önemli olan böle kabul edilebilir gibi değil. Yüzde 36.5’den 25’lere inmek yaklaşık yüzde 20 toprağın hiçbir karşılığı olmadan verilmesi anlamına geliyor. Dediğim gibi kabul edilebilir değil.