İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi, Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Gündem maddesi Kudüs olan zirvenin açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yaptı. ABD’nin kararına tepki gösteren Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Zaten, işgal altında olan Kudüs’le ilgili böyle bir kararın açıklanmasının, hiçbir hükmü olamaz. Amerika’nın bu hukuksuz kararına, sadece Kudüs’ü işgal altında tutan İsrail destek vermiştir. Bu gayrimeşru kararı kabul etmeyen tüm ülkelere teşekkür ediyoruz. Sayın Papa dahil olmak üzere, şu ana kadar yaptığım tüm görüşmelerde Kudüs ile ilgili bu kararlı duruş teyit edilmiştir.
Bu karar, her şeyden önce, şiddet yerine barıştan yana tavır koyan, barışı isteyen taraf olduğunu defalarca ispatlayan Filistinlilerin cezalandırılmaları anlamına geliyor. 1947, Filistin ne durumda ve İsrail ne durumda... İşte buyurun şu anda bakınız 1947’de İsrail ne ise şimdi de Filistin ne yazık ki aynı duruma getirildi. Böyle bir taksimi inanın kurt-kuzu mücadelesinde, kurt bile yapmaz. Ama bu taksim burada yapıldı.
Bu şunu gösteriyor: İsrail, bir işgal devletidir. Bunun yanında İsrail, aynı zamanda bir terör devletidir. İnsan olan, vicdan sahibi olan buralardan gerekli dersi alması lazım. Şuraya bakın. 20’ye yakın asker, işte o çocuk gözleri bağlı, 14 yaşında, bakınız yüzü kan revan içinde. Bunu ispat etmek için ey Trump sana daha neyi anlatalım? Her şey ortada. İsrail’e zaten bir şey anlatmamıza gerek yok. Gerçekler ortada, bunları biliyorlar.
Amerika’nın Kudüs kararıyla, İsrail, yaptığı tüm terör eylemleri için adeta ödüllendirildi. Bu ödülü veren tek başına da olsa şu anda Trump’tır. Siz tek başınıza böyle bir karar alabilirsiniz ama dünya sadece sizden ibaret değil. Filistin meselesine adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmadan, bölgesel ve küresel ölçekte kalıcı barış ve istikrardan söz edilemez. Kudüs’ün tüm inançlar için taşıdığı öneme saygı duyan sayın Papa’ya, adil bir barış için gayret eden aklıselim sahibi Musevilere, Kıbtilere, tahkir edilseler de muhkem duruşlarından taviz vermeyen herkese şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
Buradan uluslararası hukuka, hakkaniyete sahip çıkan tüm ülkeleri Kudüs’ü Filistin devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyorum. Artık daha geç kalamayız diyorum. İslam ülkeleri olarak başkenti Kudüs olan egemen ve bağımsız Filistin Devleti talebinden asla vazgeçmeyeceğiz.
Erdoğan, “Henüz Filistin devletini tanımamış olan ülkelerin artık bu önemli adımı atmaları, bölgede aklıselimi ve adaleti ayakta tutacak bir dengenin sağlanabilmesi açısından şarttır. Sözde iki devletli çözümü savunurken, uygulamada İsrail’in bu imkanı her geçen gün biraz daha ortadan kaldırmasına göz yumulması kabul edilemez. İşgal eden ile işgal edilen arasında tarafsız kalmak zulme destek vermektir. Bunun için en azından Filistin’in uluslararası anlaşmalara ve kuruluşlara dahil olma süreci hızlandırılmalıdır. Vicdan sahibi, gelecek nesiller adına mesuliyet sahibi herkesin maddi ve manevi tüm imkanlarını Kudüs için seferber etmesini istiyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı sıfatıyla ABD’nin attığı bu son derece yanlış, provokatif ve hukuk dışı adımdan bir an evvel geri dönmeye davet ediyoruz. Bu adımla kendini barış sürecinde diskalifiye eden, arabuluculuk vasfını tamamen yitiren Amerika’nın yerine uluslararası toplumun tamamından dünya barışı ve istikrarı için sorumluluk üstlenmelerini bekliyoruz” dedi.
Müslümanlara düşen görevin her hal ve şart altında Kudüs’e sahip çıkmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Çünkü orada, orada varılacak secdede, selametle birlikte barış için çağrı vardır, merhamet için yakarış vardır, insanlık için kurtuluş vardır. Buradan bir kez daha ifade ediyorum ki, Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif, 144 dönüm alanıyla ebediyete kadar Müslümanlara ait kalacaktır” dedi.