Rusya’yı iç savaşın eşiğine getiren paralı askeri güç Wagner isyanının, Belarus Devlet Başkanı Aleksendır Lukaşenko’nun aracılığıyla şimdilik sona erdirilmesi, gerçekten çözüm sağlandı mı sorusuna sebep oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “ihanet” ve “Bolşevik ihtilali” suçlamasının aksine, cumartesi gecesi, “Rus kanının dökülmemesi” gerekçesiyle geri adım atarak, Wagner lideri Yevgeny Prigojin ve isyana katılan Wagner güçlerine dokunulmayacağı, haklarında açılan ceza soruşturmasının kapatılacağına yönelik açıklamalar, akıllardaki sorulara yenilerini ekledi. Rus lider Putin dün Rus devlet televizyonunda yayınlanan söyleşisinde “Önceliğimiz Ukrayna” açıklaması yapmasına rağmen, Kremlin’de dengelerin durumu ve Moskova’da büyük belirsizlik olduğu kaydediliyor. Bu belirsizliğin başında ise Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Gerasimov’un kaderinin ne olacağı, gelmekte. Önümüzdeki günlerde Kremlin çevresinde dramatik gelişmeler yaşanabileceği değerlendiriliyor.
Prigojin’in; kan dökülmeden son bulan isyanının en dikkat çeken yanı Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Rusya Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov’u, kurşun dahi atmadan teslim aldıkları Rostova kentine çağırmasıydı. Ukrayna’da binlerle ifade edilen kayıp veren Wagner’in ‘kişisel’ hesabı olmaktan çok Moskova’daki muktedirlerin bir iç hesabı görmesi olarak okunuyor. Şoygu’nun da Gerasimov’un da ilerleyen süreçte tasfiye edileceği ve tasfiyenin Rus ordusunun komuta kademesiyle sınırlı kalmayacağı düşünülüyor. Özellikle de Şoygu’yu Kızıl Meydan’da asmakla tehdit eden Wagner’in, davranışının iktidarın diğer paydaşlarınca kınanmaması dikkat çekici. Şoygu, Kremlin’deki iktidar çevresinde Rus asıllı olmayan birkaç isimden biri olarak öne çıkıyordu. Şoygu ve Gerasimov’un son 3 günde kamuoyunda gözükmemesi de dikkatlerden kaçmadı.
Koltuğu sallantıda olan Şoygu yerine ismi geçen kişi ise yine Rus lider Putin’e çok yakın bir isim. Rus medyası ve Telegram kanallarında Tula bölgesi Valisi Aleksey Dyumin, Savunma Bakanlığı için favori olarak değerlendiriliyor. 2014’te Ukrayna toprağı Kırım’ı işgal eden Rus Özel Kuvvetlerinin başında bulunan Dyumin’in Putin’in yakın çemberinde olduğu biliniyor. Halihazırda Ukrayna’daki Rus işgal güçlerinin başındaki iki numaralı isim General Sergey Suvorikin’in de Gerasimov yerine genelkurmay başkanlığı görevine getirilebileceği Kremlin’e yakın çevrelerde konuşuluyor. Suvorikin ve Dyumin’in Progijin’in arkasındaki iki esas güç olduğu da iddialar arasında. İki ismin Wagner’in ilerleyişi durduran pazarlıkta gayri resmi rol aldığı da konuşuluyor. Politico dergisi 2022 yılında, Dyumin’i Putin yerine geçebilecek 12 isimden biri olarak göstermişti.
Wagner isyanı şimdilik çözülse bile Putin’in “geri adım” görüntüsü vermesi, ülke içinde siyasi istikrarı yeniden sağlayabilecek mi sorusuna sebep oldu. Uluslararası Savaş Çalışmaları Enstitüsü yayınladığı bir analizle bir günlük isyanın, Putin iktidarına zarar verdiğini öne sürdü. Analizde, Putin’in Wagner’i “ihanet ile suçlamasının ardından, yabancı bir gücün arabuluculuğu ile çözümü kabul etmesinin kalıcı etkisi olacağı belirtildi. Putin’in geri adım sayılabilecek çıkışının güç kullanma tekelini yitirmesi anlamına geldiği kaydedildi.
Wagner isyancı güçlerinin hiçbir mukavemete uğramadan Moskova’ya doğru 200 km ilerlemesi ve Ukrayna işgalinin yönetildiği Rostov kentini ele geçirmesinin, Rusya içerisindeki farklı güç grupları için örnek oluşturabileceği de kaydediliyor. Buna göre Wagner örneği, herhangi bir güvenlik mekanizması içindeki kişi, devlet kontrolündeki girişime ve Kremlin içindeki ana aktörlere, devletten ayrı paralı bir askeri gücü etkileyici sonuçlar alabileceğini gösterdi. Bu da 23 Haziran gecesi hayata geçen isyana benzer girişimlerin tekrarlanabileceğine yönelik ihtimali güçlendirdi.
Putin’in önce “ihanet” ile suçladığı ve hakkında “silahlı kalkışma” soruşturması başlatılan Prigojin’i affetmesi de akıllardaki soru işaretlerini gidermedi. Wagner’in liderliğini üstlenen, 25 bin ila 50 bin arasında paralı askeri komuta eden, Rusya’nın Afrika ve Orta Doğu siyasetinde etkin figür olan Prigojin’in geleceği de tartışma konusu. Şimdilik Belarus’ta ‘gönüllü sürgün’ hayatını tercih eden Prigojin sonrasında; Wagner’in yönetim kademesinden Moskova karşıtı isimlerin tasfiyesi edilmesi beklenirken, Wagner kuvvetlerinden Rusya saflarına katılmayı reddedenler, Afganistan, Suriye, Mali gibi ülkelere gönderilerek, kaderlerine terk edileceği belirtiliyor. Prigojin’in geleceğinin ise Kremlin’deki ve Rus Savunma Bakanlığı’nda yaşanacak değişime göre şekil alabileceği belirtiliyor. Rusya lideri Putin’in kendisiyle yapılan bir söyleşide “ihaneti asla affetmeyeceğine” ilişkin sözleri de Wagner lideri için Belarus’un güvenli sığınak olmayabileceğini göstermekte. Rusya’nın St. Petersburg şehrinde Wagner ilanlarının indirildiği görüldü.
Rusya’da bir günlük Wagner isyanının sona ermesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ilk kez konuştu. Putin, “Önceliğimiz Ukrayna’daki harekat, hedeflerimize ulaşacağız.” açıklaması yaptı. Rusya devlet televizyonunda yayınlanan röportajda, Putin “Ukrayna’daki özel askeri operasyonun hedeflerine ulaşacağıma inancım tam” ifadelerini kullandı. Rus lider, 24 saat mesaisini Ukrayna’daki duruma göre ayarladığını da belirtti. Konuşmasında Wagner’den bahsetmeyen Rus lider, Savunma Bakanlığı yetkilileriyle yakın iletişim halinde olduğunu söyledi. Putin’in gelecek hafta düzenlenecek Olağan Güvenlik Konseyi toplantısına da katılacağı belirtiliyor.
Rusya, Afrika ve Orta Doğu’da siyasetini Wagner paralı asker grubu üzerinden yürütüyordu. Özellikle Orta Afrika’da birçok ülkeye güvenlik hizmeti veren Wagner üzerinden Moskova’nın bu kıtada önemli nüfuz sahibi Yine Libya ve Suriye’de Wagner aktif faaliyette. Rusya’nın isyancı Wagner’i tasfiyesinin, bu bölgelerdeki çıkarlarını etkileyebileceği değerlendiriliyor. Bu çerçevede Moskova’nın derin bir ikilemle karşı karşıya kaldığı, Ukrayna savaşı devam ederken Rus ordusunu bu bölgelerde görevlendiremeyeceği düşünülüyor. Öte yandan Rusya, söz konusu bölgede Wagner faaliyetlerinden sorumluluk almayarak, kendisine yönelik suçlamaları da kabul etmiyordu.
Ülkesinde Wagner’e bağlı paralı askerlerin isyanından bir gün sonra Rus ordusu Suriye’de sivilleri hedef aldı. Suriyeli muhaliflerin gözlemevinden alınan bilgiye göre Rusya’ya ait savaş uçaklarının, dün İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ne düzenlediği hava saldırılarında ilk belirlemelere göre 9 sivil hayatını kaybetti, 30 sivil yaralandı. Yerel saatle 10.03’te Lazkiye’deki Hımeymim Hava Üssü’nden havalanan 3 Rus savaş uçağı, İdlib’in Cisir eş Şugur ilçesindeki sebze haline, il merkezine ve Beynin köyüne hava saldırıları düzenledi. Suriye Sivil Savunma Vakfı tarafından yapılan açıklamada, Suriye’nin kuzeybatısındaki pazarları, çiftlikleri ve yerleşim yerlerini hedef alan saldırılarının sivillerin istikrarını tehdit ettiği belirtilerek saldırıların barış yanlısı siviller arasında terörü yaymayı ve yaşamlarını engellemeyi amaçlayan sistematik bir politika olduğu belirtildi. Açıklamada, uluslararası topluma saldırıların sonlandırılması ve faillerden hesap sorulması için çağrıda bulunuldu.